Yükleniyor...
Akşam Gazetesi Ankara Temsilcisi Çiğdem Toker’de okudum. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Beşar Esad’ın çocukları için çok üzüldüğünü söylemiş.
Gayrı ihtiyari tamı tamına 3 yıl öncesine, Eylül 2009’a gittim. ABD’de idi. 10 günde 71 görüşme yapmıştı. Bu müthiş maratonunun ardından Türk gazetecilerle sohbet ederken ilginç bir rüyasını paylaşmıştı. Davutoğlu’ndan dinleyelim:
“Rüyamda, Suriye Dışişleri Bakanı Muallim ve Irak Dışişleri Zebari’nin kızlarını gördüm. Aslında ikisi de arkadaş olmak istiyorlardı da, babalarının arasındaki sıkıntı bunu engelliyordu. ‘Benim de kızım var.’ dedim babalarına ve: ‘Verin bu iki kızı bize. Ben onları arkadaş edeyim de şu sorunlar çözülsün.’ dedim…”
Davutoğlu’nun rüyası buydu; Suriye ve Irak’ı arkadaş edip sorunları çözecekti.
Ya 3 yıl sonraki gerçekler? Hem onlar birbirine düşman oldu hem de Türkiye, Suriye ve Irak’la boğaz boğaza geldi.
Bu gidişattan sadece Irak’ın Kürtçüleri, Suriye’nin Kürtçüleri ve PKK memnun. Yoksa Davutoğlu rüyasında: “Verin bu iki kızı bize. Ben onları onları arkadaş edeyim de şu sorunlar çözülsün.” derken, “Büyük Kürdistan” hayalcilerini mi kastetmişti? Eğer buysa, rüyası gerçekleşmiş demektir; ki onun rüyasının Türkiye’nin ve bölgenin kabûsu haline geldiği gün gibi ortada.
Davutoğlu birkaç gündür Kahire’de idi. Suriye krizi için düzenlenen Dörtlü Temas Toplantısı’na katıldı. Suudi Arabistan “sağlık” gerekçesiyle gelmemiş. Asıl sebep ise İran’la birarada olmak istememesi imiş. Neticede toplantı Türkiye, Mısır ve İran arasında yapılmış. Davutoğlu’nun ana hedefi, İran’ı da Türkiye’nin yer aldığı çizgiye çekmekmiş.
Davutoğlu işte bu toplantıda Beşar Esad’ın kızları için çok üzüldüğünü belirtip: “Yüreğimde bir sızı var.” demiş.
O “sızı”nın müsebbiplerini bir yana bırakalım. İnşallah Mısır, bilhassa İran Dışişleri Bakanı’nın “kızı” falan yoktur da Davutoğlu’nun rüyasına girmez!..
Silivri, Hasdal, Hadımköy ve Maltepe’ye kucak dolusu sevgiler…