Kaan üretilemeyecek mi?

Dünyanın içinde bulunduğu çalkantı içinde savunma sanayi her türlü polemikten uzak tutulmalıdır.


Paylaşın:

Daha önce 13 yıl Millî İstihbarat Teşkilatını yönetmiş, ketumluğu ile ünlü Dışişleri Bakanı Hakan Fidan 27 Eylül’de New York’ta Birleşmiş Milletler Genel Kurulu çalışmalarını özetlediği basın toplantısında “Millî Muharip Uçak” Kaan üretiminin sıkıntıda olduğunu söyledi. Türkiye’nin NATO müttefiki ABD’yi CAATSA yaptırımları nedeniyle millete şikâyet eden Fidan, Kongrenin motor lisansı vermemesi hâlinde, Türkiye’nin “Başka arayışlara” girebileceğini şöyle ifade etti:

“2019 yılında yaşananlardan sonra ortaya çıkan CAATSA meselesi bizim için büyük bir sıkıntı. Şu anda almayı beklediğimiz F-35 ve Kaan’ın motorları var. ABD Kongresi’nde bekletiliyor ve lisansları durmuş durumda. Onların lisanslarının hayata geçirilmesi ve motorların gelmesi lazım ki Kaan’ların üretimi başlayabilsin.”

İşte Hakan Fidan’ın bu söyledikleri ortalığı da kafaları da karıştırdı. Fidan’ın bu sözleri doğal olarak muhalefet partilerinin “Hani motor da yerli ve millîydi?” soruları ve eleştirilerine yol açtı.

Bunun üzerine 28 Eylül gece saatlerinde Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün X hesabından “Hem yerli motor hem de KAAN projelerinin belirlenen takvim doğrultusunda emin şekilde” ilerlediğini yazdı.

Bunun üzerine kafalar iyice karıştı. Kim doğru söylüyor? Yerli ve millî uçak üretilemeyecek mi?

Öncelikle şunu söylemek istiyorum Dışişleri Bakanı Fidan da Savunma Sanayii Başkanı Görgün de doğruyu söylüyor.

Nasıl mı?

Kısaca anlatayım:

Kaan proje kurgusunda ABD’den alınacak motor ile ilk uçaklar üretilecek. Bu süreçte yerli motorun üretilmesi de tamamlanacak. Planlama baştan beri böyleydi. Bu basına da böyle anlatıldı.

ABD’den motor alımıyla ilgili bir süreç var. ABD’den savunma sanayi alanında 100 milyon doların üzerinde satış olduğu zaman Kongre’den ihraç onayı alınıyor.

Kaan’ın prototipleri için 10 adet F-110 motor ABD’den zamanında teslim alındı. Bu alım 100 milyon doların altında olduğu için Kongre’den ihraç onayına gerek olmadan 2017 yılında ihracat lisansları alınarak Türkiye’ye teslim edildi.

Kaan’ın motoru GE F110. Şuan F-16 uçaklarında kullanılan motor. Hürjet’in motorundan daha güçlü bir motor. Kaan için bu motorun seçilmesinin sebeplerinden biri de F-16 motoru olması ve Türkiye’deki F-16’larda kullanılıyor olması. Türkiye’de olduğu için ülkemiz bu motorların bakım ve onarım kabiliyetine de sahip.

Şu anda üretimi devam eden Kaan’lar bu alınan 10 motor ile devam ediyor. Yani üretimin durması gibi bir durum yaşanmıyor.

TUSAŞ’ta üretilen bir diğer uçak Hürjet’in motoru ise GE (General Electric) F404.

Bu motor ABD’nin F-18 uçağında çift motor konfigürasyonunda kullanılıyor. Kore’de üretilen Hürrjet tipi bir uçak var onda ve Hindistan’ın ürettiği bir uçakta kullanılıyor. Ayrıca Amerika-Boeing’in yeni bir Hürjet tipi uçak geliştirme projesi var onda da kullanılıyor.

Hürjet’te kullanılan bu motor da ABD’den alınıyor. Alınmaya devam edecek. Hürjet’in motorunun alımında herhangi bir sıkıntı yok.

Kaan’ın motoru GE F110 alımında süreç devam ediyor. Alınacak motorların bedeli 100 milyon doları aştığı için Kongre’den ihraç onayı bekleniyor.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan da ileride yaşanabilecek bu riski belirtti. Aslında yeni bir şey söylemedi ama sanki yeni bir şey söylemiş gibi algılandı. Ama Hakan Fidan gibi istihbaratçı bir insanın söylediklerine dikkat etmesi gerekirdi. Çünkü Fidan’ın şu sözüydü kafaları karıştıran: “Onların lisanslarının hayata geçirilmesi ve motorların gelmesi lazım ki Kaan’ların üretimi başlayabilsin.”

Kaan’ın prototipi üretildi ve uçuruldu. Hakan Fidan yukarıdaki cümleyi: “Onların lisanslarının hayata geçirilmesi ve motorların gelmesi lazım ki KAAN’ların seri üretimi başlayabilsin.” şeklinde söyleseydi kafa karışıklığına yol açmayacaktı.

Gelelim yerli motor konusuna:

Kaan’da kullanılacak yerli motor çalışmaları tüm hızıyla devam ediyor. 2032 yılında yerli motorun üretimi tamamlanmış olacak. Hürjet için yerli motor şu an için çok elzem değil. Ama Hürjet için de yerli motor çalışmaları başladı.

Kaan için yerli motoru beklemeden uçak yapma kararı, ihraç lisansı riskine rağmen doğru bir karar. Böylece motor üretimini beklerken uçak tasarım ve geliştirilmesinde ciddi bir ilerleme sağlanıyor ve yerli motor tasarımında da önemli girdiler elde ediliyor.

ABD gibi emperyalist ülkelerin engellemeleri geçmişte olduğu gibi şimdide oluyor gelecekte de olacaktır. Bu engelleme çabalarının bizi kamçılaması gerekiyor. Nitekim kamçılıyor da. İkinci Karabağ Savaşında Azerbaycan’ın Türkiye’den satın alıp kullandığı SİHA’lardaki kameralar bir Kanada firmasının üretimiydi. Kanada firması Karabağ Savaşı’nda kullanıldı diye Türkiye’ye bu kameraların satışını durdurmuştu. Bunun üzerine ASELSAN çalışmalarını hızlandırdı ve Kanada firmasının ürettiği kameralardan daha kaliteli kamera üretti. Şu an ASELSAN’ın ürettiği bu kameralar İHA ve SİHA’larda kullanılıyor. Kanada firması da şu an Türkiye’ye tekrar kamera satabilmek için lobi faaliyeti ile meşgül.

Savunma Sanayindeki gelişmeler biz Türklerin millî meselesidir. Bu konu muhalefet edilecek bir konu değil. Türkiye’de muhalif partiler ve kişiler dahil herkesin bu konuya destek olması gerekiyor. Tabii yetkililerin de sağlıklı ve gerçek bilgileri kamuoyuna zamanında duyurması, medyanın da doğru bilgileri halka anlatması gerekiyor.

Son söz devlet yetkililerine: söylediğiniz bir kelimenin bile ne anlama geldiğini bilerek konuşun. Ağzınızdan çıkacak bir yanlış ya da eksik kelimeye KAAN açıklamasında olduğu gibi yanlış anlam yüklenebiliyor.

Dünyanın içinde bulunduğu çalkantı içinde savunma sanayi her türlü polemikten uzak tutulmalıdır.

 

Yazar

Ali Doğan

Yorum Yap

Kayıt olmadan yorum yapabilirsiniz.




Benzer Yazılar