Yükleniyor...
Bilimin doğduğu çağda, benzer sorulara cevap arayan araştırmacıların birbirleriyle yoğun mektuplaşmalarını anlatmış ve bunlara “görünmez kolej” dendiğini yazmıştım. Sonra bu görünmez kolejler, İngiltere’de Kraliyet Bilim Akademisi’ne, Fransa’da Fransız Bilim Akademisi’ne dönüşmüştü. Bugün akademiler de var, bilim dallarının ayrı ayrı dernekleri de. Amerikan Fizik Derneği gibi.
Kolej miydi, akademi miydi, bir tarafa bırakıp ne işe yaradıklarına bakalım. Bunlar, aynı soruya cevap arayan araştırıcıların birbirbirine danışma ortamıdır. Fikirlerin bir birini çapraz tohumlaması da denir. Bilim insanı sayısı azken bu ancak mektuplaşmalar ve 17, 18’inci asrın “İnternet sunucuları” tarafından yapılıyordu. Mersenne gibi. (23 Ağustos, “Bilim ve teknolojinin motoru: İletişim” yazıma bakınız.)
Sonra millî akademiler, bilim dergileri ve bugün uluslararası konferanslar. Bilim insanı sayısı arttığı için aynı üniversitenin aynı bölümünde bile bu çapraz tohumlama işlevinin gerçekleşeceği yoğunlukta birinci sınıf bilim ve teknik insan bulunabiliyor. Prof. Akçiğit, Chicago’nun Ekonomi Bölümü’ndeki seminerlere bölümden altı Nobel’li iktisatçının gelip en önde oturduğunu söylüyor. Ve hem onlar birbiriyle hem de daha genç araştırmacılar, doktora öğrencileri onlarla ve birbirleriyle tartışıyor, danışıyor… Bu mükemmeliyet merkezidir işte!
Çapraz tohumlanma işlevinin gerçekleşeceği yoğunlukta diye bir ifade kullandım. Bu çekirdek fiziğindeki kritik kütleye benziyor. Belli bir miktardan az radyoaktif malzeme durup durur. Miktarı arttırıp kritik kütleye ulaşırsanız dışarıya yoğun enerji verir. Buna atom reaktörü diyorlar. Kritik kütlenin üstündeyse, atom bombası olup patlar. Bu kötü sona giden bir kritik kütle. Bir üniversitede, aynı sorulara cevap arayan birinci sınıf bilim insanları kritik bir kütle oluşturursa ne olur? İşte o iyi bir sonuca giden kritik kütledir. Chicago Üniversitesi’nin ekonomi bölümündeki altı Nobel’li hoca ve onların meslektaşları gibi. Aynı veya benzeri sorulara cevap arayan bilim insanlarının kritik kütlesi keşifleri, yenilikleri getirir. Ve daha iyisi tıpkı kendileri gibi yeni nesilleri getirir. Nobeller onlara kayar. Ne güzel bir patlama olurdu o.
Biz herhalde kritik kütleyi patlar falan diye istemedik ve yetenekleri bir arada çoğaltacağımıza bölüp dağıttık. Neyse patlama tehlikesi de bertaraf edilmiş oldu böylece.
Chicago Üniversitesi ekonomi bölümü, olağanüstü bir örnek. Muhakkak ki bir konuda bir grup zirvenin aynı mekânda toplanması büyük avantaj. Fakat şart değil. Başlangıçtan beri akademiler, bilim dergileri, konferanslar, seminerler, davetler aynı görevi, kritik kütleyi, öbekleşmeyi sağlıyor ve öbekleşme şart. İşte bir zamanlar İngiliz Kraliyet Bilimler Akademisi için kullanılan “görünmez kolej” anlayışı devreye giriyor… Bugün fizikî olarak bir arada bulunmasalar da haberleşerek kritik kütleyi sağlayan bilim insanları için “görünmez kolej” deniyor. Fakat bir arada olurlarsa verim artıyor.
Yalnız bilimde değil, teknolojide de sanayide de kritik kütle önemli.