Yükleniyor...
Millî Düşünce Merkezi mensupları, Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Keneşinin adını, “Türk Devletleri Teşkilatı” olarak değiştirmesinden çok büyük memnunluk duymuşlardır. Türkmenistan’ın gözlemci üye olarak teşkilata katılması da derneğimiz mensuplarını ayrıca memnun etmiştir. Teşkilat bildirisinde Kıbrıs’taki Türklere atıf yapılması ise, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin de ileride teşkilata alınacağı konusundaki ümidimizi artırmıştır.
Türk Devletleri Teşkilatı, Avrasya’da bir barış ve güvenlik alanı olmaya adaydır. Gerek kendi aralarındaki iş birliklerinin, gerek arzu eden devletlerle yapılacak iş birliklerinin bütün taraflara yarar sağlayacağına inanıyoruz. Avrupa Birliği gibi, Türk Devletleri Birliği de bölge ve dünya için siyasi, ekonomik ve kültürel gelişmelerin kaynağı olabilir. Bu potansiyel ve perspektifle teşkilatın, Birleşmiş Milletler nezdinde de hatırı sayılır bir yeri olacağını ümit etmekteyiz.
Teşkilatın gelişme yönünün, Türk halkları ve Ural-Altay milletleri ile sınırlı tutulmasını önemli görüyoruz. Böyle bir sınırlama, hem tarihî ve kültürel gerçeklere uygundur hem de teşkilatın dağılmasını ve içinin boşalmasını önleyicidir. Tabii ki böyle bir sınırlandırma, dışarıda kalan ülkelerle iş birliği yapmaya engel değildir ve olmamalıdır.
Önceki toplantılarında Macaristan’ı gözlemci üye olarak kabul eden teşkilatın bir adım sonraki hedefi, Moğolistan’ın gözlemci üyeliği olmalıdır. Moğolistan, bütün Türk halkları ve Ural-Altay milletleri için önemlidir. Özellikle Türklerle çok sıkı tarihî ve kültürel bağları vardır. Kore ve Japonya gibi Altay kavimleriyle hem tarihin derinliklerine uzanan kök bağları, hem de güncel iş birlikleri için uygun komşuluk ilişkileri vardır.
Henüz 12 yıllık geçmişi olan bir teşkilattan her şeyin mükemmel olmasını bekleyemeyiz. Elbette bazı aksaklıklar ve eksiklikler olacaktır. Bunların zaman içinde giderileceğine inanıyoruz. Nahçıvan Anlaşmasının sadece Teşkilatı değil Türk bütünleşmesiyle ilintili diğer örgütleri de içine alacak biçimde yenilenmesi bu zamanı kısaltabilecektir.
Türk devlet başkanlarına her yıl yüksek bir nişan verilmesi yerinde ve güzel bir davranıştır. Bu nişanın ileride Türk Dünyasına büyük hizmetleri dokunan başka kişilere verilmesi de gündeme gelebilir. Ancak böyle bir nişan üzerindeki yazının İngilizce olması yadırgatıcıdır. Yazının Türkçe olması ve mümkünse Türk devletlerinde ortak olan kelimelerle ifade edilmesi uygun olacaktır. Derneğimiz en uygun ifadenin “TÜRK DÜNYASI ULU BELGİSİ” olacağını düşünmektedir. “Ulu”, aşağı yukarı bütün Türk halklarında bulunan ortak bir kelimedir. “Belgi” de birçok Türk halkının dilinde vardır; hem eski Türk anıtlarında hem Dîvânu Lugati’t-Türk’te “nişan” yerine kullanılmaktadır. Bu yazının, bütün Türklerin ve hatta Macaristan’daki Sekellerin ortak ata yazısı olan Köktürk harfleriyle yazılması ise ortak geçmişe de vurgu yapmış olacaktır.
Türk Devletleri Teşkilatını içtenlikle kutluyor; Türk ve Ural-Altay halklarına, bölge ve dünya barışına uğurlu olmasını diliyoruz.
MİLLÎ DÜŞÜNCE MERKEZİ