“İtiraf” yorumuyla psikolojik operasyon

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Işık Koşaner’in, bazı subaylarla yaptığı iddia edilen konuşmanın ses kaydı internete düştü. Aslı var veya yok bilmiyoruz. Ama var varsayarak konuşmaya bakalım.   Metni okuyunca anladık ki, haber“itiraf” başlığıyla yorumlu olarak verilirken, yine psikolojik bir operasyon yapılıyor. Demek ki, ordumuza karşı yürütülen kampanya bitmemiş.   Komutan ne demiş bakalım: Askerde gördüğü zaaf […]


Paylaşın:

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Işık Koşaner’in, bazı subaylarla yaptığı iddia edilen konuşmanın ses kaydı internete düştü. Aslı var veya yok bilmiyoruz. Ama var varsayarak konuşmaya bakalım.

 

Metni okuyunca anladık ki, haber“itiraf” başlığıyla yorumlu olarak verilirken, yine psikolojik bir operasyon yapılıyor. Demek ki, ordumuza karşı yürütülen kampanya bitmemiş.

 

Komutan ne demiş bakalım: Askerde gördüğü zaaf ve yanlışları 14 başlık altında sıralıyor.  Bunlar iki grupta toplanabilir. Birincisi 3 başlıkta; sınır birliklerinin eğitilmesi, bazı karakol yerleri ve  mevzilerin seçimindeki yanlışlıklar ile mayınların itinasız döşenmesi; ikincisi 11 başlıkta;  askerin moral yapısındaki zaaflar olarak toplanabilir.

 

Mesela; Bazen emir komuta birliğinin sağlanamaması, liderlik inisiyatifindeki zafiyet, tim komutanı (onbaşı)’nın askerine sahip çıkamaması ve bazen silahını bırakıp kaçması, hatta çatışmada yaşanan kargaşayla kendi adamını vurması, sanki terörle mücadele bitmiş gibi hareketsiz kalınması, son dönemde her şey serbest, herkes istediğini söyleyebilir gibi bir algılamanın olması, bu psikolojiyle eylemsizliğin yaşanması,  emasya protokolü kalktığı için istihbaratın yetersiz kalmasına bağlı olarak yanlışların yapılması ve tereddütlerin yaşanması gibi  örnekler üzerinden açıklamalar yapılıyor.

Bu tespitlerden sonra da yapılması gerekenler, kararlılıkla sıralanıyor. Mevcut her türlü araç ve gerecin hiç çekinmeden kullanılması,  teröristle temas kurulduğunda peşinin bırakılmayıp işinin bitirilmesine kadar takip edilmesi, hiç kimsenin talimatına ihtiyacımız duymadan, kanunların verdiği görevin icabı olarak mücadeleye devam edileceği, kimsenin bunu durdur diyemeyeceği, derse bile kabul edilemeyeceği, yok hareketi azalt, operasyonu azalt gibi sözlerin ne bizim ne diğer komutanlarımızın ağzından çıkmayacağı, eylemsizliğin söz konusu olamayacağı,  bizim her zaman olduğu gibi teröre karşı mücadelede bir adım bile geri duramayacağımız bilinmelidir.

Özetlenen bu 11 başlık altındaki tespitlerin hepsinin de askerin moral yapısıyla yakından ilgili görülüyor. Komutanın  belirlediği noksanları açık yüreklilikle ve  cesaretle ele almasının, düzeltilmesi için subaylara talimat vermesinin adı neden “itiraf” oluyor? Desteklenmesi gerekirken, kıyamet koparılarak niçin köstekleniyor?  Ordumuz dost düşman bütün dünyaya teşhir ediliyor? Anlamak mümkün değil.

 

Konuşma üzerine ilk soru şu olmalıydı? Bu ses kaydını kim veya kimler yapmış? Amacı nedir? Yayımlayanlar belli değil mi? Emniyet ve MİT tertipçileri araştırıp neden bulunmuyor?

 

İkinci soru askerin morali niçin bozuluyor, kimler bozuyor? Üzerinde durulması gereken esas konu bu iken, tam tersi yapılıyor. Neden?

Aslında bunun cevabı belli. Yıllarca malum medyada, bölücülerin ve teröristlerin 24 saat beyin yıkamasına ve kafaları karıştırmasına seyirci kalınmadı mı? Hatta tedbir alması gereken bazıları bu kampanyaya katılmadı mı? Batıda terör örgütünün elebaşılarının resmi, sözleri, bayrağı ve renklerinin yayınlanması yasak da, bizde neden serbest? Eli kanlı bölücü teröristler neden “barış”, “demokrasi”, özgürlük”, “kardeşlik” havarisi gibi gösteriliyor?

 

Terör silahla önlenemez denilerek; “Biz’ daha çok demokrasi ve özgürlükle’ çözeceğiz” iddiasıyla;“Terör sonuçtur, onu doğuran sebep olan inkarcılık, ayrımcılık, eşitsizlik ve asimilasyon ortadan kaldırılmadıkça çözülemez” şeklinde konuşan yetkililere ne demeli? Bu amaçla “Kürt açılımı” nın başlatıldığı, Türk kimliğinin anayasadan çıkarılıp, etnik gruplar aynı konuma getirilerek eşitliğin sağlanacağı söylenmiyor mu? Teröristbaşıyla masaya oturulmadı mı? TBMM’deki bölücü parti, PKK’nın güdümünde devlete meydan okumuyor mu? İspanya’da terörü kınamayan Batasuna kapatılıyor da,  bizde neden korunuyor? Etnik siyasallaşmanın alt yapısını oluşturulmadı mı? “Akan kanı durduracağız” iddiasıyla Habur’a seyyar çadır mahkemeleri kurulmadı mı? Kandil’den inen PKK’lıları yöneticileri kucaklamadı mı?

 

Bütün bunları gören şehit ailesi tabutun başında, “çocuklarımız dağlarda boşuna mı şehit oluyor? diye feryat etmedi mi? Evet askerin morali neden bozuluyor?

 

Vatan için can veren Mehmetçiğe selam olsun!

———————-

Okuyucularımın Bayramını kutlarım.

 

 

 

Yazar

Sadi Somuncuoğlu

Yorum Yap

Kayıt olmadan yorum yapabilirsiniz.




Benzer Yazılar