Yükleniyor...
Orgeneral Çevik Bir, Orgeneral Çetin Doğan, Orgeneral Fevzi Türkeri, Orgeneral Ahmet Çörekçi, Orgeneral İlhan Kılıç, Korgeneral Çetin Saner, Korgeneral Yıldırım Türker, Korgeneral Vural Avar, Koramiral Aydan Erol, Tümgeneral Erol Özkasnak, Tümgeneral Cevat Temel Özkaynak, Tümgeneral Kenan Deniz, Tuğgeneral İdris Koralp!
Önünüzde hazır ol durumuna geçiyor ve saygıyla eğiliyorum. Siz 2230 yıllık Türk ordu geleneğinin şerefli subaylarısınız. Siz, 2230 yıl önce demir bir disiplinle Türk ordusunu kuran Hun hükümdarı Motun’un vârislerisiniz. Siz, Attila’nın, İstemi Kağan’ın, Kür Şad’ın, Köl Tigin’in vârislerisiniz. Siz, Satuk Buğra Han’ın, Gazneli Mahmud’un, Çağrı Beğ’in, Alpaslan’ın, Kılıçaslan’ın vârislerisiniz. Batu Han, Baybars, Yıldırım Beyazıt, Aksak Temür, Karakoyunlu Cihanşah, Fatih, Uzun Hasan, Yavuz Sultan Selim, Şah İsmail, Babür, Kanuni, Hızır Reis, Oruç Reis, Dördüncü Murat, Nadir Şah, Cezayirli Hasan Paşa, Gazi Osman Paşa, Fevzi Çakmak, Kâzım Karabekir… Ve Mustafa Kemal…
Siz, daha nice şanlı komutanın, şanlı askerin torunlarısınız. Siz gönlümüzün paşalarısınız. Amerikan bağımlısı bir sapkın cemaatin savcı ve yargıçlarına göre verilen cezaların bizim gönlümüzde karşılığı yoktur. Rütbelerinizin sökülmesinin bizim gönlümüzde karşılığı yoktur. Siz bizim gönlümüzün askerlerisiniz.
Biz şunu çok iyi biliyoruz:
Yufka yüreklilerle çetin yollar aşılmaz;
Çünkü bu yol kutludur, gider Tanrı Dağına.
Çok iyi biliyoruz ki Türk subayının yürüdüğü yol kutlu bir yoldur. Türk subayı, tarihin derinliklerinden gelen bir ruhun temsilcisidir. Türk subayı, kahramanlık denen kavramın yaşayan anıtıdır.
Biz, Türk subayının kahramanlık anlayışını da biliyoruz:
Yırtıcılar az yaşar… Uzun sürmez doğanlık…
Her ışığın ardında gizlidir bir karanlık;
Adsız sansız olsa da, en büyük kahramanlık:
Göz kırpmadan saldırıp bir daha dönmemektir.
Unvansız rütbesiz olsa da kahramanlık dik durmak, baş eğmemektir.
Baş eğmezüz edânîye dünyâ-yı dûn içün,
Bâki kalur sahîfe-i âlemde adumuz.
Hizmet mizmet, gülen mülen… Vız gelir, tırıs gider. Bir zamanlar onların savcısı olduğunu söyleyenler, onlarla kol kola yürüyenler… Vız gelir, tırıs gider. Onlar gidici, biz kalıcıyız. Türk’ün ileriye doğru yürüyüşünü hiçbir karar, hiçbir kurum, hiçbir kurumlu engelleyemez. Atatürk’ün açtığı çağdaş yol, tarihin derinliklerinden gelen ve Türk milletini ileriye götüren aydınlık yoldur; bilim yoludur, gelişme yoludur. Biliyorum ki Türk subayının yolu da bu yoldur. Erinden generaline kadar Türk askerinin yolu aynı kutlu, aynı aydınlık yoldur. Tehlikeler karşısında gözünü kırpmayan, düşünmeden ölüme atılan ruh, Türk askerinin ruhudur. Kahramanlıkla yoğrulmuş olan ruh Türk askerinin ruhudur. Bu ruh aynı zamanda aydınlık ve çağdaş bir ruhtur. Milletin yaşamasının ve ilerlemesinin çağdaşlıkla, bilimle mümkün olduğunu bilenler yine kahraman askerlerimizdir, yiğit subaylarımızdır.
Hakkınızda kesilen cezalara aldırmadığınızı biliyorum. Hakkınızdaki fermana da aldırdığınız yok. Ferman padişahınsa dağlar sizindir. Bedenleriniz mahbeslerde olabilir ama ruhlarınız eminim ki yüce dağların özgür zirvelerindedir.
Şair sanki sizin için haykırmış:
Ey ekmeği alınanlar! Selâm sizlere!
Ey rütbesi çalınanlar! Selâm sizlere!
Ocakları dağıtılan ülkü devleri!
Selâm size! Üstünüzde bütün bakışlar,
Bir gün olur, tarih sizi elbet alkışlar!
Başı dik, yiğit komutanlarım! Bir daha önünüzde saygıyla eğiliyorum.