Yükleniyor...
Türkiye’nin Orta Asya bölgesi ile son dönemde en yakın ilişkiler içerisine girdiği devlet olan Kırgızistan Cumhuriyeti tarihinin en kritik dönemlerinden birisini yaşamaktadır. Sivil devrim rüzgarının ilk durağı olarak Orta Asya’da sivil bir hareketle lider değiştiren ilk ve tek ülke olma konumunda olan Kırgızistan, yaşanan bu gelişmenin ardından pek çok siyasi sancı yaşamıştır. Diğer Orta Asya cumhuriyetlerinin aksine önemli enerji kaynaklarından mahrum olan Kırgızistan’ın siyasi ve ekonomik yapısının istikrarsız seyrine ülkede yaşanan etnik sorunlarında eklenmesi Kırgızistan için tablonun kötümser bir hal almasına neden olmuştur.
Bu atmosferde yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde 16 adayla yarışarak seçmenin büyük çoğunluğunun desteğini alan Atambayev görevi, Kırgızistan’da demokratikleşmenin öncü isimlerinden Roza Otunbayeva’dan devralmıştır.
Kırgızistan Cumhurbaşkanı ilk günlerinde mesaisinin büyük bölümünü Kırgızistan’ın jeopolitik dengelerine vurgu yaparak ve bu sayede çok yönlü bir dış politik eğilim izleyeceğinin sinyallerini vermeye ayırmıştır. Zira önemli jeopolitik konumu üzerinden dış politikasını şekillendirmeye çalışan Kırgızistan için hayati önem sahip olan dış dengelerin başlıca aktörü olan Rusya Federasyonu, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Çin açısından düzenlenmesi ülke için büyük önem taşımaktadır. Bu kapsamda, en önemli göstergelerin başında gelen askeri üsler konusunda sert mesajlar veren Atambayev, Moskova’nın Kant üssü için 4 yıldır kira ödemediğini ve ABD’nin Manas üssünün 2014 yılından sonra boşaltılmasını savunduğunu beyan etmiştir. Bu açıklamaları ile askeri üs kartını görevi devraldığı isimlerin hepsinden daha iyi kullanacağa benzeyen Atambayev bu anlamda Kırgızistan üzerinde etkin olmak isteyen güçlere önemli bir mesaj vermiştir. Askeri üslerin varlığına dair olumsuz bir yaklaşım ortaya koyarken aynı zamanda söz konusu devletlere stratejik işbirliğinin devam edeceği kapsamında da mesajlar vermiştir. Siyasette aktif rol almaya başlamadan evvel başarılı bir ticari hayata sahip olan Atambayev’in bu yaklaşımında aslında ticari başarısının izleri olduğu ifade edilebilir. Zira Atambayev’in Kırgızistan’ın kazanımlarını maksimize etmek için bu tür girişimleri daha sık ortaya koyması beklenebilir.
Dış politikada denge arayışları üzerine politika üretmeye çalışan Atambayev’in iç politikada daha yoğun bir mesai harcaması gerektiği görülmektedir. Zira Kırgızistan Cumhurbaşkanı’nın Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’na hitaben yaptığı konuşmada da altını çizdiği gibi ülke ekonomik ve teknik bağlamda dışarıya büyük oranda bağımlı durumdadır. Enerji kaynakları bakımından yaşadığı bağımlılığa ek olarak altın başta olmak üzere ülkedeki mevcut doğal kaynakları da etkin kullanılamamaktadır. Yolsuzluk ve rüşvetle mücadele başta olmak üzere sosyal yaşamı etkileyen pek çok konuda düzenleme yapılması ihtiyacı açıkça ortadadır. Cumhurbaşkanı Atambayev’in söz konusu alanlarda radikal ve etkin adımlar atması beklentisi yüksektir. Üstelik tüm bu adımların parlamenter demokrasinin ruhuna uygun uygulamalarla atılması gerekmektedir.
Türkiye ve Kırgızistan arasındaki ilişkilerin ise Kırgızistan’ın bağımsızlığından bugüne en olumlu sürecini yaşamaktadır. Türkiye -eksiklikleri olmasına rağmen- Kırgızistan’ın son dönemde yaşadığı sorunlarda yapıcı bir rol oynamıştır. Buna ek olarak Kırgızistan’ın yeni Cumhurbaşkanı Almazbek Atambayev’in Türkiye sevgisi olumlu havayı pekiştirmektedir. İki ülke ilişkilerinin gelişmesine yönelik çalışmalarda dikkat edilmesi gereken noktaların başında Türkiye’nin teknik, mali ve diğer alanlarda yardımlarını sürdürürken gelişen Kırgızistan’da avantajlar sağlama becerisini gösterebilmesidir. Diğer husus ise, ilişkilerin sağlam bir temel üzerine oturtulabilmesi ve kişilere bağlı kalmaması için kurumsal ilişki kurmayı başarabilmektir.
Ankara’nın Sayın Cumhurbaşkanı’nın konuşmasında Kırgızistan’ın Türkiye’ye bakışı ile ilgili sarf ettiği “Türkiye Kırgızistan için uzakta bulutların arkasında parlayan bir yıldızdır.” sözlerinin altını doldurması ve Kırgızistan ile ekonomik, kültürel ve siyasi ilişkileri bir üst seviyeye taşıma becerisini gösterebilmesi gerekmektedir.
Türkiye’nin son yıllarda Ortadoğu’nun karanlık dehlizlerine girdiği ve Türk Dünyasını ihmal ettiği gerçeğini göz önüne aldığımızda Kırgızistan Cumhurbaşkanı Almazbek Atambayev’in TBMM’de yaptığı konuşmada vurguladığı Türk Dünyası gerçeğinin AKP hükümeti tarafından da artık görülmesi gerektiği düşünülmektedir.
* Sinan OĞAN: Uluslararası İlişkiler ve Stratejik Analizler Merkezi – TÜRKSAM Başkanı ve Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Iğdır Milletvekilidir.
http://www.turksam.org/tr/a2574.html