MİLLÎ DÜŞÜNCE MERKEZİ’NDEN KAMUOYUNA DUYURULUR: SÖZCÜ’NÜN YANINDAYIZ

FETÖ’ye karşı oldukları yazı ve yayınlarıyla apaçık ortada olanlara “FETÖ’ye yardım” suçlamasıyla ceza vermek, FETÖ ile mücadeleyi sulandırmak demektir.


Paylaşın:

FETÖ’ye “bilerek ve isteyerek yardım etme” suçlamasıyla Sözcü yazarları cezalandırıldı. Bu karar, Türk hukuk tarihine kara bir leke olarak geçecektir. Sözcü gazetesini ve yazarlarını izleyen herkes, onların FETÖ’ye ne kadar karşı olduklarını bilir. Hiç şüphesiz Sözcü’nün FETÖ’ye muhalif tutumunu, kararı veren yargıçlar da bilmektedir. Bilmelidirler, çünkü yayına başladığı günden beri Sözcü’nün bu konudaki tutumu ortadadır.

FETÖ’ye karşı oldukları yazı ve yayınlarıyla apaçık ortada olanlara “FETÖ’ye yardım” suçlamasıyla ceza vermek,  FETÖ ile mücadeleyi sulandırmak demektir. 15 Temmuz 2016’dan önce FETÖ ile kimlerin kol kola olduğu da kamuoyu tarafından bilinmektedir. Bu sebeple kamuoyu, verilen cezayı “muhalifleri susturma” olarak değerlendirmektedir. İktidara muhalif olan birçok kişi, kurum ve kuruluş şimdi “Biz de FETÖ’ye karşıyız; acaba biz de FETÖ’ye yardım ile suçlanır mıyız?” diye düşünmektedir.

Fethullah Gülen’e, onun okullarına, Türkçe olimpiyatlarına güzelleme yapanlar; alâyıvalâ ile onun bankasını açanlar ortalıkta arzı endam ederken, FETÖ karşıtlarının “FETÖ”ye yardım yapmakla suçlanarak cezalandırılması komik ötesi bir durumdur.

Tam bu açıklamayı yapacağımız sırada Yeniçağ yazarı ve İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in Danışmanı gazeteci-yazar Murat İde’nin evinin önünde saldırıya uğradığı haberini büyük bir üzüntüyle öğrenmiş bulunuyoruz. Daha önce de benzerleri yaşanan bu şiddet ve sindirme eylemlerinin milliyetçi – ülkücü yazarları hedef alması, ilginçtir.

Bir yandan bağımsızlığı tartışılan yargı kararlarıyla, diğer yandan zorbalık yoluyla basın mensupları susturulmak istendiği görülmektedir. Böylece, Türk Millet doğruyu öğrenmesin ki, yolsuzluklar, haksızlıklar, baskılar, aldatmacalar devam edebilsin. İstenen budur.

Millî Düşünce Merkezi, bir sivil toplum kuruluşu olarak bu trajikomik karara ve şiddet saldırılarına karşı tavrını açıkça ortaya koymayı bir görev bilmekte ve bütün sivil toplum kuruluşlarını tavır koymaya çağırmaktadır.

Son olarak “Susma, sustukça sıra sana gelecek.” diyor ve basın üzerindeki baskıları kınadığımızı kamuoyuna ilan ediyoruz. 28 Aralık 2019

MİLLÎ DÜŞÜNCE MERKEZİ

Yazar

MDM

Yorum Yap

Kayıt olmadan yorum yapabilirsiniz.




Benzer Yazılar