Yükleniyor...
Sovyetler Birliğinin dağılmasıyla Rusya’ya sırtını dönen Gürcistan, Avrupa ve komşu ülkeleriyle diplomatik girişimlerini hızlandırarak dostane ilişkilerine bir ivme kazandırma sürecine girmiştir. Bunun için Gürcistan Devlet Anayasasında reformlar yapmış ve ülkesindeki azınlıkların hak ve hukuklarını düzenleme girişimlerinde bulunmuştur. Aynı şekilde komşu ülkelerle de, diplomatik ilişkilerini geliştirerek iktisadi-ticari yatırımlar için Gürcistan’ın yeni bir kaynak ülke olduğunu beyan etmiştir. Yine ülkesinin toplumsal-kültürel-dinsel-turistik diyaloglara açık olduğunu ve bunun içinde ülke giriş çıkışlarında vize kolaylığının yanı sıra Gürcistan Vatandaşlığı hususunda da kolaylıklar sağlamıştır. Özellikle çevresindeki komşu ülkelerle-(Azerbaycan-Ermenistan-Türkiye) vize işlemlerinin kaldırılması ve Gürcistan Vatandaşlığına alınmalarda yasal düzenlemelerin yapılması takdire şayandır.
Görünürde dost toplum, dost devlet hatta akraba devlet mesajı veren Gürcistan Yönetimi ülkesindeki azınlıkların dostane ve akraba ilişkilerini geliştirmenin yollarını aramaktadır. Ülkesindeki toplumsal istikrarın sağlanması için azınlıklar arasındaki akraba ilişkilerini geliştirerek devlet, millet, mensubiyet bilincini yükseltme diyaloglarına ağırlık vermektedir. Bunun yanında, akraba ilişkilerinin komşu ülkelere de taşınarak, bu ülkelerle var olan tarihsel bağlantılarının canlandırılmasını istemektedir. Böylece hem içeride hem de dışarıda devletiyle-milletiyle-mensubiyetiyle barışık bir toplum oluşumunun gerçekleştirilmesini güdmektedir. Fakat yakın zaman sürecinde yaşananlar, yapılan yasal düzenlemelerin dostane bir şekilde uygulanmadığını ortaya koymuştur. Şöyle ki, 11 Temmuz 2007 tarihli M. Saakaşvili imzalı 5261 Sayılı Gürcistan Kanununa istinaden 2009-2010’da Gürcistan’a göç eden Ahıskalı 42 ailenin sosyal yaşam hakları sağlanmamış ikamet-oturma izin, çalışma izin, vatandaşlık, eğitim ve sağlık sorunlarının çözülmemesinin yanı sıra bu ailelere her hangi bir devlet yardımı olmamıştır. Bunun yanında yine 5261 Sayılı Kanun gereği 2007 sonrasında Gürcistan’a dönüş için yapılan 12.700 müracaattan sadece 5000 kadarının değerlendirilmeye alındığını ve bundan 72 kişiye geri dönüş izin (rehabilitasyon belgesi) gönderilmiştir. Geri kalan müracaatların değerlendirilmeleriyle ilgili her hangi bir zaman-tarih belirtilmemiştir. Ayrıca Ahıska’ya dönüş müracaatlarıyla ilgili gerek Azerbaycan gerekse Gürcistan makamlarıyla bizzat görüşmelerde bulunan ve büyük emek sarf eden Azerbaycan Ahıska Türkleri Vatan Cemiyet eski Başkanı Sayın İbrahim BURHANOV bilinmeyen sebeplerden dolayı Gürcistan’a giriş izni yasaklanmıştır. Oysa Sayın İ. BURHANOV’U, faaliyetlerinden dolayı Azerbaycan ve Gürcistan Devlet Makamları yakinen tanımaktadır. Yine bunun yanında Moskova Uluslararası Ahıska Türkleri Vatan Cemiyeti eski Başkanı Sayın Süleyman BARBAKADZE de Ahıskaya dönüş faaliyetlerinden dolayı başta Rusya, Gürcistan ve Azerbaycan Makamlarında yakinen bilinen tanınan bir kişidir. O kadar ki Gürcistan Ahıska’da iki mülk(Bahçeli köy evi) satın almış ve yakın akrabasını yerleştirmiştir. Uzun süredir Ahıska’da ikamet etmektedir. Barbakadze de Gürcistan ziyaretlerinde zaman-zaman kendi evine misafir olmakta ve hatta kendi evine Gürcistan Bürokratlarını davet ederek masa sohbetleri yapmaktaydı. Fakat ilginçtir 2011 yılının başlarında Barbakadze Gürcistan’da tutuklanmış ve hapse atılmıştır. Sebebini araştırdığımızda; yeni bir mülkün(köy evi) satın alma işlemleri sırasında mülkün daha önce ödenmeyen vergileri nedeniyle “devletten vergi gizleyen şahıs” suçlamasıyla tutuklanarak ve alelacele mahkeme kararıyla hapse atılmıştır. Konuyla ilgili Ahıska Cemiyetlerinin girişimleri olmuşsa da bugüne kadar bir sonuç alınamamıştır.
Yine bunun yanısıra Gürcistan’da yaşayan ve Gürcistan vatandaşı olan Azerbaycan Türkleriyle ilgili yasal düzenlemelerde dikkat çekicidir. Gürcistan’ın Tiflis ve Borçalı olarak bilinen Kvemo Kartlı vilayetine bağlı Sarvan (Marneuli), Bölüş (Bolnisi), Başkeçid (Dmanisi) ve Karayazı (Gardabani), Ağbulag (Tetri-Skaro), Parmaksız (Zalga) ilçeleri ile Kabal (Lakodehi), Karaçöp (Sagareco), Karacalar (Telavi), Mçheta, Kaspi, Gori, Kareli v.s. yerleşim bölgelerinde ilçe, kasaba ve köylerde yaşayan Azerbaycan Türklerinin Türkçe olan yerleşim bölgelerinin adları Gürcüceye çevrilmiştir. Yine yerleşim bölgelerindeki resmi kurumlar ve kuruluşların adları (okul ve hastanelerin adları) Türkçeden Gürcüceye çevrilmiştir. Eğitim haklarında okullarda Gürcüce daha baskın hale getirilmiştir. Sovyet döneminde yerel yönetimlerde var olan imtiyaz hakları ellerinden alınmış ve merkezden atamalı olarak ilçe, kasaba, köy yönetimlerine yerel halkın tanımadığı Gürcü bürokratlar getirilmiştir. Toprak alım-satım kanunlarında sınırlı düzenlemeler yapılmıştır. Azerbaycan Türlerine ait cemiyet-dernek v.s. sivil toplum kuruluşlarının faaliyetlerine kısıtlamalar getirilmiştir.
Yine Komşu Türkiye’nin komşu il ve ilçelerinden(Trabzon-Rize-Artvin) Gürcistan’a yatırım yapmak için (iş kurmak ve ortak işletmeler çalıştırmak) Gürcistan’a giden girişimcilerimizin yaşadıkları ilginçtir. O kadar ki Gürcistan’a giden girişimci Türk vatandaşlarımızın başına gelen olumsuz olaylardan dolayı geçtiğimiz yıl Rize’de Gürcistan Mağduru Aileler Derneği dahi kurulmuştur. Bu derneğin kuruluş amacı: Gürcistan’da haksız yere tutuklanan ve mağdur olan insanlara yardım edebilmektir. Konuyla ilgili faaliyetlerde bulunan Gürcistan Mağduru Aileleri Derneği Başkanı Nuriye Kaputoğlu, yaptığı açıklamada; “Gürcistan’da ticaret yapan veya bu ülkeye turist olarak giden Türk vatandaşlarının çeşitli gerekçelerle tutuklandıklarını ve yaptığımız girişimler sayesinde, bugüne kadar 35 vatandaşımız suçsuz olduğu anlaşılarak serbest bırakılmışlardır. Son olarak başbakanımız ve bakanlarımızın da yardımıyla Gürcistan’da tutuklu olan 12 kişi daha serbest bırakılmıştır. Bunlardan 5’i, aileleri ile ilgili makamların anlaşması sonucu serbest kalmışlardır. Halen 46 Türk vatandaşının tutuklu veya hükümlü olarak Gürcistan’daki cezaevlerinde bulunduğunu” kaydetmiştir ( http://www.memurlarsitesi.net/hukuk/gurcistanda-tutuklu-12-turk-vatandasi-serbest). İlginçtir, Gürcistan’da tutuklu bulunan Türk vatandaşlarından fidye şeklinde büyük paralar istenmekte veya yapılan yatırımlarla ilgili karşılıklı pazarlıklar yapılmaktadır. Ve bu pazarlıklara Gürcistan makamları da müdahil olmaktadır. O kadar ki, yapılan pazarlıklar Gürcistan ve Türkiye’nin yerel basınında da yer almaktadır. Yani her şey devletin ve milletin bilincinde yapılmaktadır.
Bütün bu olumsuzluklar yaşanırken Gürcistan’ın Ankara, İstanbul ve Trabzon Konsolosluk Şubelerinde Türkiye’de yaşayan Gürcülerin Gürcistan Vatandaşlığına müracaatları devam etmektedir. Müracaatların yoğunluğu konusunda bilgi sahibi değiliz, fakat sadece dört (dilekçe-özgeçmiş-pasaport veya nüfus cüzdan noterli kopyası, sabıka kaydı) evrakla müracaatların kabul edildiğini Konsolosluk şubelerinden öğreniyoruz. (Konuyla ilgili daha geniş bilgi için “Türkiye’deki Gürcülere Gürcistan Vatandaşlığı” makalesine bakınız). Diğer taraftan yukarıda sözünü ettiğimiz Ahıska’ya dönmek isteyen Ahıskalı Türkleriyle ilgili Kanunda da Ahıskalılardan 15-17 farklı evrak istenmektedir. Bunun yanında evraklar Gürcüce veya İngilizce çeviri şartıyla kabul edilmektedir. Geri döneceklerin de Gürcüce ileri derecede bilmesi ve mülakata tabi tutularak vatandaşlığa alınacağı v.s. şartları bulunmaktadır. Bu şartlara rağmen Gürcistan’a dönüş için 12 binin üzerinde müracaat olmuştur.
Anlaşılan Gürcistan çıkarmış olduğu kanun ve yasal düzenlemelerle başta kendi kendini kandırmakta ve aynı zamanda komşu devletlerin yanı sıra dünya devletlerini kandırmaya çalışmaktadır. Her türlü dostane kanun ve yasal düzenlemeler mevcut, fakat düşlenen akraba ilişkilerinin oluşması için değil! oluşmaması için bilhassa Gürcü devlet makamları büyük çaba sarf etmektedirler. Gürcistan için bu çabanın adı “dostane-akraba politikası” ise, bizim için bu
çabanın adı “dostane-akraba ilişkilerine ihanet” politikasıdır. Var olan tarihsel dostane ilişkilerin baltalanmasıdır. Kısaca dostane ilişkilere Gürcü ihanetidir.
Peki, Ne yapılması gerekir? Gürcistan, görünürde sergilemiş olduğu sözde dostane politikasını başta komşu ülkeler Azerbaycan ve Türkiye’nin Gürcistan’la ilgili yasal düzenlemelerini yeniden gözden geçirmelidir. Bunun yanında Türkiye Gürcistan’a giden girişimci Türk vatandaşlarına ve aynı şekilde ikamet amaçlı göç eden Ahıskalı ailelere sahip çıkmanın yollarını aramalıdır. Bunun için merkezi Tiflis’te bulunan Türkiye Cumhuriyeti Büyük Elçiliğinin Ahıska Konsolosluk şubesinin açılması düşünülebilir. Göç eden ailelerin ikamet, çalışma, iş, eğitim, sağlık v.s. sorunlarını çözüme kavuşturacak konsolosluk bürokratlarına ihtiyaç bulunmaktadır. Konsolosluk uygulamaları konusunda daha tecrübeli olan bürokratlarımız olası sorunların çözümü konusunda merkezi ve yerel makamların tavırlarına müdahil olarak haksızlıkların önlenmesine yardımcı olabilirler. Yasal uygulamaların kolaylaştırılması konusunda kendilerine yardımcı olurlar. Bu durum, her iki taraf için devlet ve toplumsal ilişkileri daha güvenli kılacaktır. Yine ilerleyen dönemlerde konsolosluk hizmetlerinin yanında Türk-Gürcü Üniversitesi açılarak Türkçe ve Gürcüce Dil Edebiyat ve Tarih Fakültelerinin açılması için gereken girişimlerde bulunulabilir. Ahıska ve Batum’da açılacak Fakülte bölgeye ekonomik hareketlilik kazandırmanın yanında Gürcistan’ın komşu ülkelerle var olan tarihsel-kültürel bağlantılarını canlandıracaktır. Fakülte sıralarında anlatılacak tarihsel-kültürel değerler her iki tarafın düşüncelerini özellikle gürcü toplumunun önyargılarının silinmesini sağlayacaktır. Bunun yanında azınlıklar dağı olan Kafkas coğrafyasında çok uluslu halkların bir arada barış içinde yaşamasına öncülük ve örnek teşkil edecektir.
M.Saakaşivili İmzalı 5261 Sayılı Gürcistan Kanunu
yazı içinde çerçeve içinde kullanılacaktır)
Gürcistan Parlamentosu, Avrupa Konseyi’nin de zorlamasıyla 11 Temmuz 2007 tarihinde çıkardığı “Eski Sovyetler Birliği Tarafından 20. Yüzyılın 40’lı Yıllarında Gürcistan’dan Zorla Sürgüne Gönderilen Şahısların Geri Dönüşü Hakkında Kanun”da geri dönüşün yasal zemini oluşturmuştur.
Yasa, geri dönüş işlemlerinin yürütülmesi için “Mülteciler ve İskân Bakanlığını” görevlendirmiştir ve sadece 1944 sürgünlerini kapsamaktadır. Geri dönüş için ikamet edilen ülkelerin Gürcistan temsilciliklerine 1 Ocak 2008 ile 1 Ocak 2009 tarihleri arasındaki bir yıl içinde istenen belgeleri sunarak dilekçeyle başvurmak gerekmektedir. Yasaya göre başvurular Gürcüce veya İngilizce yapılacaktır. Ancak belge başka bir dilde ise onaylı Gürcüce veya İngilizce tercümesi ile beraber sunulması istenmektedir.
“Geri dönen” hakkından yararlanacaklardan istenen belgeler ise şunlardır (madde 4-a): Sürgün belgesi (ya da belgeleri), vatandaşı olduğu ya da oturma izni olduğu ülkenin düzenlediği kimlik, oturma izni ve/veya vatandaşlık belgesi, doğum belgesi, ikametgâh belgesi, sabıka kaydı belgesi, aile kayıtlarını gösteren belge (medeni hal ve akrabalık bağını gösterir belge, nikâh belgesi, boşanma, çocuk doğum belgesi gibi), sağlık durumu ile ilgili bilgiler ve özgeçmiş (şahsın uyrukluğu, bildiği diller ve özel bilgiler) ayrıca mali durumu ve mal varlığı hakkındaki bilgilerin dilekçenin ekinde sunulması gerekiyor. Dönüş başvurusunu sürgüne gönderilen şahıslar yapabileceği gibi onun muvafakati ile şahsın çocukları da yapabilir.
Madde 4/6- “bilgi temininin mümkün olmadığı hallerde şahsın kendisine bağlı olmayan objektif sebeplerden dolayı belgeyi temin edemediğini inandırıcı biçimde ispatlaması gerekir” denmektedir.
Madde 6/2-Geri dönüş dilekçeleri 1 Ocak 2008 ile 1 Ocak 2009 tarihleri arasında kabul edilecek ve 1 Ocak 2009’dan itibaren başvurular değerlendirilecektir.
Madde 7/2- Topluma uyumu konusunda zorunlu mülakat ve yazılı sınav yapılsın
Madde 7/3- Dilekçelerin değerlendirilmesinde “Gürcüce bilenlere öncelik verilsin”.
Madde 8/1’de belirtilen değerlendirme raporuna göre “geri dönüş statüsünün” verilmesi ya da verilmemesi söz konusudur. Yani Verilmemesinin ölçütleri belli değildir.
Dr. Rasim BAYRAKTAR
AHİD Başkanı
DATUB Ahıska Meclis Üyesi