Yükleniyor...
Bugünleri görmek için müneccim olmaya gerek yoktu. Etnik terör örgütü PKK’nın niyeti ve hedefi, 30 yıl önce Türk ordusu ve güvenlik güçlerine karşı kanlı saldırıları başlattıklarında, 30 bin insanımızın ölümüne sebep olduklarında belliydi. Hedeflerinin; Güneydoğu’da, kendilerine göre “Türkiye Kürdistanı” dedikleri bölgede bağımsız bir Kürt devleti kurmak, bu olmazsa, özerk Kürdistan’ı ilan etmek olduğu biliniyordu.
Türkiye’nin desteği ve müdahalesiyle bölünme sürecine giren Suriye’de Türkiye’nin sınırında PKK’nın uzantısı PYD’nin öncülüğünde, Kuzey Irak’taki gibi özerk bir Kürt bölgesinin oluşması da Türkiye’deki bölünme sürecine kötü bir örnek oluşturdu. Maalesef bu oluşumda siyasi iktidarın da büyük günahı var. PYD’nin Lideri Salih Müslim de bu sürecin Türk yetkililerle görüşmesinden sonra başladığını ifade ediyor. Hedef belli, “Büyük Kürdistan” puzzleının eksik parçaları tamamlanmak isteniyor. Bu konuda dik duran sadece İran var. Batı’daki İran Kürt bölgesini kontrolü altında tutmayı başarabiliyor.
BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş geçtiğimiz hafta Güneydoğu’nun çeşitli il ve ilçelerinde ve Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkan adayı Gültan Kışanak Diyarbakır’da yaptığı konuşmalarda ağızlarındaki baklayı çıkardılar:
“Önder Apo özgür kalacak, aramıza katılacak. O günleri en kısa sürede hep birlikte göreceğiz. Bize verilen sözler yerine getirilmezse, 30 Mart Seçimlerinden sonra hükümeti beklemeyeceğiz, kendi kendimizi yöneteceğiz. Özerk Kürdistan’da bu halk kendi kendini yönetecek”.
Herkesten gizleyerek yapılan Oslo görüşmeleri, ardından İmralı-Kandil-Paris görüşmeleri, “demokratikleşme” adı altında Kürtçe eğitimden yerleşim birimlerine eski Kürtçe isimlerinin verilmesine kadar verilen tavizler, Barzani-İbo-Şivan ve Erdoğan’ın Diyarbakır’daki şovları, kışlasına çekilen ordumuz, karakoluna çekilen güvenlik güçlerinin yerine dağdan şehirlere inen silahlı PKK militanları ve yerel yapılanmada görev alan KCK militanları bugünlere geleceğimizin işaretiydi.
Fakat şunu yapılan ciddi anketlerden biliyoruz ki, bin yıl birlikte yaşadığımız Kürt kardeşlerimizin çoğunluğu Türk milleti ile yaşamak istiyor, bağımsızlık veya özerklik istemiyor.
Bay Demirtaş, Bayan Kışanak; siz size verilen sözlerin yerine getirilmesini isteyebilirsiniz. Yerine getirilmezse özerkliğinizi ilan etmeyi düşleyebilirsiniz. Ama şunu asla unutmayın, bu vatanın gerçek sahibi, size söz verenler değil, asil Türk milleti, bölünmez bütünlüğünün garantisi de, kahraman Türk Ordusudur. Milletin suskunluğundan, ordunun darbeye maruz kalmasından ümitlenmeyin. Sakın 30 Mart seçimlerinden heveslenip yanlış işler yapmaya kalkışmayın, ayaklanmaya filan kalkmayın. Bunun faturası çok büyük olur, otuz yıllık sürece hiç benzemez.
Ey Türk milleti! Sen de biraz suskunluktan, durgunluktan çık kendine gel, titre ve aslına dön. Yoksa düşmanların seni ölmüş, bitmiş, tükenmiş zannediyorlar. Onlara kim olduğunu göster.
Ey PKK’nın şımarıkları! Biz de at koştururuz; dur hele meydan olsun! Unutmayın, yumuşak huylu atın çiftesi pektir.