16.04.2024

Teknoloji fuarlarının düşündürdükleri

Bandırma Havacılık ve Uzay Araştırma Derneği 1959 lu yıllarda füze denemelerinde büyük başarılar elde etmişti. O günlerde atılan tohumlar yeşerdi, 2019 TeknoFest Fuarı oldukça başarılı geçti. Fuarda "Milli Teknoloji Hamlesi” düşüncesi sloganlaştı.


TeknoFest, ardında 1720000 ziyaretçi ile bir rekoru geride bırakarak 2019 senesine damgasını vurdu. Yapay Zeka’dan Uçan Araba’ya, Otonom Sistemlerden Uzay Teknolojilerine varan birçok dalda yarışma düzenleyerek 2.000.000 TL’ye varan ödüller dağıtıldı. Yaşlısından gencine sadece İstanbul’dan değil, çevre illerden de binlerce vatandaşı Atatürk Havalimanına çekti.

TeknoFest Fuarına gitmediğim için fuar hakkında gazete internet sitelerinden ve fuar sitesinde yazanlar harici bir konu yazabilmem mümkün değil. Ancak popüler bilimin halka indirgenmesi ve bu sayede genç nesillerin bilime yönelerek katma değeri yüksek ürünlere yol açmasını, 20 yıllık bir mühendis olarak yazabilirim.

Öncelikle ülkemizde popüler bilim konusunda geçmişe bakarsak, Bandırma Füze Klübünü ve MARMARA Roketini yad etmek sanırım doğru bir başlangıç noktası olacaktır. 1950’li yıllar Soğuk Savaş’ın yavaş yavaş uzaya doğru yol aldığı zamanlardır. 4 Ekim 1957 senesi SSCB’nin Sputnik 1 uydusunu  yörüngeye oturtmasıyla uzay konusu hiç olmadığı kadar dünyada yankılanmıştı. Bu olayın etkisi ülkemizde de görülmekteydi. Bandırma Şehit Gönenç Lisesi öğrencileri de bu olayın etkisinde kalarak havacılık koluna bağlı olarak “Füze Kulübü” kurarlar. 1959 yılında bu kulüp liseden ayrılarak “Bandırma Havacılık ve Uzay Araştırma Derneği” olarak faaliyetlerini sürdürür. Bu dernek birçok uluslararası dernek ve birliğe üye olur. 10 Ekim 1959’da ilk roketi fırlatmaya hazır hale gelir. Yaklaşık 3 kg ağırlığında, 1 m boyunda ve 10 cm çapındaki roketleri  40 m yükselir ve deniz düşer. İkinci fırlatışta 15 m yükselir ve düşer. Bu olaylar dalga mevzusu olur. Küçümsenirler. 10 Şubat 1960’da iki kademeli, 10 cm çapında, 1.5 m boyunda ve kontrol sistemine sahip füzeyi fırlatırlar. Bu füze 750 m yükselir. Bu başarılı fırlatış sonrası dernek faaliyetleri uluslararası derneklerde bahsedilmeye başlanır. Bu füzeyi 1962’de Marmara-1 füzesi ve Marmara-2 füzesi izler. Dernek üyesi Kirkor Divarcı’nın Marmara-3 ve Marmara-4 füzesi 1962 yılını tamamlar. Marmara-4 füzesi 5415 m yükselir. 1965 yılında üye sayısı 300’ü aşkın olan ve birçok şehirde şubesi olan bir dernek vasfına ulaşır. Bu yıl sonrası dramatik ve esrarengiz olaylar gelişir ve roket derneğinin ismi silinir gider.

 

Şekil 1. Marmara-4 Füzesi hakkında çıkan gazete haberi

Yukarıda bahsedilen olaylar sadece birkaç lise öğrencisinin başlattığı bir merak ile 5000 m irtifaya çıkabilecek bir füze yapılmasına kadar ilerler. Çok değil altı senede bunu başarılırlar. O yıllarda bu kadar kısa sürede ve amatörce bu seviye bir atılım yapmak takdir edersiniz ki çok kolay değildir.

Aynı yıllarda ABD’de hemen hemen tüm liselerde bilim yarışmaları başlamıştı. Werher von Braun itki sistemleri konusunda NASA’da atılım yapıyordu. Üniversiteler ve liseler milli amaç olarak uzayı hedef almışlardı. Çocukların ellerine NASA logolu oyuncaklar dağıtılıyordu. Liseli gençler bilim yarışma ve fuarları ile uğraşıyordu. ABD, ileride uzay yürüşü yapacak astronotlarını oyuncaklarla hayal dünyalarında yetiştirmeye çoktan başlamıştı. Haliyle öcü gibi görülen bir bilim dünyasını popüler hale getirmişti.

Popüler kültürün bu şekilde attığı tohumların yeşermesi zaman almaktadır. TeknoFest gibi fuarların tohumları da illa ki yeşerecektir. Ancak bu ve bu gibi girişimlerle birlikte kaliteli bilimsel eğitim kurumlarının arttırılması, teknoloji tabanlı kuluçka şirket yatırımlarının arttırılması, inovasyona önem veren milli firma sayısının arttırılması, endüstri 4.0 gibi flaşlı ışıklara “milli ürün 4.0” ın katılması gerekmektedir. Bugün ülkemizde mevcut güzel gelişmeler vardır. Ancak dünyanın hızı düşünüldüğünde tatmin etmemektedir. Üniversite-sanayii işbirliği sıralamasında 2017 senesi itibariyle 66. sıradayız. (Kaynak: https://tcdata360.worldbank.org/indicators/h4247b4d7?country=BRA&indicator=604&viz=line_chart&years=2007,2017 )

Şekil 2. Türkiye’nin Dünya Bankasına göre üniversite-sanayii iş birliği sıralaması (2007-2017)

Türkiye’nin patent sayısında hızlı bir yükseliş vardır.

(Kaynak : https://www.wipo.int/ipstats/en/statistics/country_profile/profile.jsp?code=TR) .

Bu artış ile uluslararası ürünlere ve markalara geçiş yapılmalıdır. Maddi kazanç olarak dünya ekonomisinde pay arttırılmalıdır.

Şekil 3. Türkiye’nin patent sayının yıllara göre durumu (2008-2017)

Türkiye akademik platformlarda uluslararası makale sıralamasında 20. sıradadır.

(Kaynak: https://www.scimagojr.com/countryrank.php)

Sonuç olarak; geçmişe göre vahim tablolardan daha iyi noktalara gelmemiz mutlu etse de bununla yetinilmeyeceği görülmelidir. Bundan dolayı popüler bilim ile gençliğin inovasyona dair hayallar kuracağı kesindir. TeknoFest gibi popüler bilimi halka anlatan fuarların ileride artması ve teknoloji farkındalığının tüm yurda ulaştırılması elzemdir. Tabii bu hamleyi yaparken de fuarın sloganı haline gelen “Milli Teknoloji Hamlesi”nde yer alan “Milli” ve “Teknoloji” kelimelerinin de altının da bilimsel olarak doldurulması gerekmektedir. Hem de vakit kaybetmeden.

Yazar

Mümtaz Afşın Esi

Peki ben ne yapabilirim?
Bizi okuyor, beğeniyor ve “Peki ben ne yapabilirim?” diye soruyor musunuz? Bağış yaparak bizi destekleyebilirsiniz. Bağışlarınızla faaliyetlerimiz daha sık, daha geniş ve daha etkili olacaktır. TIKLAYINIZ!

1 Yorum

Yorum Yap

Kayıt olmadan yorum yapabilirsiniz.




Benzer Yazılar