Türk Üniversitelerinin Bilim Dallarında PKK Dâhil Terör Konusunda İlgi ve Yaklaşım Eksikliği
Türk Üniversitelerinin Bilim Dallarında PKK Dâhil Terör Konusunda İlgi ve Yaklaşım Eksikliği
Türkiye 1978’den beri PKK terörü ile mücadele halindedir. O günden bugüne kadar teröre kurban verilen insanların sayıları, sadece şehit sayısı 7 bine yaklaşmak suretiyle 40 bin-50 binleri buldu. Keza terörün fiilen uğrattığı zararlar, terör sebebiyle yapılamayan yatırımlar, terörle mücadelede harcanan giderler düşünüldüğünde en azından sonu iki sıfırlı milyar TL (ya da dolar) kayıplar olacağı açıkça […]
Türkiye 1978’den beri PKK terörü ile mücadele halindedir. O günden bugüne kadar teröre kurban verilen insanların sayıları, sadece şehit sayısı 7 bine yaklaşmak suretiyle 40 bin-50 binleri buldu. Keza terörün fiilen uğrattığı zararlar, terör sebebiyle yapılamayan yatırımlar, terörle mücadelede harcanan giderler düşünüldüğünde en azından sonu iki sıfırlı milyar TL (ya da dolar) kayıplar olacağı açıkça görülmektedir. Bu ise ekonomik bakımdan müthiş bir rakam, dolayısıyla da Türkiye’nin kalkınmasında akıl almaz bir ayak bağıdır.
O halde bu kadar önemli bir meblağı bulan, PKK terörünün getirdiği yıkım dikkate alınırsa, acaba Türkiye’deki devlet ve özel üniversiteleri acaba “Terör” konusuna ne kadar duyarlıdırlar?
Terörizm Konusunda Türk Bilim kurumları ve Üniversitelerinin Durumu
Türkiye’de terörle mücadele konusuna doğrudan eğilen iki önemli devlet kurumu mevcuttur: Bunlar; (1) Polis Akademisi, (2) TSK’ye bağlı Terörle Mücadele Mükemmeliyet Merkezi. Fırat Üniversitesi’nin bünyesindeki Sosyal Bilimler Enstitüsü de bölgenin sosyolojik yapısı ve yakın ülkelerle ilgili değerli çalışmalar yapmaktadır.
Bu iki “uzman” kurum dışında bazı özel üniversitelerin “sertifika” programı çerçevesinde “Terör” konusuna eğildiği, bazı özel üniversitelerde ise “Seçmeli” ders olarak verildiği bilinmektedir. Hatta bazı üniversitelerin “Tezli” yüksek lisans eğitimi veren enstitülerinde epeydir “Terör” konusunda tezler de yazılmaktadır. İncelenecek olsa, 30 yıldır terörle mücadele eden bir ülkeye yakışacak ve yetecek sayıda olmadığı açıkça görülecektir…
Bu arada “seçmeli” de olsa “Terörizm” dersini programa koyan üniversitelerde de bazı “doğru bulunmayan” uygulamalar mevcuttur. Bunlar incelenecek olursa, ders programlarında (slybus) belirtilen kaynakların hemen hepsinin yabancı (İngilizce ve içinde hiçbir Türkçe ve Türk yazarının bulunmadığı) olduğu hemen dikkati çekecektir. Yazarlar ise İngiliz, İspanyol, ABD’li, Alman, Porto Rikolu, Japon vs’dir.
Hadi diyelim ki bu dersleri veren akademisyenler genç ve tecrübesiz, bu sebeple de dünyada terörle mücadele konusunda Türklerden daha fazla tecrübeli birilerinin olamayacağını bilmiyorlar. Ya da terörden en büyük zararı gören bir ülkede artık terör ve terörle mücadele konusunda “rüştünü ispat etmiş” bilim adamı ve akademisyen bulunabileceğini düşünememişlerdir. Peki bu deneyimsiz hocaların başında bölüm başkanı, dekan yardımcısı, dekan vs bulunmaz mı? Bulunuyorsa neden “öğretici” şekilde müdahalede bulunmazlar?
Eğer genç akademisyenleri ülke gerçekleri konusunda eğitmeleri gerektiğini bilmiyorlarsa, bu ülkeyi bilim ile nasıl aydınlatabilecekler? Bilim adamlığı sadece elindeki mevcut kaynakları öğrencilere bildirip dersi verdikten sonra çıkmak mıdır? Yeni akademisyenlere seminer vs şeklinde ülkenin ihtiyaçları gösterilmeyecek midir?
Üstelik konu “Terörizm” ve bu terör sebebiyle Türkiye’nin insan kayıpları yanında kalkınma hızı büyük bir darbe yemekte, ekonomik alanda akıl almaz kayıplara uğramaktadır. Böylesi hayati bir konu nasıl olur da “çaylak” ve Türkiye gerçeklerinden habersiz hocalara emanet edilir? Hadi edildi diyelim, nasıl olur da bu genç ancak toy öğretim üyelerinin yetiştirilmesi için parmak dahi kıpırdatılmaz?
TÜRKSAM, hem “Terör” konusunda bünyesinde sahip olduğu “Terör Enstitüsü” ile, hem de bu konuda TÜRKSAM sitesine çok sayıda yazı-makale katkısıyla ne kadar önem verdiğini göstermektedir. Keza, TÜRKSAM terör uzmanları tarafından Terörle ilgili kitap da yazılmıştır.
Terörizm Konusunda Türk Bilim Adamları-İlgili Uzmanları Tarafından Yazılan Eserlerden Bazıları
TÜRKSAM’ın terör konusundaki çalışmaları yanında Türkiye’de PKK özeli de dikkate alınmak suretiyle yazılan pek çok bilimsel eser ve kitap mevcuttur. Bunlardan bir demeti şöyledir:
Terörün Sosyal Psikolojisi, (Edit: Murat Sever, Hüseyin Cinoğlu, Oğuzhan Başıbüyük),
Terörizm İncelemeleri: Teori, Örgütler, Olaylar, (Der. Ümit Özdağ, Osman Metin
Bilir, Hüseyin, Terör-Medya ve Devlet,
Birand, Mehmet Ali, APO ve PKK,
Buldan, Nejdet, PKK’da Kadın Olmak,
Cirhinlioğlu, Zafer, Terör ve Toplum,
Çiçek, Nevzat, İtirafçı,
Çitlioğlu, Ercan: Gri Tehdit: Terörizm,
Demirel, Emin, Geçmişten Günümüze PKK ve Ayaklanmalar,
Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri Sosyo-Ekonomik ve Sosyo-Politik Yapı Araştırması ve Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinden En Fazla Göç Almış Olan İllerin Sosyo-Ekonomik Yapı Araştırması, Bahçeşehir Üniversitesi,
Türkiye ve Terörizm – Rapor, Türkiye Barolar Birliği,
Türkiye’nin Kürt Sorunu Algısı, (Haz: B. Aras, E. Aydın, …), SETA.[1]
Yavuz, Celalettin, Şahin, Muhittin, Terör ve Terörizmle Mücadele – ‘PKK Özeli’ ve Çözüm Arayışları. (Son kitap TÜRKSAM terror uzmanları tarafından yazılmış olup, terror konusunda lisans ve yüksek lisans programları için özel olarak tasarlanmıştır.)[2]
Sonuç
Her ülkede üniversite ve bilim kurumları, bir taraftan kalifiye insan gücü yetiştirmeye çalışırken, bir taraftan da ülkenin ve bulunulan bölgenin kalkınmasına katkı sağlamakla yükümlüdür. Türkiye’de 1978’den beri var olan PKK terörü hem insan kayıpları açısından ülkeye tanımsız büyük zararlar vermiş, hem de ekonomik kaynakların heba olmasına sebebiyet vermiştir. Terör sebebiyle ülkenin belli bir kesimine eğitim, sağlık, kalkınma programları tam olarak götürülememekte, büyük sosyolojik patlamalara sebebiyet veren iç göç yaşanmakta, insanlar arasında ayrışma hızlanmakta, ülkenin kalkınmada kullanacağı kaynaklar terörle mücadele sebebiyle yok olmakta, terör sebebiyle komşu ülkeler başta olmak üzere pek çok ülke ile dış politika sorunları yaşanmaktadır.
Ekonomiden eğitime, sanayiden sağlığa, güvenlikten dış politikaya, sosyolojik değişimden çarpık kentleşme ve iç göçe, örtülü hareketten uyuşturucu kaçakçılığına kadar pek çok alanda Türkiye’nin önünde en büyük engeli oluşturan “Terörizm” konusu pek az üniversitemizde lisans dersi olarak konulmuştur. Bunlar da genellikle “seçmeli” derstir. Üstelik dersin öğretim üyeleri de genellikle Türkiye’deki terör gerçeğini bilmeyen ve terörizm dersini yabancı bilim adamlarının neredeyse Türkiye’den hiç söz etmeyen kitaplarından öğretmeye çalışmakta, bu da büyük bir çelişki ve yanlışlığı ortaya koymaktadır.
Türk özel ve devlet üniversiteleri terörizm konusuna daha büyük önem vermek ve bunu da kendi yetiştirdiği “uzman” akademisyenlerden yararlanmak yoluna gitmelidir. Haydi sayın Siyaset bilimi Bölüm Başkanları, Dekan Yardımcıları, Dekanlar, Enstitü Müdürleri ve Rektörler; Türkiye’de “Terörizm” kadar her alanı, özellikle de kalkınma alanının etkileyen bir başka konu olmadığını sizler de görüyorsunuzdur. O halde bilim yuvalarımızda buna özel önem veriniz lütfen. Bu en azından ülkeye ve millete hizmettir!
[1] Yukarıdaki kaynakların tam künyeleri ile bunların dışındaki yerli ve yabancı terörle ilgili kaynaklar için bkz: Celalettin Yavuz, Muhittin Şahin, Terör ve Terörizmle Mücadele-‘PKK’ Özeli ve Çözüm Arayışları, Berikan Yayınları, Ankara, 2011, “Kaynakça”.
[2] Bu kitap için bkz: Celalettin Yauvuz, Muhittin Şahin, age.