Yükleniyor...
Aralık ayı vatan şairimiz Namık Kemâl’in hem doğum (21 Aralık), hem de vefat (2 Aralık) ayıdır. Namık Kemâl kimdir diye sorulsa ilk olarak şairliği ile, edebiyatçı kimliği ile tanımlanır ancak o aynı zamanda kalemi kuvvetli, yazdıkları ile sonuç alan ve kamuoyu oluşturabilen bir gazetecidir. Hepsinden önemlisi Namık Kemâl bir “Ruh”tur.
Ruh, insanı herhangi bir canlıdan ayıran, onu üstün kılan, varlığına anlam katan başlıca unsurdur. Nasıl ki bayrakları bayrak yapan üstündeki kan ise, toprağı vatan yapan onun uğrunda can verenler ise insanı da insan yapan ruhudur. Namık Kemâl hem kendi ruhunda vatan sevgisinin yaktığı ateş ile hem de kendinden sonra gelenlerin ruhlarına verdiği coşku ile Türklüğün engin denizindeki en heybetli dalgalardan biridir.
“Vatanın bağrına düşman dayadı hançerini
Yoğimiş kurtaracak bahtı kara mâderini”
derken onun ruhundaki ızdırabı, öfkeyi, sitemi, en kıymetlisine; vatanına, milletine olan aşkını ciğerinde hissetmeyen var mıdır? Hissedenlerden biri de Atatürk’tür:
“Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini
Bulunur kurtaracak bahtı kara mâderini”
diyerek “Ruhumun babası” dediği, “Büyük Kemâl” dediği vatan şairine cevap verir ve en önemlisi cevabını yalnızca dizeleri ile değil, vatanı kurtararak verir. İşte bir öndere ve o öndere inanarak ardına düşen bir millete vatanını düvel-i muazzamanın elinden kurtarma duygusu veren ruhtur Namık Kemâl.
Namık Kemal’in kalemi bu kadar etkilidir. Çünkü kaleminde sadece bilgi ve fikir değil, onları da içine alarak bir coşku ateşi şeklinde göğe yükselen bir ruh vardır. Heyecan vardır. İnsanı harekete geçiren, bir ideal, bir ülkü, kendini aşan bir yüce dilek yolunda adanmışlık duygusu aşılayan güç vardır. O bu yüzden vatan şairidir.
Namık Kemâl en sivri, en sert dil ile eleştirdikleri tarafından bile saygı duyulan bir isim olmuştur. Çünkü insan olan herkes, bir ruh taşıyan herkes kaleminin, daha doğrusu ruhunun gücünün farkındadır ve etkisindedir.
Namık Kemal’in satırları sadece aydın kesim üzerinde değil, toplumun her kesimi üzerinde aynı güçte etkili olmuştur. “Vatan yahut Silistre” adlı oyunu 1873 yılında sahnelendiğinde halk üzerinde görülmemiş bir heyecan ve coşku yaratmıştır. Nice profesörler, bilginler, kanaat önderleri bir araya gelse ve saatlerce konuşsa, onun bu eserinin Türk milleti üzerinde meydana getirdiği “Vatan” bilincini ve heyecanını muhtemelen yaratamazlardı.
Bugün bağımsız Türk milleti olarak ay yıldızlı al bayrak altında onurla yaşıyorsak kuşkusuz bunda Namık Kemal’in yüreklere ektiği “Vatan” duygusunun inkar edilemez bir yeri bulunmaktadır. Vefatından 131 yıl sonra bile nesillerin yüreklerinin vatan diyerek atması vatan şairi Namık Kemal’in ruhunun bir seslenişidir. Ruhu şad olsun.