Kutadgu Bilig’e göre Türk savaş sanatı

Erkan Göksu Kutadgu Bilig’in hikmetli satırları arasına gizlenmiş Türk savaş sanatıyla ilgili temel bir metin oluşturarak, Kutadgu Bilig’e Göre Türk Savaş Sanatı adlı kitabı yazmış.


Paylaşın:

Kutadgu Bilig’e göre Türk savaş sanatı

Dokuz Eylül Üniversitesi Genel Türk Tarihi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Erkan Göksu’nun 2018 yılında Kronik yayınlarından çıkan Kutadgu Bilig’e göre Türk Savaş Sanatı adlı eseri, kendi ifadesiyle; aynı adı taşıyan 2009 tarihli makalesinin, yeni bilgi ve tecrübeler eklenerek daha sistemli bir hâle getirilmesiyle ortaya çıkmış.

Harp tarihi ile ilgilenen herkes gibi Sun-Tzu’nun Savaş Sanatı eserini defalarca okuyup, eserdeki ilkeler ile Türk harp tarihini anlamlandırmaya çalıştığını söyleyen Göksu, yeterli faydayı sağlayamadığını gördükten sonra “Türkler, tarih yapmaktan yazmaya, savaşmaktan felsefesinin ya da sanatını yapmaya fırsat bulamamışlar mıydı? Türk savaş sanatı diye bir şey yok muydu?” sorularıyla işe koyulmuş. Türk-İslam coğrafyasında yazılmış, eski Türk yazıtlarından destanlara kadar hemen her edebî ve tarihî metni, bu soruları sorarak incelemiş. İncelediği eserlerde savaş teknikleri, savaş stratejisi, savaş adabı ve kullanılan donanımlara kadar bilgiler bulunmasına rağmen, Sun Tzu’nun yaptığı gibi doğrudan savaş felsefesi ve sanatına odaklanan bir metin ortaya çıkmamış. Tâ ki 11. yüzyılda Yusuf Has Hacib tarafından yazılan Kutadgu Bilig’i bu gözle inceleyene kadar. Bir askerî stratejist ya da bir harp adamı olmayan Yusuf Has Hacib’in, hükümdarlara, Sun Tzu gibi savaş ve savaş sanatıyla ilgili temel ilke ve kurallardan oluşan öğütler verdiğini fark eden Göksu, Kutadgu Bilig’in hikmetli satırları arasına gizlenmiş Türk savaş sanatıyla ilgili temel bir metin oluşturarak, Kutadgu Bilig’e Göre Türk Savaş Sanatı adlı kitabı yazmış.

Kitap, İnsan Şiddet İlişkisi ve Savaş, Kutadgu Bilig ve Türk Savaş Sanatı ve Kutadgu Bilig’te Savaş başlıklarıyla üç ana bölüme ayrılmış.

İlk bölümde insan ve şiddetin kökenleri ile ilgili, tarih, sosyoloji, psikoloji, biyoloji ve felsefe alanlarından görüşler; savaş ve savaş sanatı üzerine yazılanlar ile savaşsız bir toplum düşleyen altınçağ kuramı incelenerek değerlendiriliyor. Türkler’de savaş ve savaşçılık konuları tartışılarak “Bir Türk savaş sanatı var mıdır?” sorusuyla ikinci bölüme geçiliyor.

İkinci bölümde, kendisinden önce veya sonra yazılmış diğer siyasetnamelerde görülmeyecek kadar felsefi bir derinliğe, üslup, şekil ve mahiyet özelliklerine sahip olan Kutadgu Bilig’in, savaşa, savaş öncesi hazırlıklara, savaş esnasında ve sonrasında yapılması gerekenlere dair anlattıklarıyla Türk savaş sanatını ortaya koyabileceği düşüncesi işleniyor.

Üçüncü bölümde ise yazar Kutadgu Bilig’den örneklerle Türk savaş sanatının inceliklerini ortaya koyuyor. Sun Tzu’nun Savaş Sanatı eserinden örnekler de dipnotla verilerek okuyucuya bir karşılaştırma yapma imkânı verilmiş.

Türk Savaş Sanatının temel düşüncesini özetleyen, kitaptan aldığımız üç örnekle bitirelim. Birincisi iki bin yıl öncesi Hunlar devrinden, ikincisi bin yıl öncesi Yusuf Has Hacib’ten ve son örneğimiz yüz yıl öncesinden, Mustafa Kemal Atatürk’ten.

Çin kaynakları Hunlar’da barış zamanında kılıcı kınından bir ch’ih (23,1 cm) kadar çekenin cezasının ölüm olduğunu yazmışlar.

Yusuf Has Hacib, savaşın, bilgisiz ve kötülere, anlaşmak istemeyen, adaletsizlik yapan düşmana karşı başvurulacak son çare olduğunu söylüyor.

Ömrünü savaş meydanlarında geçirmiş Atatürk, “Harp, zorunlu ve hayati olmalı. ‘Öldüreceğiz!’ diyenlere karşı, ‘Ölmeyeceğiz!’ diye harbe girebiliriz. Lâkin millet hayatı tehlikeye girmedikçe harp bir cinayettir.”

 

Yazar

Alperen Okur

Yorum Yap

Kayıt olmadan yorum yapabilirsiniz.




Benzer Yazılar