30 Ağustos Zafer Bayramı önemsizleştirilemez!

İktidarı hem Malazgirt Zaferi’ni, hem Sakarya Savaşı’nı, hem de Büyük Taarruzu içinde bulunduran zaferler ayı Ağustos ayına ve genel olarak millî günlere gerekli hassasiyeti göstermeye ve millî günlere karşı tutumundan vazgeçmeye çağırıyoruz.


Paylaşın:

İçişleri Bakanlığının valiliklere gönderdiği bir yazıyla salgın süreci bahane edilerek 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlamalarının yasaklandığı anlaşılmaktadır. Bakanlık sonraki bir açıklamasıyla bunun bir yasaklama değil kısıtlama olduğunu belirtse de yazıda belirtilen faaliyet dışındaki faaliyetlere müsaade edilmemesi cümlesi açık bir yasaklamadır. Bakanlığın yapılmasına lütfen izin verdiği faaliyet ise, çok az kişinin katılacağı bir çelenk sunmadan ibarettir. Bu yaklaşım Zafer Bayramının açıkça önemsizleştirmeye çalışmaktır.

Bugün Zafer Bayramına karşı böyle davrananlara yakın geçmişi hatırlatmak şarttır. Hatırlanmalıdır ki, Türklük üzerinde oynanan emperyalist oyunlar Osmanlı’nın zayıflamasıyla aleni bir şekilde hayata geçirilmişti. Birinci Dünya Savaşı’nın sonunda galip devletlerin politikacıları, Türkleri Anadolu’dan atıp Asya’nın içlerine sürmeyi ve hatta Türklüğü tamamen yok etmeyi hedeflediklerini konuşmalarında saklama lüzumu bile duymuyorlardı.

Bu ahval ve şerait içinde Ulu Önder Atatürk’ün başında bulunduğu Millî Mücadele, önce İnönü’de ve sonra Sakarya’da düşmanı durdurma başarısını gösterdi. Bir yıllık hazırlık devresinden sonra da işgal edilen vatan topraklarını kurtarmak için 26 Ağustos’ta Büyük Taarruz başlatıldı. Büyük Taarruzun dördüncü gününde, yani 30 Ağustos’ta ise Başkumandanlık Meydan Muharebesi yapıldı. Bu muharebede düşmanın en önemli gücü yok edildi ve bu muharebe âdeta savaşın sonucunu belirledi. Bu özelliği sebebiyle vatanımız düşman işgalinden kurtulduğundan beri bu önemli gün coşkuyla Zafer Bayramı olarak kutlanmaktadır.

30 Ağustos esas olarak Başkumandanlık Meydan Muharebesi’nin tarihi ve bu muharebenin bir parçası olduğu Büyük Taarruzun simgesidir.

Büyük Taarruz, Birinci Dünya Savaşı sonunda, Sevr dayatılarak, yok edilmek istenen Türk Milletinin varlığını dünyaya bir kere daha göstermesidir. Bu özelliğiyle Millî Mücadelenin başarıya ulaşmasının bir sembolüdür.

Millî Mücadele, 2. Viyana Kuşatmasından beri geri çekilmekte olan Türklüğün yeniden yükselişe geçmesidir.

Bütün bunların bir sonucu olarak Büyük Taarruz, Anadolu’yu vatan yapan Malazgirt Savaşının 20. yüzyıldaki bir yansımasıdır.

26 Ağustos 1071’de Anadolu’ya geri dönmemek üzere giren büyük Türk Milleti, 851 yıl sonra aynı gün başlattığı Büyük Taarruz sırasında 30 Ağustos’ta kazandığı Başkumandanlık Meydan Muharebesi’yle vatanından sökülemeyeceğini bütün dünyaya haykırmıştır.

30 Ağustosun anlamı ve mahiyeti kısaca budur.

Korona salgını bahane edilerek valiliklere gönderilen yasaklama yazısı yanlış bir uygulamadır. Bakanlık bu yılki bütün bayramlarda benzer uygulamaların yapıldığını söylemektedir. Geçtiğimiz yıllarda Millî Bayramlarda özellikle hastaneye yatan politikacılar veya özel günlerde yurtdışı gezilerini bilinçli olarak uzatanlar olmuştu. İçişleri Bakanlığının yazısı bu uygulamalarla aynı zihniyeti yansıtmaktadır. Korona virüsü bu yıl ortaya çıkmıştır. Millî Bayramlara yönelik bu önemsizleştirici ve yasaklayıcı zihniyet ise bu iktidar süresinde yıllardır devam etmektedir. Kimse milletin zekâsıyla alay etmemeli ve değerleriyle oynamamalıdır.

30 Ağustos Zafer Bayramı’nı milletimiz her zaman olduğu gibi yüreğinde büyük bir coşkuyla kutlayacaktır. Bu vesileyle iktidarı hem Malazgirt Zaferi’ni, hem Sakarya Savaşı’nı, hem de Büyük Taarruzu içinde bulunduran zaferler ayı Ağustos ayına ve genel olarak millî günlere gerekli hassasiyeti göstermeye ve millî günlere karşı tutumundan vazgeçmeye çağırıyoruz.

Büyük Türk Milletinin Zafer Bayramı Kutlu Olsun!

Millî Düşünce Merkezi

Yazar

MDM

Yorum Yap

Kayıt olmadan yorum yapabilirsiniz.




Benzer Yazılar