Yükleniyor...
Milliyet gazetesinde(15.03.2013) “Barışa omuz vermeye çalışıyoruz!” başlıklı 400 “demokrat” aydının(!) milletimizi İmralı Müzakerelerini desteklemeye davet eden bir ilanı yayınlandı. Sürece destek veren bu “demokrat” aydın grubu verdikleri ilanda “İmralı’da PKK lideri Abdullah Öcalan ile yürütülen görüşmeler, özlemini çektiğimiz barışın kapısını ciddi bir biçimde aralamıştır. ……TBMM’nden başlayarak, çözüme katkı sunabilecek bütün taraf ve kesimleri sürecin parçası haline getirmek demokratik, adil ve kalıcı çözümü kolaylaştıracak ve hızlandıracaktır. Bizler bu doğrultuda atılacak demokratik adımları, adresine bakmadan sahipleneceğiz” diyorlar.
Bu “Müzakere Havarisi”, “Barış Goygoycusu” çok demokrat(!) aydınlarımız ve bunların çöreklendiği sivil toplum kuruluşları bizim malumumuzdur. Bunlar ne kadar, Atatürk, Cumhuriyet, Türklük ve Türk ordusu aleyhinde siyasi girişim olursa, hemen yanında yer alan sivil destekçileridir. Hatta Ermenilerin Türk milletine attıkları soykırım iftirasının bile savunucularıdırlar. Anayasamızı, Avrupa Birliğiyle, Alman Vakıflarıyla ve Öcalan’ın şahsında PKK ile pazarlık konusu yapan bütün girişimlerin baş destekçileridir. Milliyetçiler, vatanseverler, PKK ile savaşan komutanlarımız tutuklanırken “demokratikleşiyoruz” diye bayram edenler bunlardır.
“Türk milliyetçiliğini ayaklarının altına aldığını” söyleyen, Anayasa’dan “Türk milleti” ifadesini tamamen çıkarmaya hazırlanan, Atatürk’ün adını, Cumhuriyet’in kazanımlarını ortadan kaldırmaya çalışan siyasi zihniyeti, kalemleriyle, konuşmalarıyla kürsüleriyle ve örgütleriyle bugüne güçlendirerek taşıyan bu malum zevattır. İslam’la, muhafazakârlıkla uzaktan yakından ilgisi olmayan bu zevatın sürekli desteği olmasaydı, bugün “vatan, millet, din” diye iktidara gelenler Türk milletini ve Türk ordusunu bu kadar küçültemezler, 30 bin kişinin katilini Türkiye’nin geleceğine ortak edemezlerdi.
Bu malum zevatta her meslekten, her meşrepten, her fikirden, her tarikattan, her cemaatten insan var. Her gayrımilli teşebbüsün koltuk değneği olan bu Devrimci, Alevici, Kürtçü, İslamcı, Arapçı, Solcu, Komünist, Dönek ve Cemaatçi 400 kişinin birlikte imzaladıkları ilanın sonunda şöyle deniyor: “Hiç kuşku yok ki, bu büyük sorunun çözümü istisnasız herkese büyük sorumluluk ve görevler yüklemektedir. Bunun bilincinde olan ve yıllardır bu doğrultuda çaba gösteren insanlar olarak, (biz zaten ne kadar fedakâr olduğunuzu biliyoruz! S.Ö.) geçmişten çıkarılan dersler ışığında herkesi bu zorlu büyük(bir de şanlı deseydiniz. S.Ö.) yürüyüşe katılmaya, destek olmaya, sorumlu davranmaya çağırıyoruz.”
Şimdi soruyorum. Destek olmazsak, karşı çıkarsak ne olacak? Siz de Apo’nun 50 bin peşmergeyle ülkenin altını üstüne getirme tehdidi gibi bir tehditte mi bulunuyorsunuz? Sonu ülkenin bölünmesine kadar gidecek ve milletimizin Türk kimliğini kaybetmesine bile yol açacak bu süreci destekleyecek kadar vatan ve millet sevgimizi kaybetmedik, sizin kadar meşrebimiz geniş değil.
Kendi kendime düşünüyorum. Milli Mücadeleye karşı çıkan aydınların ve gazetecilerin bir kısmı yabancılarca satın alınsalar bile, çoğu gafildi. Kimi İmparatorluğu, kimi padişahı ve halifeyi, kimi İstanbul’u kurtarmak istiyordu, Mustafa Kemal ve arkadaşlarını devlete isyan eden asiler olarak görüyorlardı. Kurtuluşu bir hayal kabul ediyorlardı. 150’liklerin çoğu böyle idi. Hepsi Ali Kemal tıynetinde bir hain değildi. Peki bugün ordumuza reva görülen haksızlıkları, Kıbrıs’ta Annan planını, Ermenilerin soykırım safsatasını, ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesini, ana dilde eğitimi, gerekirse barış için ülkenin bölünmesini ve Anayasa’da geçen bütün “Türk” kelimelerinin çıkartılmasını alkışlayanlar acaba ne kadar gafil, ne kadar cahil veya ne kadar hain, bunu çok iyi değerlendirmek gerekir. Mütareke aydınları mı, Müzakere aydınları mı? Takdirini sizlere bırakıyorum.
Yalnız tanımanız ve hatırlamanız için bu ibret vesikasında imzaları bulunan “Mütareke Aydınları”ndan bazı gazeteci, TV’ci, akademisyen, politikacı, sanatçı ve sivil toplum kuruluşlarının isimlerini veriyorum. Zaten siz bunların çoğunu tanıyorsunuz. Ama ben unutmamanız için bu ibret listesini bir defa daha hatırlatayım dedim.
BU ZEVATI YAŞADIKÇA UNUTMAYIN
Gazeteci ve TV’ciler: Ahmet Hakan, Ali Bayramoğlu, Alper Görmüş, Altan Öymen, Amberin Zaman, Aydın Engin, Ayşe Böhürler, Balçiçek İlter, Cengiz Çandar, Derya Sazak, Etyen Mahcupyan, Eyüp Can, Ezgi Başaran, Hidayet Şefkatli Tuksal, Hilal Kaplan, Koray Çalışkan, Mahmut Övür, Mehveş Evin, Mete Çubukçu, Nagehan Alçı, Nazlı Ilıcak, Nihal Bengisu Karaca, Nuray Mert, Oral Çalışlar, Pınar Öğünç, Rasim Ozan Kütahyalı, Şirin Payzın
Akademisyenler: Prof. Ahmet İnsel, Prof. Ali Nesin, Prof. Baskın Oran, Doç. Cengiz Aktar, Prof. Fuat Keyman, Prof. Gencay Gürsoy, Prof. Halil Berktay, Prof. İlhan Tekeli, Prof. İrfan Açıkgöz, Prof. Mehmet Altan, Prof. Mithat Sancar, Prof. Mümtazer Türköne
Yazarlar: Ahmet Ümit, Masis Kürkçügil, Murathan Mungan, Nabi Yağcı, Oya Baydar, Ömer Faruk Gergerlioğlu, Tarhan Erdem, Vedat Türkali, Ümit Kıvanç, Yaşar Kemal, Zeynep Oral
Politikacılar: Dengir Mir Mehmet Fırat, Ercan Karakaş, Eşref Erdem, Gürbüz Çapan, Mehmet Bekaroğlu, Tarık Ziya Ekinci, Ufuk Uras, Mustafa Kul
Sanatçılar: Deniz Türkali, Ferhat Tunç, Lale Mansur, Leman Sam, Müjde Ar, Nur Sürer, Semih Kaptanoğlu, Serkan Acar, Şanar Yurdatapan, Şevval Sam, Yavuz Bingöl
STK’cılar: İbrahim Betil (Eğitim Gönüllüsü), Ahmet Faruk Ünsal (Mazlum Der Gen. Bşk.), Cemal Uşak(Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Gen. Bşk.), Ercan Geçmez (Hacı Bektaş Veli Vakfı Gen. Bşk.), Ercan İpekçi (TGS Başkanı), Esfer Solmaz (Batman Derneği Fed. Bşk.), Zana Fargini (Kürt Entitüsü Bşk.), Öztürk Türkdoğan(İHD Genel Başkanı)