Aşiret Anayasası Tamam

Neden böyle söylüyoruz? Cevabı çok açık. Türk Milletini (Tarihin en eski milletlerindendir)  ve devletini yok sayıp, bünyesindeki aşiret ve etnik grupları  “özerk bölge yönetimleri” şeklinde yapılandırmanın adına başka ne denebilir?  Üstte kimliği, rengi, kokusu ve adı olmayan bir çatı devlet;  altta aşiret ve etnisite kimliğine göre kurulmuş “özerk kabile” yönetimleri olacak. Benzeri Afrika’da bile bulunmayan […]


Paylaşın:

Neden böyle söylüyoruz? Cevabı çok açık. Türk Milletini (Tarihin en eski milletlerindendir)  ve devletini yok sayıp, bünyesindeki aşiret ve etnik grupları  “özerk bölge yönetimleri” şeklinde yapılandırmanın adına başka ne denebilir?  Üstte kimliği, rengi, kokusu ve adı olmayan bir çatı devlet;  altta aşiret ve etnisite kimliğine göre kurulmuş “özerk kabile” yönetimleri olacak.

Benzeri Afrika’da bile bulunmayan bu “ucube” düzenleme,  aralarında bölücü ve Kürtçülerin de yer aldığı “seçilmiş” 22 kişiye TÜSİAD’ın hazırlattığı  “Yeni Anayasa’nın özeti gibidir. 

Peki, bunların derdi nedir, denirse, bunun cevabı da çok açık: Türk Milletini ve egemen devletini ortadan kaldırmak.

İşte delilleri:

·         Yeni Anayasadan Türk milliyetçiliği ve Türk milleti kavramları çıkarılmalı.

·         Vatandaşlık tanımı bir etnik gruba veya ulusa göre yapılmamalı.  (Türk sözü anayasaya konulmamalı) 

·         Eşitlik hakkı ve ayrımcılık yasağı, (ırk, dil, din gibi) etkili şekilde uygulanmalı. (Türk’ü bir “ırk”tan ibaret sayıp, bünyesindeki etnik gruplarla eşitleme oyunu. Hâlbuki ayrımcılık, ancak bireylerin eşitliği ile sağlanabilir)

·         Her türlü kimlik temelinde örgütlenmeye izin verilmeli. (Bir olan milletin ayrıştırılma tuzağı)

·         Ana dilde öğretim ve eğitim yapılmalı. (Yeni millet yaratma tuzağı)

·         Türkçe’den başka anadiller kamusal işlemlerde kullanılmalı. (Milli devletin dili tek olur.)

·         Üniter yapı esnetilmeli, birkaç ilin birleşmesiyle bölgeler ve bölge idareleri kurulmalı. (Özerk Kürdistan’a geçiş. Elimizle devleti bölmenin yolu)

·         Bölge yönetimleri, nüfusun sosyolojisi ve coğrafi dağılımı göz önünde bulundurularak düzenlenmeli. (Aşiret ve etnik grupları bir araya getiren, coğrafi bölünmeye hazır, özerk bölgeler kurulması.)

·         Vergi toplamak, sağlık, eğitim, bayındırlık, kültür gibi birçok hizmet bölge idaresine bırakılmalı. (Devletleştirme yolu.)

Bütün bunlar Türk’ün tasfiyesi değilse nedir? 

Bugün dünyamızda egemenlikler; Fransız, Alman, İspanyol, Amerikan, Yunan, Çin milleti, devleti ve vatandaşı esasına göre kurulmuştur. Ama bizde Türk Milleti’ne göre değil, aşiret veya etnisiteye göre kurulmak isteniyor. 

Bir diğer ilginç rastlantı da; aşiret anayasasının bebek katili ve PKK terör örgütünün dayatmalarıyla bire bir örtüşmesi,  “PKK açılımı” ile aynı olmasıdır. Yani 30 yıllık bildik terörist dayatmalar.

Demek ki, TÜSİAD boşuna para harcamış, Türk’e karşı olmayı marifet zanneden  “seçilmiş” 22 kişi de avara kasnak gibi boşuna dönmüş. Veya AKP’nin seçimlerden sonra yapacağını söylediği sıfırdan anayasaya zemin hazırlanıyor.

***

Bin yıllık egemenliği tasfiye meselesine, bir de dünya hukuku açısından bakalım: 

Hemen söyleyelim ki, bu tekliflerin tamamı uluslararası hukuka aykırıdır.  Nitekim BM Şartı, İnsan hakları Evrensel Beyannamesi, AİHS ve AİHM içtihatları dâhil, taraf olduğumuz bütün hukuki sözleşmelerde, bu dayatmaların hiçbirinin yeri yoktur.  Çünkü uluslararası hukuk milleti, milli egemenliği, çoğunluğun dilini, kimliğini ve bireylerin eşitliğini kabul ediyor.  Milletten saydığı etnik grupları, yerel dilleri ve kimlikleri dikkate almıyor. 

Federasyon idaresindeki eyalet devletleri de böyle, (etnik temelde değil) bir millet temelinde kurulmuştur. Amerikan milleti, Alman milleti gibi. Bizde ise, bir olan millet dağıtılmak ve bölünmek istendiği için gidiş dünyanın tersinedir.  Bir olan Türk Milleti yerine  “etnik” kimliğe göre, bölge yönetimleri, “Özerk Kürdistan” kurulmak isteniyor.

Tabii bütün bunların kökü BOP’tadır. Önce Türkiye bölünecek, sonra “Büyük Kürdistan” gündeme gelecek. 

***

Gül; Anayasa ‘gelişmiş bir batı ülkesi Anayasası’ gibi olmalı demiş. Samimi ise doğru bir ifade bu. O zaman AİHS’in 10. Maddesinin 1 ve 2. fıkraları okunmalıdır. 

2. Fıkrası şöyle:

Devlet  “…demokratik bir toplumda, zorunlu tedbirler olarak, ulusal güvenliğin, toprak bütünlüğünün veya kamu emniyetinin korunması, kamu düzeninin sağlanması ve suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın, …yargı gücünün otorite ve tarafsızlığının sağlanması için sınırlamalara ve yaptırımlara gidebilir.”

Siyasi iktidara soralım:

1.    Bölücü terörle mücadelede bu hükümlere hiç uydunuz mu?

2.    Sıfırdan yapılacak anayasa, AİHS’e uygun olacak mı?

Sonuç: Darbeciler silaha, TÜSİAD paraya, PKK ise teröre göre devletin temellerini değiştirmek istiyor.
 
 

Yazar

Sadi Somuncuoğlu

Yorum Yap

Kayıt olmadan yorum yapabilirsiniz.




Benzer Yazılar