Amiraller-Ergenekon/Balyoz Davaları

Ermeni terör örgütü ASALA gibi odaklardan gelecek saldırılara karşı da egemenliğimizi; devletimizin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü koruyacak olan Türk Ordusu hedef alınmıştır. Arkasında ABD vardır.


Paylaşın:

104 amiralin Montrö uyarısı neyi çağrıştırıyor? Darbeyi mi, yoksa Ergenekon/Kumpas davalarını mı? İnceleyeceğiz.

İktidar, PKK’nın 17.10.2007’de artan ve ağır kayıplara yol açan karakol saldırılarına karşı Irak’ın kuzeyine sınır ötesi harekât için TBMM’den tezkere çıkardı. Ancak gereği yapılamadı. Çünkü, 2003’de Ali Babacan, Irak’ın kuzeyine karadan girmeyeceğimize dair, Türkiye-ABD Finansman Anlaşmasını imzalamıştı. Bölge, aradan geçen 4 yılda PKK terör örgütü için güvenli hale getirilmişti. Saldırılara cevap veremiyorduk. Bunun için Erdoğan’ın, Başkan Bush’tan istediği görüşme 05.11.2007’de gerçekleşmiş ve Irak’ın kuzeyine ancak havadan girebileceğimize izin almıştık. Ayrıca bu görüşmede, “Ergenekon” konusunda anlaşıldığı da medyaya yansıdı.

Böylece Türk Ordusunu sarsacak davaların ve Fetullah kadrolarının önü açıldı. Ankara Emniyet Müdürlüğü 19.03.1999’da Gülen hakkında bir rapor hazırlamıştı. Buna göre, Gülen örgütü Türk emniyet birimlerine sızıyordu. Gülen, 21 Mart 1999’da ABD’ye sığınmıştı.

Kısaca davaları hatırlayalım.

Birinci Ergenekon davası 12.06.2007’de 108 sanıklı;

İkinci Ergenekon davası 01.07.2008’de 119 sanıklı;

Poyrazköy davası 71 sanıklı 22.04.2009’da;

İrticayla Mücadele Eylem Planı ve İnternet Andıcı davası 30 sanıklı 11.11.2009’da;

Erzincan silahlı terör örgütü davası 14 sanıklı 04.05.2010’da;

ÇYDD ve ÇYDEV/ÇEV davası 09.01.2010’da 8 sanıklı;

Şile kazıları davası 01.03.2011’de 4 sanıklı; Levent Ersöz’e suikast girişimi davası 16 Ekim 2011’de 1 sanıklı;

Gölcük davası 27 Mayıs 2011’de 10 sanıklı;

Odatv davası 09 Eylü’de 2017’de 15 sanıklı olarak başladı.

Ergenekon davasında sanıklara müebbet dahil muhtelif cezalar verildiği görüldü.

Birinci Ergenekon davası sanıklarının cinayetle ve silahlı hareketlerle hiçbir ilgisi olmadığı için 2. Ergenekon davası ile (sonunda ayrılmış olsa da) birleştirildi. Böylece sanıkların Silahlı terörörgütü kurmak ve darbecilikten” yargılanması mümkün hale getirildi. İlk “kumpas” buydu.

Dosya Anayasa Mahkemesine geldi. Mahkeme hak ihlali olduğu kararını verdi. Yargıtay 16. Ceza Dairesi, 21 Nisan 2016’da, iddia edilen “Ergenekon terör örgütünün” olmadığına, İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi 30 Kasım 2018 tarihinde savcılığın hazırladığı dosyada sanıkların beraatı istenmiştir.

SONUÇ: Ergenekon ve birleştirilen 16 dava 12 yıl sürdü. 09.09.2019’da İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesinin suç örgütü yok “kumpas” var kararıyla beraatla sonuçlandı. Geriye, 12 yıl süren düşmanca yıkım ve egemenliğimizin teminatı Türk Ordusunun itibarını yerle bir edecek kahredici kampanyalar kaldı. Erdoğan bu davanın savcısı benim demişti.

Balyoz askeri darbe davası

Dava, Taraf gazetesinin ihbarı üzerine, 19 Haziran 2010′ da İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başladı. Mahkeme, 21 Eylül 2012’de yargılanan 325 sanığa çeşitle cezalar verdi. Anayasa Mahkemesi 18.06.2014’de hak ihlaline, tanıkların dinlenmemesine, dijitallerin sahteliğine ilişkin çelişkilerin giderilmediğine hükmetti. Tutuklular 19.06.2014 itibarıyla serbest kaldı. İstanbul Kartal 4. Ağır Ceza Mahkemesi 3 Kasım 2014’te dosyayı görülmeye başladı. İlk olarak tanıklığına başvurulmayan eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök ve eski Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman dinlendi. İki eski orgeneral de, Balyoz diye bir planı hiç duymadıklarını beyan ettiler. Savcı; 236 sanığın tamamı için beraat istedi, mahkeme de beraat kararı verdi.

Bu ayrıntılar hedefin ne kadar büyük olduğunu göstermektedir.

ABD, Türk Milletinin dostu mu, düşmanı mı?

Açıktır ki, PKK’nın da, Fetullah cemaatının da arkasında ABD vardır. Benzer, Ermeni terör örgütü ASALA gibi odaklardan gelecek saldırılara karşı da egemenliğimizi; devletimizin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü koruyacak olan Türk Ordusu hedef alınmıştır. Arkasında ABD vardır. Görüldü ki, Ergenekon davaları sırasında Ordumuzu sadece yargıda değil kamuoyunda da itibarını yerle bir edecek korkunç kampanyalar açıldı ve “kumpaslar” uygulandı. Aileleri ve yakınları bile yapayalnız kaldı. Düşmanca uygulamalar, üzülerek ifade edelim ki işbirlikçilerden büyük destek buldu. ABD güdümündeki 15 Temmuz 2016 darbe teşebbüsü sırasında ve sonrasında Ordumuzun emir komuta birliği ve kurumları dağıtıldı.

Amiraller duyurusunun neresinin darbeyi çağrıştırdığını bulamadık. Ama Ergenekon/Balyoz davalarıyla benzerlikleri sebebiyle “kumpasları” çağrıştırdığı söylenebilir. 1950’lilerden beri Montrö’yle ilgilenen, son yıllarda yoğunlaşan ve Karadeniz’de “Güvenlik Üssü” kurmak isteyen ABD başrollerde görünüyor. Kısaca amiraller duyurusundan şiddetle tedirgin olması normaldir.

……

101. yılında, 23 Nisan 1920 Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramı Kutlu olsun.

 

Yazar

Sadi Somuncuoğlu

1 Yorum

Yorum Yap

Kayıt olmadan yorum yapabilirsiniz.




Benzer Yazılar