Koronavirüsü – 19 (COVID-19) felaket mi?

Prof.Dr. İskender Öksüz dünyayı sarsan Korona virüsü'nün seyrini iki önemli uzmanın görüşleri eşliğinde ele alıyor. 21. yüzyılın kara vebası kapıda mı?


Paylaşın:

Yeni salgının Çin dışında bize yakın ülkelerde, İran ve İtalya’da görünmesi dikkatimizi arttırdı.

Aslında yeni Koronavirüsü’nün macerasını, Türkçe açıklamalarıyla, buraya tıklayarak sitemizden  izleyebilirsiniz. Tam adı, COVID-19 veya COVID-2019.

ABD’nin önde gelen üniversitelerinden Johns Hopkins, devlet kaynaklarından aldığı bilgileri anlaşılması kolay bir ekranda sunuyor. Üniversite, verdiği rakamları şu kurumlardan derlemiş: WHO (Dünya Sağlık Örgütü), CDC (ABD’nin Hastalık Kontrolü için Merkezler teşkilatı), ECDC (Avrupa’nın aynı amaçlı teşkilatı: Avrupa Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri),  NHC (ABD’nin Millî Sağlık Konseyi) ve Çin’in Millî Veri İstatistikleri –DXY. Yukarıdaki bağlantıda bilgiler, Türkçe açıklama ile veriliyor.

Bu yazıyı Karar’a gönderirken elimdeki şu sayılar var: Teyid edilmiş toplam vaka 82 170; ölüm 2 804; iyileşen hasta 32 898. Bu sayıların çok büyük kısmı Çin’e ait. Vaka ve ölümlerin yaklaşık %97’si kıta Çini’nde. Onu 1 595 vakayla Güney Kore izliyor. Dünyanın geri kalanında toplam vaka 705. Şu andaki rakamları yukarıdaki bağlantıda bulabilirsiniz.

Gidiş Nereye?

İki farklı uzmanın analizlerini aktaracağım. Birincisi, DNA’nın yapısını keşfedenlerden Crick’le çalışmış, kendisi de Nobel almış Daniel Levitt. Levitt, ünlü Stanford Üniversitesi Tıp Okulu’nda hoca. Çalışmalarını arda arda yayımladığı raporlarla kamuoyuyla paylaşıyor. Elimdeki son analizi 23 Şubat 2020 tarihli. Prof. Levitt’in analizine göre Çin’de salgın bitmek üzere, hatta bitti. Şu anda kıta Çin’i için gösterilen toplam vaka sayısı 78 497. Prof. Levitt, bu sayı 80 000’i  geçmeyecek diyor.

Neye dayanarak? “Ben salgın hastalık uzmanı değilim, proteinlerin yapısından anlarım, ancak veri analizi bunu gösteriyor.” diyor. Gerçekten veriler bir S eğrisi çiziyor. S eğrisini şöyle hayal edebilirsiniz: Büyücek bir S harfinin alttaki kuyruğunu sola, üstteki başını da sağa doğru sündürün. İyice sündürün. S eğrisi odur. Önce yavaş yükselen, sonra artışı hızlanan, bir noktadan sonra artış hızı düşen ve düzleşen bir eğri… Çin’deki vaka sayısının davranışı buna uyuyor.

Levitt’in önemli bir tespiti daha var: Salgın Çin’de, Hubei şehrinin deniz ürünleri pazarında başlamış. “İlk bulaşma“, diyor hoca, “insandan insana değildi. İnsandan insana bulaşmalarda virüs bir şeker zarfının içindedir. Bu yüzden yayılma hızı da ölüm oranı da diğer bölgelerde Hubei’nin altında kalacak.

Bilimdeki iddiaların doğru mu yanlış mı oldukları kolay anlaşılıyor. Bu yazıyı okurken yukarıda verdiğim İnternet bağlantısından Çin’in toplamına bakın. Hâlâ 80.000’in altındaysa Levitt haklıydı diyebiliriz. (Dünyaya değil, kıta Çin’in in toplamına. Dünya şimdiden 80.000’i aştı.)

Not: Bu yazı 27 Şubat’ta yayımlandı. Dr. Levitt’in tahmini bundan birkaç gün öncesine ait. Bu notu 11 Mart 2020’de yazıyorum. Tahmin tuttu mu? Evet ve hayır. Hayır, çünkü kıta Çin’inde sayı 81 000’e yakın. Evet, çünkü günde binlerce yeni vaka kayda girerken şimdi günde 30-40 yeni vaka görünüyor. 

İkinci yorumcuyu The Atlantic dergisinin tıp muhabiri Dr. James Hamblin’in yazısında buldum. Hamblin,  Harvard Üniversitesi salgın hastalıkları profesörü Marc Lipsitch‘le konuşmuş. Onun görüşü Levitt’inkiyle bire bir aynı değil, fakat yakın.

Keskin virüs kübüne zarar

Lipsitch, salgınların yayılma hızı ve vüsatini belirleyen iki parametreden bahsediyor. Biri ölüm oranı. Ölüm oranı ne kadar yüksekse, salgının ömrü de o kadar kısa oluyor. Çünkü taşıyıcı, çok insana bulaştıramadan ölüp gidiyor. Böyle virüsler bindikleri dalı kesiyor. Daha önce karşılaştığımız kuş gribi-SARS ve Suudî Arabistan’da ortaya çıkan MERS böyleydi. Toplam ölüm birkaç binde kaldı ve salgın yok oldu. COVID-19 diyor Lipsitch, diğer ataları SARS ve benzerlerinden evrimleşmiş. Sanki ölüm oranı azami yayılmayı sağlamaya ayarlanmış. Gen bencildir ya!

COVID-19, bugüne kadar bilinen dört korona virüsünün beşinci kardeşi. Korona virüslerinin DNA’sı bile yok. Genetikleri tek bir RNA zincirinden ibaret. Gelişmiş canlıları da, mesela bizde, RNA ancak DNA’nın kopyalanmasında kullanılıyor. COVID’lerde bütün kimlik RNA’da…

İyi ve kötü haberler- iyi ağırlıklı

İkinci parametreye R0 diyorlar. R- sıfır. Daha önce hastalığı geçirmemiş bir toplulukta bir taşıyıcı kaç kişiye hastalık bulaştırabiliyor? Bu R0. Mesela kızamıkta R0 14 civarında imiş. COVID-19’da bu rakam 3 gibi. Kötü haber de şu: İlk belirtiler görülmeden uzun bir taşıyıcılık süresi var. Dolayısıyla hava alanında termal kamera kullanmanın yararı sınırlı.

Bütün bu hükümlerden sonra Harvard’ın uzmanın vardığı sonuç şu: COVID-19 her yıl tekrarlanan bir grip türü gibi kronik hâle gelecek ve “her nefs onu tadacak”. Zaten yaşlıların gripten yıllık ölüm oranı şu ana kadar- Hubeli dışında- bu salgında görülenin üstünde.

Salgının farklı cephelerine bakan iki analizin anlaştıkları nokta, ortada Ortaçağ vebası gibi bir felaketin bulunmadığı. Çin’in Hubei’sinde felakete yakın… Uygurlar’a yaptıklarından diyeceğim ama Uygurlar da ölüyor.

Son bir not: “Aşı bulundu!” çığlıkları doğru değil. Aşı geliştiriliyor. Fakat yazdan önce bize ulaşmayacak. Gelecek sonbaharda grip aşılarının içinde COVID-19 da bulunacak.

Yazar

İskender Öksüz

Yorum Yap

Kayıt olmadan yorum yapabilirsiniz.




Benzer Yazılar