Yükleniyor...
Ahıska Türklerinden Fuat Azgur, 12.11.2012 Pazartesi günü vefat etmiştir. Moskova Anlaşması ile Ahıska’nın Rusya’da kalması üzerine ailesi 1921 yılında Türkiye’ye göçen Azgur, 1928 yılında Posof’da dünyaya gelmiştir.
Gönüllü olarak Kore Harbine katılmış, Kd.Yzb. iken askerlikten ayrılarak çeşitli devlet hizmetlerinde bulunmuştur.
Danıştay, Danışma Meclisi, HSYK üyeliği ve Anayasa raportörlüğü gibi önemli görevleri yürütmüştür. Şairlik ve yazarlık yönü de vardır. “Ahıska Türküsü” şiiriyle ün yapmıştır.
13.11.1012 Salı günü cenazesi, Kocatepe Camiinde öğle namazını müteakip Karşıyaka Mezarlığında toprağa verilecektir.
Merhuma Allah’tan rahmet, aile efradına, yakınlarına ve sevenlerine başsağlığı dileriz. Mekanı cennet olsun.
**************
Bu vesileyle Fuat Azgur beyin “Ahıska Türküsü” ve “Mehmedim” şiirini yayımlıyoruz.
Ahıska Türküsü
“Devrilesi Moskof” diye başlayan
Bir türkü söylerdi anam eskiden
Yanık yanık “of! of!” diye başlayan
Bir türkü söylerdi anam eskiden.
Onda bir memleket, bir vatan derdi
Gözümden bir cihan geçer giderdi
Her beytin sonunda, “Ah vatan!” derdi
Bir türkü söylerdi anam eskiden…
Türkü değil mısra mısra öğüttü,
Beni kaç geceler böyle uyuttu,
Dağlar kadar içimde kin büyüttü,
Bir türkü söylerdi anam eskiden…
Bestesinde Aras nehri akardı
Melûl melûl bir memleket bakardı,
Hem nasıl hemşehrim, vatan kokardı,
Bir türkü söylerdi anam eskiden…
Zaman zaman gözlerini silerek,
Derdi “Sensiz bize dünya ne gerek?”
Andıkça kahrolur, dayanmaz yürek,
Bir türkü söylerdi anam eskiden.
Bilemezdim o zamanlar kastı ne? “Yeter” derdi, “Yeter, yas yas üstüne”
Ahıska üstüne, Kafkas üstüne
Bir türkü söylerdi anam eskiden…
——————
Mehmedim
Gayrı anlatılamaz bu savaş bence,
Dağ, taş konuşmuştu kendi dilince,
“Hücum!…” diye bir ses duydum ilkönce, Sonra “Allah…Allah!…” dedi Mehmed’im.
Ne ana, ne sıla, ne yâr hayali,
Bir gör Mehmet’teki kükremiş hali,
Kırpmadı gözünü yağmur misali,
Mermi yedi, havan yedi Mehmed’im.
Bu, öyle bir imân, öyle ihlas ki,
Secde eder cümle canlı ve bitki
Bir temmuz akşamı Allah şahit ki,
Şaha kalkmış vatan idi Mehmed’im.
Tepeler… kan, barut dolu tepeler
Süngü süngü, mermi mermi tepeler
En önde atıldı dedi: “Bu sefer
Yıkam bu ateşten seddi” Mehmed’im.
Bir mermi göğsünü dağıtmış diye,
Mümkün mü talihe Mehmet baş eğe.
Meydan okur gibi kahpe feleğe,
Devrilirken gülümsedi Mehmed’im.
Bu akşam yıldızlar sararmış gibi,
Tepeler titreşir, hava kış gibi,
Bir dağın sırtında dağ varmış gibi
Omuzlamış bir Mehmed’i Mehmed’im.