Hâlâ öğrenmediniz mi?

Onları anlıyorum. Gençliklerinden, hatta çocukluklarından beri saplandıkları sakat bir ideolocyanın peşindeler. Yüce bir kavram olan dini, ideolocya derekesine indiren, kutsal kitabımızı Marks’ın Das Kapital‘i veya Hitler’in Mein Kampf‘ı gibi bir kitap zanneden bir ideolocyanın militanlığını yapıyorlar. Onları anlıyorum. Dünyayı dine göre idare edeceğiz anlayışı yüzünden İslam tarihinde nice tefrikanın ortaya çıktığını, dini farklı yorumlayan mezheplerin […]


Paylaşın:

Onları anlıyorum. Gençliklerinden, hatta çocukluklarından beri saplandıkları sakat bir ideolocyanın peşindeler. Yüce bir kavram olan dini, ideolocya derekesine indiren, kutsal kitabımızı Marks’ın Das Kapital‘i veya Hitler’in Mein Kampf‘ı gibi bir kitap zanneden bir ideolocyanın militanlığını yapıyorlar.

Onları anlıyorum. Dünyayı dine göre idare edeceğiz anlayışı yüzünden İslam tarihinde nice tefrikanın ortaya çıktığını, dini farklı yorumlayan mezheplerin nasıl birbirine girdiğini, bu yüzden İslam tarihinin âdeta bir mezhep kavgaları tarihine döndüğünü unutup hâlâ aynı anlayışın fanatik müminleri olmaya devam ediyorlar.

Onları anlıyorum. Tarihteki tefrikalar ve sapkın mezhepler gibi, ideolocyalarının, bugün de tarihî eserleri bombalayan El-Kaide‘ler, kafaları kesen IŞİD‘ler üreten bir bataklık olduğunu görmeyip kendi yorumlarını ilahinin yerine koyarak kutsallaştırıyorlar. Ömürleri, kendi yarattıkları sahte kutsalın peşinde koşmakla geçmiş; onun için sütre gerisine çekilmişler, onun için takiyye yapmışlar ve şimdi de onun için savaştıklarını düşünüyorlar.

Onları anlıyorum. İdeolocyalarında Türk yok, Türklük yok, sosyolojik anlamda “millet” yok. Kelimenin Türkçeleştiğini, dil biliminde anlam bilimi (semantik) diye bir dal bulunduğunu, aynı sözlerin farklı dillerde farklı bir anlam kazanabileceğini dikkate almayıp “millet” kelimesini Arapçada olduğu gibi “ümmet” anlamında kullanıyorlar. Tanrı’nın insanları milletler / uluslar hâlinde yaratmasının hikmetini unutup siyasi bir ümmet oluşturmaya çalışıyorlar. Ömürleri, dostlukları, düşmanlıkları ideolocyalarına göre şekillenmiş.

Onların ideolocyalarında Türk yok, Türklük yok, Atatürk yok, millet yok, ulus yok, Cumhuriyet yok. Yazılarıyla, sözleriyle, uygulamalarıyla kim bilir kaç defa düşüncelerini, niyetlerini ortaya koymuşlar. Onları anlıyorum.

Fakat sen, fakat siz…

Siz onları hâlâ öğrenmediniz mi? Niyetlerini, hedeflerini, menzillerini hâlâ öğrenmediniz mi? Ne yapmak istediklerini, nereye gittiklerini hâlâ öğrenmediniz mi?

Düşünüyorum da, bu kadar açık, apaçık olan bir gerçekliği hâlâ öğrenmemiş olmanızın / öğrenmemiş görünmenizin ancak dört sebebi olabilir.

1. Bazı çıkarlar, makam ve mevkiler peşindesiniz.         

                2. Birileri size şantaj yapıyor.

                3. Psikolojik bir rahatsızlığınız olabilir.

                4. Gerçeklikleri görmeye ve öğrenmeye zekâ seviyeniz müsait değil.

Kim bilir belki de benim düşünemediğim, benim aklımın yetmediği esrarengiz, tılsımlı bir sebebiniz vardır. Belki de bir yerlerden ilham aldınız. Belki de ebcet hesaplarıyla bazı gerçekleri öğrendiniz. Belki de tabiat üstü kuvvetlerle temas edip birtakım sırlara ulaştınız.

Eğer böyleyse… Lütfen bizimle de paylaşın. Paylaşın ki bizim de aklımız başımıza gelsin, biz de gerçekleri görelim, biz de yolumuzu ona göre belirleyelim.

 

Yazar

Ahmet Bican Ercilasun

Yorum Yap

Kayıt olmadan yorum yapabilirsiniz.




Benzer Yazılar