04 Ekim 2015
Terörü önlemek mevkiinde bulunan yönetim önce şunu kabul edecek: Başımızdaki bela terör belası değil bölücülük belasıdır. Terör, Türkiye’yi bölmek isteyenlerin kullandığı araçlardan sadece biridir. Dolayısıyla terörü önleme mücadelesi de bu kabule göre yapılmalı; yönetim, bölücülüğe asla taviz vermeyeceğini madde madde, açık seçik beyan etmelidir. Kesintiye uğratmadan ve ısrarla beyan edilecek ve icraata konulacak maddeler şunlardır:
- Türk güvenlik güçlerinin mücadelesi, son terörist yok edilinceye kadar devam edecektir.
- Terörist için af asla söz konusu değildir. Yakalananlar, kanunların gerektirdiği cezalara mutlaka çarptırılacaktır.
- Gerektiği zaman, gerekli görülen yerlerde devlet, olağanüstü hâl veya sıkıyönetim ilan etmekten çekinmeyecektir.
- Irak ve Suriye sınırlarından hiçbir terörist geçişine müsaade edilmeyecektir. Bunun için gerekli bütün tedbirler alınacaktır.
- Terörist ve bölücülerin dile getirdiği hiçbir talep görüşme konusu yapılmayacak, müzakere edilmeyecektir.
- Ne İmralı, ne Kandil… Ne de bunların temsilcisi olduğunu ileri süren herhangi bir kuruluş… Bölücülerin dile getirdiği hiçbir talep görüşme konusu olmayacağı için şunun veya bunun muhataplığı da asla söz konusu olmayacaktır. Öcalan, Türk mahkemelerinin verdiği kararın gereği olarak ömür boyu mahkûmiyetini çekecek ve hiçbir imtiyaza sahip olmayacaktır.
- Terör örgütlerini ve bunların elebaşlarını övmek suçtur. Sözle, yazıyla, resimle, afişle, pankartla bunları övenler hakkında hemen soruşturma açılacak ve gerekli kanuni işlemler yapılacaktır. Bu konuda gerekirse yeni kanun çıkarılacaktır.
- Türkiye’nin hiçbir bölgesinde özerk yönetim veya özyönetim söz konusu olmayacaktır. Bu yolda yapılacak teşebbüsler isyan sayılacak ve anında bastırılacaktır. “Yerel yönetimlerin güçlendirilmesi” adlar altında da özerk yönetimlere doğru gidiş Türkiye’nin gündeminde asla yoktur.
- Türkiye’de bir tek resmî dil vardır, o da Türkçedir. Kürtçenin resmî dil yapılması hiçbir zaman söz konusu olmayacaktır. Devletteki bütün resmî işler Türkçe ile görülecek, Türkçeden başka bir dil resmî işlerde kullanılmayacaktır.
- Herhangi bir yerel dilin öğretim dili olarak kullanılması da hiçbir zaman Türkiye’nin gündeminde yer almayacaktır.
- Uyuşturucu ve silah kaçakçılığının üstüne gidilecek, sorumluları bulunup en ağır şekilde cezalandırılacaktır.
- Devlet hizmetleri ülkenin her yerine eşit ve âdil bir şekilde götürülecektir. Bu sebeple su ve elektrik gibi hizmetlerden kaçak olarak istifade edilmesine de asla müsaade edilmeyecektir.
Devlet, yukarıda saydığım maddeleri açıkça beyan ettiği, bu konudaki kararlılığını ısrarla sürdürdüğü ve bunu da icraatıyla gösterdiği takdirde kısa zamanda, zaten var olan maddi üstünlüğü yanında moral üstünlük de sağlayacaktır. Ve ancak bu takdirde bölücüler netice alamayacaklarını kesin şekilde anlayacaklardır. Terörün sona ermesinin en temel şartı da teröristin netice alamayacağını anlamasıdır.
Bunları yapmayan bir yönetimin ciddi şekilde terörle mücadele ettiğine inanmamızı kimse bizden beklemesin.