Yükleniyor...
5 Mayıs 2021’de aramızdan ayrılan büyük romancı ve Millî Düşünce ailesinin kıymetli ferdi Emine Işınsu Hanımefendi’ye şükranla…
83 yıllık hayatın hatırı sayılır bir bölümünde adından çokça bahsettiren, Türkiye’nin buhranlı dönemlerinin gençliğine rehberlik eden ve gelecekte kendisi hemen her şeyi unutacaksa da memleketin nesillerine, asla unutturmayacak ve unutulmayacak eserler bırakan Emine Işınsu’yu vefatının 3. yılında saygı ve minnetle anıyoruz.
O, şirazesi şaşmış bir dünyayı, şefkatli bir anne tokadıyla, kendine has, munis üslubuyla dize getirmeyi bilmişti. “Küçük Dünya”sında sakladığı aşkı, “Azap Toprakları” hâline getirilen Batı Trakya’da, “Çiçekler Büyür” umuduyla yaşatmıştı. “Tutsak” da kalsa, uğrunda “Sancı” da çekse, “Canbaz”lar, “Kaf Dağı’nın Ardında” da saklasa “Alparslan”ı, “Hacı Bayram”ın, “Hacı Bektaş Veli”nin “Bir Ben Vardır Benden İçeri” şiarıyla “Nisan Yağmurları” eşliğinde söyletmesini bilmişti “Havva”ya, “Cumhuriyet Türküsü”nü. Nihayet, “Ak Topraklar”da kurduğu “Bir Aile”den, hepimize “Kendimden Kendime”yi dinletmişti.
Eşi, İskender ÖKSÜZ, Işınsu için kaleme aldığı bir metinde şöyle diyor: “Işınsu yaşamadan yazmazdı. Bu nasıl olur? Bir insan hem Alparslan’ın ordusunda hem Yunus’un, Mısrî’nin, Hacı Bektaş’ın dergâhında hem Nur’un Urfa’da, İlay’ın Bulgaristan’daki aşkında hem Batı Trakya’nın hem Kerkük’ün tutsaklığında nasıl yaşar? Yaşar… Tayyi-mekân eder, tayyi-zaman eder ve en önemlisi tayyi-insan eder ve yaşar.”
Şimdi 3 yıldır aramızda olmayışı da bundan olsa gerektir. Güzel kelimelerini kaybettiği bir zaman ve mekândan kelimelerin en güzelleriyle buluşmaya gitmesinden…
Yolu ve varışı kutlu olsun.