ERGENEKON GAZİLERİ VE BÜTÜN MAĞDURLARA SELAM!

Ergenekon davasında yargılanan kahraman komutan ve aydınlarımızın tahliye edilmelerini, büyük bir memnuniyetle karşılıyoruz. Böylece, “kumpas”, “sahte delil” ve “tertiplerle” uygulanan zulüm ve işkence, bir ölçüde de olsa sona erdirilmiştir. Eski Genel Kurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ ve şanlı Ordumuzun kahraman komutanlarına ve aydınlara geçmiş olsun diyoruz. Aynı durumun usulsüzlüklerle başlayan, Balyoz ve diğer davalarda da […]


Paylaşın:

Ergenekon davasında yargılanan kahraman komutan ve aydınlarımızın tahliye edilmelerini, büyük bir memnuniyetle karşılıyoruz. Böylece, “kumpas”, “sahte delil” ve “tertiplerle” uygulanan zulüm ve işkence, bir ölçüde de olsa sona erdirilmiştir. Eski Genel Kurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ ve şanlı Ordumuzun kahraman komutanlarına ve aydınlara geçmiş olsun diyoruz.

Aynı durumun usulsüzlüklerle başlayan, Balyoz ve diğer davalarda da geçerli olduğunu görüyoruz. Davaların; savunma hakları kısıtlanıp, şahitler dinlenmeden, deliller ve bilirkişi raporlar dikkate almadan, adil yargılanma hakkı ihlâl edilerek ağır bir zulme dönüşmesi, millî vicdanı sızlatmakta, vatanımızın bütünlüğü için can veren şehitlerimizin ruhunu incitmektedir. Vatan bütünlüğümüze kasteden bölücü terör ihanetiyle mücadelede şehitler veren Peygamber Ocağı kahraman ordumuzun önde gelen komutanları ve seçkin aydınlarımıza yapılan bu hukuk dışı muamelelerin, Milletimizi ve Devletimizi zaafa uğratacağı, bu durumun düşmanların işine yarayacağı açık değil midir?

Başta, yenilmez ruha sahip, Türk Milletine eşsiz hizmetler sunan Milletvekilimiz Korg. Engin Alan olmak üzere, haksız yere cezaevlerinde çürütülen şerefli ve kahraman komutan ve aydınlarımızın bir an önce hürriyetlerine kavuşmaları gerektiğine inanıyor ve bekliyoruz. Türk Milletinin büyük endişe ve üzüntü kaynağı olmaya devam eden ve adaletin katledilmesi olarak gördüğümüz bu durumun, ülkemizin birlik ve huzuru açısından da son derece önemli olduğunu hatırlatmak istiyoruz.

Türkiye’mizin huzur ve sükunetine en çok dikkat etmesi gereken iktidar sahiplerinin ve destekçilerinin medyada yer alan şu zihni yapılarını hukuk ve adalet anlayışıyla izah etmek mümkün müdür?

“Ergenekon davası, Cumhuriyet tarihinin en büyük hukuki hesaplaşmasının adıdır.

Bu dava 27 Mayıs’tan, 12 Mart’tan, 12 Eylül’den, 28 Şubat’tan, 27 Nisan’dan süzülüp gelen bir müdahale ruhundan hesap sorulmasıdır…

Açıkça söyleyelim. Bu dava Cumhuriyet dönemi zihniyetiyle hesaplaşmadır.”

Şimdi sormak isteriz, dünyanın hangi ülkesinin ceza hukukunda, suç fiili ve suçun faili ile değil de, “bir devirle, bir zümreyle, bir ruhla, bir zihniyetle” hesaplaşma yapılacağına dair bir hüküm vardır? Türk hukukunun neresinde böyle bir suç çeşidi vardır? Tabii ki, yoktur, olamaz da. Çünkü bütün bunlar, hukukun değil siyasetin konusudur. Aksi durumda, “benim gibi düşünmeyene ölüm” demek gerekir. Ki maalesef bizde yaşananlar da bu cinstendir.

Bu düşmanca muameleleri; tarihte işgalcilerle işbirliği yapan Damat Ferit Hükümeti zamanında, meş’um Bekirağa Bölüğü’nde yapılan yargılamalarda gördük. Masum insanlarımıza, bu arada Boğazlayan Kaymakamı Kemal Bey’e verilen idam cezasının, Temyiz kararı bile beklenmeden infaz edilmesinde yaşandı. İşgalci İngiliz kuvvetlerinin başbakan ve bakanlarımızı, mebuslarımızı, paşalarımızı,  büyük ideologumuz Ziya Gökalp ve bazı fikir adamlarımızı yargılanmak üzere Malta Adası’na sürgün ettiğinde de gördük.

Yakın tarihimizde yaşanan bu dehşet ve ibret verici olaylar, milli vicdanı kanatmaya nasıl devam ediyor ve lanetle anılıyorsa; yarın da Ergenekon, Balyoz ve diğerleri ile darbe dönemi davalarındaki hukuk dışı uygulamalar ve işkenceler de aynı şekilde anılacaktır. Tarihin tekerrürünün, ne büyük acılara mal olacağı bilinmiyor mu?

Bugün yaşanan hukuk ihlalleri ve insanlık suçlarının kökeninde, “Türkiye’yi dönüştürmek” adına, ABD Başkanı Bush ile Beyaz Saray’da yapılan “Ergenekon” anlaşmasının yattığı hatırlanmalı ve sorgulanmalıdır. Bu ülkede, Türk Milleti’nin bin yıllık egemenliğini ortadan kaldırmak için ham ve haram hayallerle, “medeniyet tasavvuru” adı verilen oyunla, “çok ortaklı devlet” inşası peşinde koşulduğu aşikâr olmuştur. Bu yolda en büyük engel olarak görülen Kahraman Ordumuzu etkisizleştirmek için Ergenekon ve Balyoz gibi davaların açıldığı Büyük Türk Milleti tarafından da bilinmektedir. Balyoz Davasında hüküm giyenlerin ekseriyetinin, darbeyle ilgisinin kurulması mümkün görülmeyen Deniz Kuvvetleri Komutanları’ndan olması, Ege ve Doğu Akdeniz’de kuşatılmak istendiğimiz bir zamana rastlaması, oyunun ne olduğunu görmemize yetmez mi?

Bu durumu, Balyoz davasından hükümlü, Hadımköy’de yatan Deniz Kurmay Albay Faruk Doğan’ın tarih şuuru içinde, ‘Bahriye Zabitleri’ imzasıyla şöyle anlatıyor:

“Bugün şehitlikleri ziyaret etmeyi sakın unutmayın. Yakınındaysanız eğer, bir dua da denize gönderin. Çünkü deniz şehitlerinin çoğunun bir kabri bile yoktur. Onların mezarları masmavi derinliklerdir. Piri Reis Silivri’de yatıyor, Kılıç Ali Paşa da Sincan’da. Salih Reis ve Oruç Reisler Hasdal’da, Turgut Reis Hadımköy’de, Piyale Paşa Mamak’da, Çaka Bey Şirinyer’de, Yüzbaşı Hakkı Bey Maltepe’de… bir çok derya kaptanı, kahraman kalyon reisi ve levendleri mağrur başlarını eğmeden onlarla birlikte nöbetteler. Kaptan-ı Derya Barbaros Hayreddin Paşa ise Beşiktaş’ta silah arkadaşlarına ve ailelerine sessizce destek veriyor.”

Bu derin tahlili, haksızlıklara isyanın sembolü olmuş, tecrübeli gazeteci-yazar Müyesser Yıldız şöyle yorumluyor: “Üç tarafımız denizlerle çevriliydi; Artık üç tarafımız savaşlarla çevrili. Barbaros’un torunları ise zindanlarda.”

Partizanlık inadı, süfli günlük çıkar hesabı; tarikat, cemaat, ırk, etnisite, bölge, sen-ben çekişmesi bir tarafa bırakılmalı, birlik ve bütünlükten yana olunmalıdır. gerçekler ortaya çıktığına göre, Türk Milleti her engeli aşacak, tarihte olduğu gibi bu oyunu da bozacaktır.

Bilinmeli ki, eğer her anne ve baba, musalla taşındaki gencecik şehit evladının tabutu başında; inanarak ve huzur duyarak “vatan sağ olsun” diyebiliyorsa, Türk Milleti çok büyüktür, iç ve dış düşmanlarla baş edecek güce sahiptir.

Ne Mutlu Türküm Diyene!

MİLLİ DÜŞÜNCE MERKEZİ

 

Yazar

Milli Düşünce Merkezi

Yorum Yap

Kayıt olmadan yorum yapabilirsiniz.




Benzer Yazılar