Yükleniyor...
9 Mart 1919’da Kırım’da Yalta’nın Gurzuf kasabasında gözlerini dünyaya açan Cengiz Dağcı’nın çocukluğu Kızıltaş (Krasnokamenka) köyünde geçti. İlk ve orta öğrenimini köyünde ve Akmescit`te yapan yazar, 1938’de ortaokulu bitirdi. Kırım Pedagoji Enstitüsü ikinci sınıfında iken II. Dünya Savaşı çıktı. 1941’de Ukrayna cephesinde Almanlara esir düştü. Almanların yenilmesi üzerine esir kampından kurtularak müttefik devletler safına sığındı.
1946 Ekiminde eşi ve kızıyla birlikte önce Edinburgh’a yerleşen Cengiz Dağcı 1947 yılı başında Londra’ya geçti. 1953’te Fulham Road’da bir lokanta açtı. 1974 yılında Londra’da Wimbledon yakınlarındaki Southfields’e yerleşti ve vatanından ayrıldığından bu yana hiç Kırım’a gitmedi.
Küçük yaşlarda edebiyata merak salmış ve amcası Seyit Ömer’in kendilerine okuduğu Ömer Seyfeddin hikâyelerinin etkisiyle Türk ve Rus edebiyatçılarının eserlerini araştırmaya başlamıştır. Abdullah Tukay, Bekir Çobanzade, A. Blok, Sergey Yesenin’in Puşkin, Ali Şîr Nevâî gibi birçok yazardan etkilenmiştir.
Türkiye’ye hiç gelmediği halde kitaplarını Türkiye Türkçesi ile yazan Cengiz Dağcı’nın, kitaplarının ilk redaksiyonunu da şair Ziya Osman Saba yapmıştır.
Cengiz Dağcı’nın romanlarında, XX. yüzyılda Kırım Türklerinin Sovyet zulmü altındaki yaşamlarını işlenir. Bu eserlerde, II. Dünya Savaşı öncesi ve sonrasının bir kargaşa ve savaş ortamında insanın kendini arayışı, zulme baş kaldırma onurunu kazanması gibi evrensel düşünceler yer bulur. Yaşamı ve kendisi ile ilgili olaylardan yola çıkarak yazdığı eserlerde, bütün bir Kırım Türklüğünün macerası gözler önüne serilir.
Türkiye’de yayınlanan eserleri,Türkiye’de birçok insan Kırım’ı ve Kırım Tatarlarının yaşantılarını öğrenmesini sağlamıştır. Pek bilinmemesine rağmen Kırım Tatarcası ile yazdığı şiirleri de vardır. Kırım Türklerinin yaşadıklarını hüzünlü bir üslûbla eserlerine yansıtmıştır.
Kırım mücâdelesine ömrünü adamış, 1946 yılında ayrıldığı memleketine, 2011 yılında vatan hasreti ile bu dünyadan göçmüş olarak ebedî istirahatgâhı için ancak dönebilen, “Türkçe anamın bana konuştuğu. Türkiye demek ise, dünyada Türkün nefes alabilme özgürlüğü ve garantisi demektir.” diyen vefatının 8. yıl dönümünde Cengiz Dağcı’yı rahmet ve özlemle anıyoruz,
Ruhun şâd olsun!