Mesela Bahar ve Nihal Candan kardeşler… Onlar da sosyal medya ünlüsü… Bir ekipleri var. İşin başında da aynı suçtan aranan ama bu kardeşlerle ve ağlarına düşürdükleri kişilerle İstanbul’un ünlü mekânlarında boy göstermekten çekinmeyen bir ekipleri var. “Sazan Sarmalı” diye bilinen bir yöntemle onlarca kişiyi ağlarına düşürmüşler. Aslında söz konusu onlarca kişiler ava giderken avlananlar… Bir iki defa piyasanın %30-40 altında araç alıyorlar ama son büyük partide her şeylerini kaybediyorlar. Yani gözü çok açık olanlar, gözü daha az açık olanları çarpıp geçiyor.
Bir de son günlerde ülke gündemini esir alan futbol dünyasının kalbur üstü aktörleri var. Akla hayale gelmeyecek oranda kâr peşinde koşarken milyonlarca doları uçup giden, bir zamanlar pek çoğumuzun gırtlaklarını yırtarcasına destekledikleri, peşlerinden koştukları, para hırsıyla gözleri kör olmuş, basiretleri bağlanmış futbol insanları bunlar…
Polat çiftinin olayında artık haberlerine alıştığımız devletin malına ve parasına çökme olayı var ama diğer iki örnekte aç gözlüler birbirini yemiş, biz de zenginin malı züğürdün çenesini yorar misali çenemizi yorup durmuşuz.
Şimdi gelelim benim “Ülke gündemini haftalardır meşgul eden bu konulara neden girmiyorsun?” sorusuna vereceğim cevaba ama cevabı vermeden size bir sorum var: Yukarıda anlattığım ve ülke gündemini haftalardır meşgul eden bu konulardan ve benzeri olaylardan etkilenenlerin sayısı kaçtır sizce? 50 mi, 100 mü, 150 mi? Yoktur ama varsayalım 500 olsun.
Pekiii…Biz bu konuları dert ettiğiniz kadar vergilerimiz nereye gidiyor sorusunun cevabını kendinize dert ediyor musunuz?
Mesela, asgari ücretlilerimiz her ay vergisinin yaklaşık 1800 TL’sini vergi olarak ödediğini biliyor mu?
Mesela, sigara içenler içtikleri 20 sigaranın 17’sini, alkol alanlar içtiklerinin dörtte üçünü vergi olarak öderken bunun farkında mı?
Mesela bir araba alırsanız iki araba parasını da devlete vergi olarak veriyorsunuz. Dahası yakıt harcadıkça her litrenin dörtte birini ödüyorsunuz devlete. Bunu düşünüyor musunuz?
Mesela bir senede iki defa Motorlu Taşıtlar Vergisi ödediniz. Dahası dünyada dolaylı vergisi en yüksek olan ülkelerden birinde yaşıyorsunuz. Ne yaptınız bu konuda?
Gerçekler böyleyken, bu belki de Cumhuriyet tarihinin en hızlı pahalılaşma sürecini yaşayan sizler, bizler “TOPLANAN BU VERGİLER NEREYE GİDİYOR? BU PAHALILIK NE BÖYLE?” sorularının cevabını arıyor muyuz?
Kısacası eski futbol ünlülerinin, sosyal medya fenomenlerinin parasını dert ettiğimiz, konuştuğumuz kadar KENDİ PARAMIZIN PEŞİNE DÜŞÜYOR MUYUZ?
Sözüm kime mi?
İğnesi kendime, yazıyı okuyan dostlarıma; çuvaldızı da bu sorunların kapsama alanındaki herkese…
Bu arada ülkemizde gerçek gündemin, yani pahalılığın, her gün bir başkası patlayan mafya haberlerinin, eğitimdeki kalitesizliğin konuşulmasını istemeyenler bu konuşulanları göbeklerini kaşıyarak izliyorlardır.
Ne dersiniz?