Yükleniyor...
Herkesin affına sığınarak meseleyi şöyle anlatmaya çalışacağım:
Adamın biri 32 yıl önce gelmiş, kadıncağıza tecavüz etmiş.Kadına ait ne var, ne yok, çocukları dâhil yakmış; ortalığıyıkmış. “Bu evde bundan sonra benim sözüm geçecek.”demiş, kurallarını açıklamış, düzenini kurmuş. Kimse kadıncağızatecavüze karşı çıkmadığı gibi, ahali hep birlikte, yüzde 92 gibibir oyla “hadi evlenin” temposu tutmuş.
Tecavüzcüyle kadıncağız evlenmiş. Yeni yeni çocuklar olmuş. Bu çocukların nüfus kaydı dâhil neyi varneyi yok tecavüzcü babanın belirlediği, konu-komşusunun da onayladığı kurallara göre yapılmış.Torunlar bile olmuş vs.
Şimdi 32 yıl sonra: “Bu evlilik geçersiz, sen zavallı kadına tecavüz etmiştin.” deniyor. Sadece bu denseiyi. Üstüne: “Boşanın.” talebi geliyor. Bununla kalmıyor, reddi miras yapılıyor; yani çoluk-çocuğun,torunların varlığı bile neredeyse geçersiz sayılıyor!..
İşte 12 Eylül darbesinin yargılanması, milletin müdahillik için sıraya girmesi tam buna benziyor. Özetle herkes aslında kendi varlığını, varlık sebebini reddediyor. Ne olacak şimdi o çoluk çocuğun, torunların yediği, içtiği; yaptığı? Onların da yok hükmünde sayılması gerekmiyor mu?
Helal olsun Tayyip Bey’e !.. Muhalefeti yine iplik gibi ardına dizdi, mahkemeye taşıdı ya!.. Bundan sonraonu tutabilene aşk olsun! Herkes her türlü hakaret ve aşağılamalarına da hazır olsun; kızmaca yok !..
Sırf: “Aman bize darbeci derler.” derdiyle 12 Eylül davasına müdahil olan muhalefete küçük bir uyarım var:
Bu iş burada kalmayabilir. Başbakan Erdoğan yeni Anayasa için dört bir taraftan kuşatılmış. Meclis’tekikomisyon sadece zevahiri kurtarıyor; bir şey çıkmayacağı belli. Şimdi siz maaile 12 Eylül’ü reddederekAKP’nin zaten görmezden geldiği mevcut Anayasa’yı resmen de yok hükmünde addedip:”Anayasamız olmadığına göre, işte benim yeni anayasam; buyurun referanduma!” demesinin önünüaçıyor olmayasınız?!.. “Değiştirilemez, değiştirilmesi teklif edilemez” Anayasa’dan böyle kurtulmakmümkün mü; mümkün!..
Tayyip Bey’e bir helâl olsun daha! Önce 3×4, şimdi 12 Eylül davası… Türkiye yeter ki gerçek gündemine dönmesin, gerçek tehlikeleri konuşmasın, muhalefet onun belirlediği gündemle oyalansın!..
12 Eylül yargılanmasın mı? Elbette yargılansın; ama mesela 17 yaşındaki Erdal Eren’in yaşını büyütüp astıkları için, diğer idamlar ve işkenceler için… Yunanistan’ın NATO’ya dönüşüne izin verdikleri için…
Silivri’den kucak dolusu sevgiler,
Müyesser YILDIZ
03 Nisan 2012