Freedom House: “Türkiye Özgür Olmayan Bir Ülke”

Freedom House 2024 yılı raporunda Türkiye’yi özgür olmayan (not free) ülke olarak açıklamıştır. Raporun yerel seçimler öncesinde yayımlanması tesadüf değildir.


Paylaşın:

 

Freedom House, 1941 yılında kurulmuş, merkezi Washington’da olan, demokrasi, siyasi özgürlük ve insan hakları konusunda araştırma  yapan bir sivil toplum kuruluşudur. 2006 yılında  ABD hükümetinden sağlanan hibelerin yüzde 66’sı ile finanse edilmiş, bu rakam 2016 yılında yüzde 86’ya yükselmiştir. Her ülkenin siyasi özgürlüklerini değerlendiren kuruluşun Dünya Özgürlük Raporu’na siyasetçiler tarafından atıfta bulunulmaktadır. Basın Özgürlüğü Raporu ise, gazetecilere karşı sansür, yıldırma, şiddeti ve halkın bilgiye ulaşım gücünü göstermektedir.

Kuruluşun yıllık “Dünyada Özgürlük” raporu, her ülkenin siyasi özgürlük ve medeni haklar durumunu değerlendirir. Her yıl dünyada “İnternet Özgürlüğü” başlığı altında yıllık rapor yayımlanır ve siyaset bilimciler, gazeteciler ve politikacılar tarafından referans olarak gösterilir. Kuruluşun demokrasi endeksleri eleştirilere açıktır. 1970 ve 2000 arasındaki eleştiriler, hükümet fonları nedeniyle kuruluşun Amerikan çıkarlarına öncelik verdiği yönünde idi. 2015 yılında ABD Başkanı Ronald Reagan’ın başkanlık kütüphanesinden çıkan belgelerde, Freedom House’un CIA’ın 1980’lerde yürüttüğü propaganda çalışmalarında rol aldığı iddia edilmiştir. Uluslararası ilişkiler alanında “demokrasi, insan hakları ve hukuk devleti” ilkelerinin gerçekleşmesini ABD bakış açısından değerlendirir.

Freedom House 2024 yılı raporunda Türkiye’yi, Kamboçya, Guatemala, Polonya ve Zimbabve ile birlikte iktidarın seçim mücadelesini denetim altına alma çabası içinde olduğu, siyasal muhalifleri engellediği ülkeler kategorisinde sınıflandırmış, Türkiye’yi özgür olmayan (not free)  ülke olarak açıklamıştır.

Raporda yer alan  tespitler önemlidir: “Türkiye’yi 2002’den bu yana yöneten Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve onun Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP), son yıllarda giderek daha otoriter hale geldi ve anayasa değişiklikleri yoluyla ve muhalifleri ve muhalifleri hapse atarak önemli bir güç elde etti. 2023 yılının önemli gelişmeleri şunlardır:

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mayıs ayında yapılan iki turlu seçimde yüksek katılımla Cumhuriyet Halk Partisi’nden (CHP) Kemal Kılıçdaroğlu’nu mağlup ederek yeniden seçildi. Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) gözlemcileri, devlet medyasının ağırlıklı olarak AKP’yi desteklediğini ve Erdoğan’ın seçim kampanyası sırasında meşru siyasi muhalifleri defalarca teröre destek vermekle suçladığını bildirerek seçimi eleştirdiler.
  • Mayıs ayında AKP liderliğindeki ittifak yüzde 49,5 oyla mecliste çoğunluğu kazanırken, CHP liderliğindeki ittifak yüzde 35 oy aldı. Kürt yanlısı Yeşil Sol Parti (YSP) ise yüzde 10,6 oy aldı. Gözlemciler, seçim sürecinin siyasi müdahale ve diğer faktörler nedeniyle gölgelendiğini açıkladılar.
  • Hükümet, hem Şubat ayında yaşanan yıkıcı deprem sonrasında hem de kampanya döneminde ifade özgürlüğünü ve medyaya erişimi kısıtladı. Yetkililer, depremin ardından sosyal medya platformu X’e (eski adıyla Twitter) erişimi kısıtladı ve seçimler sırasında bunu tekrar yapmakla tehdit etti; onlarca kişi sosyal medya paylaşımları nedeniyle tutuklandı. Hükümetin afet müdahalesini ve seçim beklentilerini eleştiren yorumları yayımlayan yayıncılara para cezası uygulandı.”

 

Siyasi haklar ve sivil özgürlükler 52 ülkede gerilemiş, 21 ülkede iyileşme olmuştur. Küresel  özgürlük son 18 yılda gerilemiş, bir önceki yıla göre çok daha dengesiz bir durum ortaya çıkmıştır. Raporu hazırlayanlardan Yana Gorokhovskaya, “Bölge bölge baksanız bile istisnalar olsa da genellikle her bölgede düşüş kaydedildi. Bozulma oldukça yaygın” demiştir.

Manipüle Edilen Seçimler

2023 yılında küresel özgürlüklerin gerilemesinin önde gelen nedenlerinden birinin, seçimlerin manipüle edilmesi olduğu açıklanmıştır. Türkiye, Kamboçya ve Polonya’daki seçimlerin manipülasyon altında gerçekleştiği ileri sürülmüştür: “Muhalefet için eşitsiz bir oyun sahası kuran ve uzun zamandır yerleşik bir hal almış olan seçim manipülasyonları demokrasiyi ciddi bir biçimde tehdit ederek, Kamboçya, Polonya ve Türkiye’deki seçimleri etkilemiştir.

Raporda yer alan şu tespit önemlidir: “Uzun zamandan bu yana muhalefet liderleri ve gazetecilere yönelik taciz, tutuklama ve cezai kovuşturmalar vardır. Adalet ve Kalkınma Partisi’nin medya üzerindeki egemenliği, kamu kaynaklarının suistimaline de yol açıyor. İfade özgürlüğünün kısıtlanması ve muhaliflerin kovuşturulması türünden hükümetin sıkça başvurduğu  sistematik ihlaller, muhalefetin adil olmayan bir yarışı kazanamayışına yol açmıştır.”

2023 yılında 15 bölgedeki 195 ülkede özgürlüklerin durumu ele alınmış, ülkeler “özgür”, “kısmen özgür” ve “özgür olmayan” kategoriler altında sınıflandırılmıştır. Rapora göre, dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 38’i “özgür olmayan“, yüzde 42’si “kısmen özgür“, yüzde 20’si ise “özgür” ülkelerde yaşamaktadır. Avrupa’daki sıralamaya göre, Finlandiya 100/100, İsveç 99/100, Norveç 98/100 puanla özgür ülkeler kategorisinin ilk sıralarındadır. Türkiye 33/100 puanla, “özgür olmayan” kategorisinin en sonunda olup, 51/100 puanla Bosna Hersek ve 57/100 puanla Sırbistan’ın da gerisindedir.

 

Freedom House’un fonlarının çoğu, ABD Dışişleri Bakanlığı ve diğer hükümet hibelerinden gelir. Ayrıca çeşitli yarı-kamu ve özel vakıflardan, bireysel bağışlardan da yararlanır. Kuruluşun yıllık “Dünyada Özgürlük” raporu, her ülkenin siyasi özgürlük ve medeni haklar durumunu değerlendirir. Ayrıca “İnternet Özgürlüğü” başlığı altında önemli bir başka yıllık rapor yayımlamaktadır. Siyaset bilimciler, gazeteciler ve politikacılar tarafından sıklıkla referans gösterilmekle birlikte kuruluşun demokrasi endeksleri eleştirilere de açıktır.

1970’ler ve 2000’ler arasında eleştiriler çoğunlukla, hükümet fonları nedeniyle kuruluşun Amerikan çıkarlarına öncelik verdiği yönündeydi. Ayrıca kuruluşun neredeyse tek başına Raymond Gastil tarafından oluşturulan demokrasi endekslere dayanması başka bir eleştiri kaynağıydı. Freedom House’un CIA tarafından fonlandığı da ileri sürülmüştür. Reagan’ın başkanlık kütüphanesinden çıkan belgelerde, Freedom House’un CIA’in 1980’lerde yürüttüğü propaganda çalışmalarında rol aldığı iddia edilmiştir.  Bu eleştirilerde haklılık payı olabilir. Raporun yerel seçimler öncesinde yayımlanması tesadüf değildir. Raporda yer alan tespitler ve Türkiye’ye ilişkin açıklamalar önemlidir. Bu tespitlerin bazıları subjektif olsa da bence dikkate alınmalıdır.

Yazar

Rıdvan Karluk

Yorum Yap

Kayıt olmadan yorum yapabilirsiniz.




Benzer Yazılar