Yükleniyor...
SSCB yıkılmadan önce, bizim komünistlerimiz onun felsefesine göre konuşurdu. Dünyada sadece burjuva sınıfı ile proletarya sınıfının çelişkisi değil, aynı zamanda, burjuva ülkelerle proletarya ülkelerin çelişkisi de vardı. Yalnız etiketler farklıydı. Burjuva ülke değil, emperyalist ülke demeliydik. Emperyalizm, kapitalizmin son aşamasıydı… Bu fikir Lenin’indir; Marks bu kadarını akıl edememişti. Leninizm’deki emperyalist olan olmayan ülkeler çelişkisine, merkez- çevre veya metropol- taşra çelişkisi de denir.
Dolayısıyla tü kaka olanlar gelişmiş ülkelerdi. Ancak komünist iseler emperyalist olmaları mümkün değildi. Bir Kuzey Türk dünyası aydını, Başkurdistan’dan Sultan Galiyev, “Yok!” dedi. “Lenin kendi sandığından daha haklı. İşte Türkistan, işte Rusya. Rusya emperyalist, Türkistan sömürge.” Sen misin bunu söyleyen! Stalin, Galiyev’i kurşuna dizdirdi.
Bunları dünü hatırlamak için değil, bugünü anlayabilmek için yazıyorum. Benzer düşünceleri bugün de duyuyor, okuyoruz. Onun için bu konuya girdim. Asıl hedefim, yine Rusya’nın Ukrayna’ya saldırması.
Gerçek ne? Gerçek şu ki Rusya o zaman da bu zaman da emperyalisttir. Ya batı? Batı, emperyalistliğiyle övünecek kadar emperyalisttir. Batı politikasının yapıcılarından ve uzun zaman Avrupa Birliği’nin kaptan köşkünde oturmuş, Sir Robert Francis Cooper buna “Yeni Liberal Emperyalizm” diyor ve şöyle savunuyor:
“…uluslararası düzen güç kullanılarak yaratılır, güç ile korunur ve güç tehdidi ile desteklenir… bunun hukukî mi hukuksuz mu olduğu – hiç olmazsa dünya tarihinin bu safhasında- olsa olsa akademiktir…“
“…Şimdi Postmodern dünyanın önündeki meydan okuma, çifte standartlılık fikrine alışmaktır. Kendi aramızda kanunlara ve açık güvenlik işbirliğine dayanarak iş görürüz. Fakat postmodern Avrupa kıtasının dışındaki daha eski-moda devletlerle münasebetlerimizde daha eski bir çağın daha kaba metotlarına dönme gereği vardır-kuvvet, onlar saldırmadan saldırmak, hile ve hâlâ on dokuzuncu asrın her devletin kendi bacağından asıldığı dünyasında yaşayanlar için ne gerekiyorsa o… Kendi aramızda kanuna uyarız, fakat cangılda iş görürken orman kanunlarını da kullanmalıyız.”
ABD ve AB de böyle, Rusya öyle, Çin şu anda soykırımla meşgul!
Peki, hiç mi ümit yok? Ümit var. Ümit, dünya kamuoyunun emperyalist katliamlara, insan hakkı ihlallerine direnci. Ümit, insanın fıtratındaki adalet ve ahlâk hissi. Bunlar DNA’mıza kazındığı için güçlü müttefiklerimiz.
Fakat bu ittifak bugüne kadar maalesef pek de başarılı olmadı. Ne birinci liberal emperyalizmi, ne Rus ve Çin işgallerini, ne de “ikinci liberal emperyalizm”i önledi. Fakat daha birçok konudaki gibi, insanların medeniyet dağarcığı iletişimle ve üst üste koyarak çoğaldıkça, eskiden hoş görülen kötülüklere bugün artık tahammül edilmiyor. Baş örneği kölelik.
Emperyalizmler hâlâ sürüyor ama adalet ve ahlak ölçülerini ihlal edenlere karşı hiç olmazsa tepki gelişiyor. ABD’nin, uydurma sebeplerle Irak’a saldırması ve milyon civarında ölüme yol açması, İkiz Kuleler saldırısının ona kazandırdığı haklılık duygusunu bir anda sıfırladı. Uygur katliamı, Çin’i vicdanlarda mahkûm etti. Ukrayna saldırısı da Rusya’yı.
Galiba bir tek Karabağ katliamı sözde “dünya kamuoyu”ndan bir tepki görmedi. Çünkü orada saldıran Ermeni’ydi, mazlum Türk’tü. Türk’e yapılan zulme tepki verilmez. Bu, Batı’nın da Doğu’nun da ortak ilkesidir.
Nihayet, Ukrayna için “Ama Batı da şunu yapıyordu.” diye Rusya’yı günahsız göstermek mümkün değildir. Ortada eşdeğer bir saldırı yokken şehirlerin bombalanması, egemen bir milletin toprak bütünlüğünün ihlali, hiçbir gerekçeyle mazur görülemez. Bu ABD’nin Irak saldırısı için de aynen geçerliydi.
Doğudur, ABD, NED gibi maske organizasyonlarla, para dökerek ülkelerde kendi lehine kamuoyu, hatta darbeler yaptırıyor. Bunlar çok yazıldı, çizildi. Görgü şahitleri de var. Ukrayna’da, 2004’teki “Turuncu Devrim” sırasında, orada bulunan bir Türk yazılım ekibindeki arkadaşlar, gösteriler devam ederken kafelerde yüklü paraların el değiştirdiğini gözleriyle görmüş. O sırada EFT’ye zamanları yoktu.
ABD’nin darbelerinin tarihini Stephen Kinzer’in Darbe kitabında bulabilirsiniz. İran’ın seçilmiş Başbakanı’nın devrilmesini de aynı yazarın “Şahın Bütün Adamları”nda.
Ancak ABD’nin ve AB’nin kötülüğü Rusya’yı, Rusya’nın kötülüğü ABD’yi affettirmez.
Türk aydını bir grup emperyaliste emperyalist derken, diğer gruba “cici” deme yanlışına düşmemelidir. Kendini diğer milletlere karşı Tanrı rolünde gören kim olursa olsun emperyalisttir, suçludur.
_____________________________
Bahsettiğim bazı bilgilerin atıflarını şuralarda bulabilirsiniz:
Cooper ve liberal emperyalizmler için benim Toplu Eserler (2021) sayfa 166 veya Millet ve Milliyetçilik sayfa 127 (2016) ve devamı.
CIA yerine NED’in para dağıtma işini yüklenmesi ve genel olarak hükümetlerce organize edilen Sivil (?) Toplum Kuruluşları için Toplu Eserler 313 veya Türk’üm Özür Dilerim (2019) sayfa 104 ve devamı.
2 Yorum