BAKANI AÇIKLA

Çorlu, Lüleburgaz ve Edirne’de miting yapan Başbakan Erdoğan yine muhalefete yüklendi. CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun ÖSYM ile ilgili iddialarını Lüleburgaz’dan yanıtlayan Erdoğan “Sende zerre kadar onur varsa, bakın bu kadar da ağır konuşuyorum, çıkar o bakanı açıklarsın. Öyle bir bakan varsa Başbakan o bakanı bir dakika tutmaz” dedi. BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan partisinin Lüleburgaz’da düzenlenen mitinginde […]


Paylaşın:

Çorlu, Lüleburgaz ve Edirne’de miting yapan Başbakan Erdoğan yine muhalefete yüklendi. CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun ÖSYM ile ilgili iddialarını Lüleburgaz’dan yanıtlayan Erdoğan “Sende zerre kadar onur varsa, bakın bu kadar da ağır konuşuyorum, çıkar o bakanı açıklarsın. Öyle bir bakan varsa Başbakan o bakanı bir dakika tutmaz” dedi.

BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan partisinin Lüleburgaz’da düzenlenen mitinginde CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun iddialarına cevap verdi. Erdoğan, “Ya sende zerre kadar onur varsa, bakın bu kadar da ağır konuşuyorum, çıkar o bakanı açıklarsın. Öyle bir bakan varsa Başbakan o bakanı bir dakika tutmaz” dedi. Kılıçdaroğlu bir bakanın ÖSYM’ye e-posta göndererek bir yakınını iyi bir yere yerleştirilmesini istediğini iddia etmişti. İddialar üzerine Devlet Bakanı Hayati Yazıcı’nın, bilgisi dışında ve kendisine ait olmayan bir e-posta adresinden ÖSYM’ye e-posta atıldığı açıklanmıştı. Erdoğan özetle şunları söyledi:

Tuttu diyor ki, ‘Bir bakan çıkmış bir mail göndermiş ve bu mail ile yeğenine oradan torpil yapmak istemiş.’ Ya sende zerre kadar onur varsa, bu kadar ağır konuşuyorum, çıkarsın bu hükümetin o bakanını açıklarsın. Ve o bakanı bu başbakan orada bir dakika tutarsa sen her sözü söyleyebilirsin. Ama açıklayamıyor. Niye? Bütün hayatı iftiralarla dolu. Eğer böyle bir bakan var da eğer orada onu bu Tayip Erdoğan bir dakika tutarsa o bakanı, partisinde tutarsa o bakanı… Çünkü ne Bahçeliyim, ne şuyum ne buyum. Tutmam. Benim bir bakanım bunu yapamaz. Bugüne kadar bazı bakanlarımla alakalı atılmış adımlarım varsa bunun birçok gerekçeleri vardır. Ve birçoğu da bugün milletvekili adayı olmadıysa bir çok nedenleri vardır. Milletvekillerim için de aynı şey ortada.

İleri demokrasiye yürüyoruz. 12 Haziran’dan sonra ilk iş, ileri demokrasinin, temel hak ve özgürlüklerin egemen olduğu ve halkımın ‘benim anayasam’ dediği bir anayasa hazırlamak olacak. Daha anlaşılabilir, küçük bir anayasa. Bu milletin anayasası olacak darbecilerin anayasası değil.

CHP bizi bu kaset siyasetiyle suçlama gayreti içinde. Bir defa Ak Parti’nin kimliğine, kişiliğine hiçbir zaman bu kaset siyaseti sığmaz. Siz kendi içinize bakın, içinizdeki hesaplaşmalara bakın. CHP’si de MHP’si de kendi içindeki hesaplaşmanın bedelini ödüyor. Eğer böyle bir şeyin gayreti içinde olsak, biz istihbaratımızı da bu konuda bununla ilgili birimleri devreye sokmazdık. Devreye girdiler ve bu yayınlar durduruldu. Yargı da bunu takip ediyor. Yargı takip ettiği halde Ak Parti’den veya bizim şahsımızla ilgili alıp veremediğiniz nedir?

Partilerin veya yönetimlerin bu tür yanlış işleri yapanlara karşı takınacağı tek tavır var, ihraç edersin, gönderirsin, o kadar. Bunlar bize yakışmaz de gönder. Sayın Kılıçdaroğlu gönderebildin mi? Sayın Baykal ile ilgili kaset çıkınca ziyaret ettin, beraber fotoğraf verdin, ben aday değilim dedin, ertesi gün adaylığını ilan ettin. Eski genel başkanınla o kasette adı geçen bayan niye aday olamadı. O erkek olduğu için ödüllendirildi. Peki bayan, o ne oldu? Hani kadınları savunan derneklere sesleniyorum, niye sesiniz çıkmıyor?

Sonra bunları özeldir diye nitelendirmek çok çirkin. Buna özelidir denilebilir mi? Gayrimeşru bir olaya bu özelidir denilebilir mi? Özeli olanın bizler de karşısında oluruz. Gayrimeşru olana da biz sahip çıkmayız. Onlar da milletimiz tarafından bu sandıklarda cezasını bulsun deriz. Çünkü bize temiz siyaset lazım. Onlar bu millete yakışmaz.Parlamentonun çatısı altına yakışmaz. Burada durmaması lazım bunların. Çünkü bize güzel ahlak lazım.

Sayın Bahçeli, gök kubbeyi başa yıkmayı bırak. Sen 12 Haziran sandığına bak. O sandıkta halkım, neyi kimin başına yıkacak, göreceksin. O sandığa kimi nasıl gömecek göreceksin.

Ak Parti ne veriyorsa ben daha fazlasını veriyorum diye konuşuyorlar. Orada da milli şef değişti. Şimdi milli şef başka, kim olduğunu anladınız değil mi? O da diyordu ki Özal ne veriyorsa ben 5 fazlasını vereceğim diyordu, iki anahtar diyordu, biri konut, biri otomobildi. Konut, otomobil geldi mi, hayır. Ama Ak Parti ile konut geldi. TOKİ’nin yaptığı binlerce konut var.

Yazar

Milli Düşünce Merkezi

Yorum Yap

Kayıt olmadan yorum yapabilirsiniz.




Benzer Yazılar