Yükleniyor...
Kazakistan, Türk Dünyası’nın bir parçasıdır. Tarihimizdeki ilk büyük hâkimiyetler olan Hunların ve Göktürklerin doğrudan mirasçısıdır.
Türk Dünyası’nın neresinde bir olay olursa bizi ilgilendirir. Tarihin getirdiği şartlar içinde ayrı devletler hâlinde ortaya çıkan Türk halklarının iç işlerine karışmayız; ancak kötü olaylara üzülür, iyi olaylara seviniriz.
Kazakistan’daki olaylar son derece endişe vericidir. Dünyanın her tarafındaki Türkler meselelerini, meşru yollarla ve sükûnet içinde halletmelidirler. Yöneticiler de vatandaşlarına adaletle ve eşit davranmakla yükümlü olduklarını bir an için akıldan çıkarmamalıdırlar. İnsanların demokratik haklarına saygı gösterilmeli, ülkenin kaynaklarından elde edilen servet ülke yararına kullanılmalı ve âdil bir şekilde paylaşılmalıdır.
Yöneticiler bir yandan vatandaşlarını şefkatle kucaklarken bir yandan da ülkelerine yerleşerek halkın güvenliğini ve devletin istikrarını bozucu faaliyet gösteren unsurlara karşı son derece dikkatli ve uyanık olmalıdırlar. Hiçbir Türk devleti bu tür radikal ve ideolojik unsurlara ülkelerinde müsaade etmemelidir.
Her Türk devleti kendi iç meselesini kendisi çözmelidir. Dışarıdan yardım almak amaca uygun sonuç doğurmayabilir. Türk devletlerinin vatandaşları ancak güçlü bir bağımsızlık duygusuyla yaşayabilirler ve içinde bulundukları şartları gerçekçi biçimde değerlendirip bilim yolundan giderek ilerleyebilirler. Her türlü tehdide karşı dayanışma içinde birbirlerine tutunarak varlıklarını ve bağımsızlıklarını koruyabilirler.
Ayrıca milletlerin ve ülkelerin yönü birkaç günlük, birkaç haftalık, hatta birkaç yıllık olaylarla değerlendirilmez. Tarihin gidişine uzun zamanlı bir gözle bakmak gerekir. 1990’ların başında beş bağımsız Türk devletinin ortaya çıkışı çok önemli bir gelişmedir. Egemen eşit devletler arasında kurulan ve içişlerine karışmamayı ilke edilen Türk Devletleri Teşkilatının kuruluşu da çok önemlidir. Otuz yıl içerisinde büyük yol alınmıştır. Türk Devletleri Teşkilatının ve üyelerinin kendilerine tanınan yetkileri aşarak askerî müdahil olmasını beklemek haksızlıktır. Zira bu teşkilat henüz emekleme hâlinde olan birlikte hareketin ilk aşamasıdır. Bu aşamada gelişme evresiyle orantılı olmayan eylemlerin beklenmesi, güçlükle ulaşılan mevcut düzeyin de sonunu getirir.
Türk birliğine inanmak sadece duygusal bir yaklaşımla açıklanamaz. Yalnız bir ulusa mensup Türk devletlerinin geleceklerinin güvencesi dayanışma içinde olmalarına bağlıdır. Amaç bütün Türklerin geleceklerini güven, istikrar ve refah içinde geçirmeleridir.
ALGA KAZAKSTAN! (İleri Kazakistan!)
Yaşasın Türk Devletleri Teşkilatı!
Yaşasın Türkistan’da güvenlik ve istikrarı sağlayan iş birliği!
Türk Dünyasına saygıyla duyurulur…