Yükleniyor...
Komplo teorilerine inananlar var, inanmayanlar var. Fakat iki nokta öne çıkmakta:
Bizde komplo teorilerine inananların sayısı yüksek.
Bir komplo teorisine inanan, diğerlerine de inanıyor.
Yani komploya inanma paketler hâlinde geliyor. Ak Partili, dindar muhafazakâr, lise altı öğrenim görmüş, düşük gelirli gruplarında komplo teorilerine inanma oranı yükseliyor. Bütün bu saydığımız grupların bir ortak özelliği olmalı.
Bir önceki yazımı şöyle bitirmiştim: “Bunun kültürümüze ve psikolojimize dayanan bir sebebi olmalı değil mi?”
Kültürümüze ve psikolojimize dayanan bir sebep? Benim tahminim, düşük gelirliyi, sofuyu, Ak Partili’yi, lise altı öğrenim görmüşü birleştiren unsur, mağduriyet duygusudur. “Beni mağdur ettiler. Bana kötü davrandılar. Ben bunu hak etmedim. Benim kabahatim değil bu.” Dış güçler- iç güçler- mutlaka gizli güçler. “Ama geri dönüşümüz muhteşem olacak. Mağduriyetlerin tamamını yenip, hepsinin üstüne çıkacağız!” Bu hisleri en saçma noktaya taşır ve nefretle de beslerseniz, doktorlara saldırıya, kadın cinayetlerine ve yedi düvele “Eyyyy!…” çekmelere kadar gidersiniz.
İşte İstanbul Boğazı’nın altındaki Kontoryum, işte Lozan bitince çıkarmamıza izin verilecek madenler. Bunların hepsi, mağdurların mağduriyetlerinin sonunun geldiğinin işaret fişekleridir. Kim bizi mağdur edenler? Dış güçler. O beş aile. Sonra Lozan’a gizli maddeler ekleyenler. Kontoryum’u çıkarmamıza engel olanlar. Biz bunların tamamını yeneceğiz. Burunlarını sürteceğiz. 2023’te Türkiye, dünyanın ilk on ekonomisi arasına girecek! Almanlar İstanbul Havalimanı’nı kıskanıyor. Konda bu son iki iddiayı, ilk on ekonomisine girmemizle Almanlar’ın bizi kıskanmasını, komplo teorilerinden ayrı, “siyasî iddia” diye sınıflandırmış. Bunların saçmalık veya doğruluk derecelerini siz ölçün. Kıskanmayı ölçemeyiz ama dünyanın 17. ekonomisiyken 21.ciliğe düştüğümüzü ölçebiliyoruz. Şimdi bakınız, bu iki iddiaya da inananlara ait anket sonuçları:
Türkiye’de her iki iddiaya da inanların oranı %27. Ancak Ak Partililer arasında bu %55’e yükseliyor. Kendini “sofu” diye nitelendirenlerde %43. Televizyon kanallarından A-Haber’i izleyenler arasında %60.
Konda’nın anketi 2018 tarihli. Bugün yapılsa bir iddia daha eklenirdi: Faiz sebep, enflasyon sonuçtur! Ve bir komplo teorisi daha: COVID aşısının içine Bill Gates, bizi izlemek için çip koydu. Bill Gates’ın ailesi, o beş aileden biridir herhâlde?
Sorum neydi? Bu hâlimizin, psikolojimize ve kültürümüze dayanan bir sebebi mi var? Konda anketinin işaret ettiği grupların psikolojisinde güçlü bir mağduriyet ve intikam duygusu buram buram tütüyor. Dış güçler, gizli güçler bizi ezdi, fakir bıraktı, mağdur etti. İçerdeki kötüler de. Bu, propaganda için nefis bir çıkış noktasıdır. Çok tekrar ettim, Kesin İnançlılar’da Eric Hoffer’in belirlemesi: “Allahsız hareket vardır ama şeytansız hareket olamaz.” İşte size dış ve gizli güçler kılığında nefis şeytanlar.
Allahsız harekete örnek mesela, komünizmdir. Fakat o da şeytansız yapamaz: Burjuva, kapitalistlerve sonra emperyalistler… Bunlar bizi ezdi, fakir bıraktı, mağdur etti.
Nihayet hepsinde, bizdekilerde de, dışarıdakilerde de ortak umut noktası: Biz, bizi bu hâle sokanları sonunda yeneceğiz. Lozan’ın gizli maddeleri bitecek. Kontoryum çıkacak. Dünyanın ilk on ekonomisinden biri olacağız.
Veya komünist ihtilal bütün dünyayı saracak. O güzel yalılarda biz oturacağız. Fabrikaların sahipleri biz olacağız. Herkese ihtiyacı kadar vereceğiz.
Bir mağduruz. Mağduruz. Ama sonunda dünyaya hâkim olacağız.
Bizimkilerde ve komünizmde var ama İncil’de de var. Matta’da der ki: “Ezikler kutsanmıştır. Zira dünya, ezilenlere miras kalacaktır.”
Psikoloji tamam. Peki kültür? Psikoloji nerede biter, kültür nerede başlar. Psikoloji yeterli biz zaman devam ederse müzminleşip kültür hâline gelir, nesilden nesile aktarılır mı? Bakın Matta incilini yazarken Hrıstiyanlar ezilenler arasındaydı ve o “ayet” onlara pek uygundu. Ümit ve moral verirdi. Şimdi biz de çoğu bakımdan ezikiz. Özellikle refahta bir türlü gelişmiş ülkeler seviyesine çıkamıyoruz. Son elli yılda, kriz üstüne kriz yaşıyor, biraz kafamızı yukarı kaldırsak bir tavana çarpıp geri düşüyoruz. Bir önceki düşüş Çiller zamanındaydı. Şimdi de son on yılda. Çukura düştü çıkamaz, pır pır eder uçamaz hâli. Sofuların açısından da tarikatlerimiz, şeriatimiz, kıyafetimiz yüz yıldır yasak! O halde: Biz mağduruz. Biz ezikiz. Ama intikamımız muhteşem olacak! Dünya bize kalacak.
Göstereceğiz hepsine!