Yükleniyor...
12 Nisan sabahı eşim ile birlikte İzmir Orduevinde oturuyor sohbet ediyorduk. Oturduğumuz salonda televizyon da vardı ama izlemiyorduk. Televizyon arkamızda ve bize uzaktı.
Bir ara kulağıma bir isim çalındı, Can BARTU denildiğini duyar gibi oldum. Can’a bir şey oldu diye düşündüm, hemen kalktım televizyonun yanına gittim “Türk futbolu sinyorunu kaybetti.” alt yazısını okudum. Can BARTU ölmüştü. Futbolumuzun daha doğrusu Türk sporunun efsanelerinden biri daha aramızdan ayrılmış, ahirete intikal etmişti.
O anki duygularımı anlatamam çok ama çok üzüldüm, gözlerimdeki yaşı zor tuttum. Belki de çok üzülmemin sebebi Can BARTU’nun benim neslimin efsanelerinden olmasıydı.
Metin OKTAY, Berlin panteri lakaplı Turgay ŞEREN, Can BARTU, Lefter, Recep ADANIR bizim neslin yıldızları, efsane olmuş futbolcularıydı. Lefter ve Recep ADANIR daha yaşlıydılar. Bizden önceki nesil de onları zevkle seyretmiştir.
Bu gün benim arkadaşlarımın çoğu Can’ın adını duymuşlar ancak futbolu sevseler de O’nu seyretmemişlerdir. Lise ve üniversitede okuduğum yıllarda Fenerbahçe’nin önemli gördüğüm maçlarına giderdim. Stada girebilmek için maç başlamadan saatler önce Mithatpaşa stadının önünde bilet kuyruğuna girer, bazen yağmur bazen de kar altında saatlerce beklerdim.
Can’ın oyununu seyretmek zevkti. Müthiş çalım atar, çok güzel pas verir, şut çekerdi. Golcü bir futbolcuydu. Attığı harika golleri halâ hatırlıyorum. Oynardı, takımını da oynatırdı. Top sürüşü bile başkaydı.
Şenol ve Birol’un Beşiktaş’a ilk geldikleri yıldı. O yıl Beşiktaş şampiyon olmuştu. Sezon sonunda Fener ve Beşiktaş ilki Adana’da ikincisi İstanbul’da iki maç yaptı.
Adana’daki maçta, aklımda kaldığına göre, Lefter’in muhteşem oyunuyla Fenerbahçe Beşiktaş’ı yenmişti. İstanbul’da yapılan ikinci maçta ise Beşiktaş ilk devreyi 2-0 önde bitirmişti. İkinci devrede Can BARTU sahneye çıktı, muhteşem oynadı ve takımı da oynattı. Fenerbahçe Beşiktaş’ı 6-2 yendi. Ben İstanbul’da ki bu maçı radyodan dinledim.
İstanbul’daki maçtan sonra, şimdi kim olduğunu hatırlayamadığım bir futbol yorumcusu, Can için “Top sürüşü ile dahi şimdiye kadar bu sahaların ender gördüğü bir futbolcu idi.” Anlamında bir yazı yazmıştı.
O’nun sahadaki futbolunu seyrederken zevk alırdınız. Bir top ustası sahaya çıkmış, gösteri yapıyor hissine kapılırdınız.
1961 yılında İtalya’nın Fiorentina takımına transfer olmuştu. İtalya’da oynadığı ilk maçı hatırlıyorum. Fiorentina maçı 4-0 kazanmıştı. Şu an Fiorentina takımının karşısındaki takımın hangi takım olduğunu hatırlamıyorum. O maçta Can mükemmel oynamıştı.
Ertesi gün İtalya’nın ünlü spor gazeteleri Can için “Altın tabakla pas ikram eden Türk” diye yazmışlardır.
Can BARTU çok büyük bir futbolcuydu. Gerçek bir efsaneydi. İtalyanlar ona sinyor diyorlardı. İtalyanlar herkese sinyor diye hitap etmez ancak hak edene sinyor diye hitap ederler. Bu da Sinyor’un İtalya’da milletimizi iyi temsil ettiğini gösterir.
Spora basketbol oynayarak başlamıştı. Basketbolda da futbolda olduğu kadar başarılı idi. Hem futbolda hem basketbolda milli takım formasını giymiştir.
Türk milleti bir futbol efsanesini kaybetti, bütün futbolseverlerin, milletimizin başı sağ olsun.
Allah’tan Can BARTU’ya rahmet dilerim.