Türkmeneli Türklüğü Diye Bir Şey

İslamcı diye bilinen birtakım kurum, oluşum, kişi ve siyasetçiler, İslam dünyasının sorunlu bölgeleri ile ilgili faaliyet yapmak akıllarına gelince nedense hep Filistin, Keşmir, Arakan gibi bölgeler üzerinde duruyorlar. Ama Irak Türkleri, Suriye Türkleri, Doğu Türkistan, Azerbaycan- Karabağ gibi Türk yurt ve topluluklarının maruz kaldıkları zulümler, sıkıntılar, baskılar, esaret, zorunlu göçe tabi tutma, soykırım gibi durumları […]


Paylaşın:

İslamcı diye bilinen birtakım kurum, oluşum, kişi ve siyasetçiler, İslam dünyasının sorunlu bölgeleri ile ilgili faaliyet yapmak akıllarına gelince nedense hep Filistin, Keşmir, Arakan gibi bölgeler üzerinde duruyorlar. Ama Irak Türkleri, Suriye Türkleri, Doğu Türkistan, Azerbaycan- Karabağ gibi Türk yurt ve topluluklarının maruz kaldıkları zulümler, sıkıntılar, baskılar, esaret, zorunlu göçe tabi tutma, soykırım gibi durumları onları hiç ilgilendirmiyor. Galiba bu Türkleri müslümandan saymıyorlar. 


Bugün Irak’ın kuzey batısında Telafer’den Bağdat’ın güneydoğusundaki Bedre’ye kadar uzanan şerit üzerinde yaşayan, üç milyondan fazla nüfusu olan, koskoca bir Türkmeneli Türklüğü var. Türkmenler, Irak’ta 1400 seneden beri yaşıyor ve orası onların anavatanı. Hicrî 54 yılında Emevîlerin Basra’ya 2000 Türk getirip yerleştirmelerinden beri Irak’ta Türk vardır. 1055 yılında Büyük Selçuklu Sultanı Tuğrul Beyin Irak’a girip 15.12.1055 Cuma günü Bağdat’ta hutbenin onun adına okunmasından 1918 sonuna kadar orada Türk hâkimiyeti vardır. Tuğrul Bey zamanında Oğuzların Müslüman olan kısmına “Türkmen” demişler. Yoksa “Türk” de “Türkmen” de aynıdır. Osmanlı Devleti bölgeye 400 sene hâkim oldu. Önce İngilizler, şimdi de Amerika, Irak’ta Türk varlığını Barzani eşkiyabaşı eliyle her anlamda silmeye çalışıyor. 


Saddam Hüseyin, “Irak’ta Türkmen diye bir şey yoktur. Osmanlının kalıntısı birkaç bin kişi kalmıştır.” diyordu. Eski bakanlardan Hasan Celal Güzel, bir hatırasında şöyle der: “Benim de çok yakın arkadaşım olan bir Türkmen Profesör, Genelkurmay Başkanlığı sırasında Kenan Evren Paşa’yı ziyaret eder ve sorunlarından bahseder. Evren Paşa hayretle: ‘Kerkük’te Türkmen mi var ki?’ diye sorar..” (http://haber.rotahaber.com/irakta-turkmen-mi-var-netekim/21111


1980’li yıllarda Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ordusunun başı olan bir kişi bile Irak’ta Türklerin ya da yaygın deyişle Türkmenlerin varlığından haberi yok. Bugün de pek çok vatandaşımız, Irak’ta Türkmen varlığından da, maruz kaldıkları zulümlerden de haberi yok. Kerkük, Erbil, Musul, Salahaddin, Altunköprü, Tuzhurmatu, Telafer, Dakuk, Diyale ve başka birçok yer Türkmen yurdudur. Buralarda her gün Amerika’nın ve Barzani’nin kıskacı altında inim inim inlemekte, her türlü zulme maruz kalmaktadırlar. Her gün onlarca, bazen yüzlerce Türkmeneli Türkü bombalarla, suikastlarla, baskınlarla, saldırılarla şehit olmakta; ama ne Türkiye Cumhuriyeti Devletine hükûmet edenler, ne sivil İslamcı, tarikatçı, cemaatçi kurumlar ve oluşumlar, bu zulümler karşısında hiçbir ses çıkarmamaktadırlar. Bu da gösteriyor ki, Amerika’nın, Avrupa Birliğinin, İsrail’in, PKK güdümlü Kürt ırkçılığının oyuncağı olan bu İslamcı yaftalı güruhun genel manada İslam ve Müslüman diye bir derdi yok. Bunlara göre Türk olmasın da kim olursa olsun. Bunların Türk’le bir meselesi var. 


Irak’ın kuzeyinde Amerika ve Türkiyeli İslamcı, liberal siyasetçi esnafı tarafından kurdurulan korsan Barzani eşkiya devletçiği, o bölgede yaşayan Türkmeneli Türklüğünü yok etmek için her türlü insanlık dışı muameleyi vahşice yapıyor. Amaç, Türkiye’yi olduğu gibi, Irak’ı da Türksüzleştirmek. Barzani ve PKK gibi eşkıya unsurlarını menfaatleri doğrultusunda kullanan uluslararası emperyalist Haçlı-Siyon odakların asıl amacı, açık söylüyorum hem Türkiye’yi, hem Irak’ı, hem de Suriye’yi Türksüzleştirmektir. Bu coğrafyayı Türk’ten arındırırlarsa kolayca sömürebilecekler ve Hristiyanlaştırabileceklerdir. Bütün dünya Türklüğünün bu durumu görmesi ve uyanması gerekmektedir. 


Irak’ta Türkmeneli bölgesinde Türkmenlerin öz be öz toprakları Barzani peşmergeleri tarafından işgal ediliyor. Oradan buradan getirilen kamyonlarca Kürt ailesine arsa, ev, para, tapu gibi her türlü imkân sağlanıyor. Amerika ve Barzani, başta Kerkük olmak üzere bütün Türkmen yurtlarının bunlar tarafından işgal edilmesine zemin hazırlıyorlar. Türkmenler ise Amerika, Talabani ve Barzani üçlü eşkıya unsuru tarafından kıskaca alınmış vaziyette; tamamen yok edilmeye çalışılıyor. Orada tam bir Türkmen soykırımı uygulanıyor. 


Kerkük, Dakuk, Tuzhurmatu, Diyale gibi Türkmen bölgelerini Barzani korsan devletçiğine bağlayarak buraları Kürtleştirme oyunu oynuyorlar. Bunun için Barzani terör örgütü, ağır silahlarla Kerkük’ü kuşatmış vaziyette. 


Türkmenlere her türlü insanlık dışı zulümler devam ederken ne Birleşmiş Milletler, ne Türkiye hiç ilgilenmemektedirler. Türkiyeli hükûmetin Türkmenleri koruma garantörlüğü gibi bir derdi bulunmamaktadır. Bunlar, can kardeşleri ve tabii müttefikleri olan Barzani ile iş tutmaktadırlar. Türk askerinin, polisinin, çoluğunun çocuğunun, kadınının kızının katili olan PKK terör örgütünün koruyucusu ve besleyicisi olan Barzani’yi kongrelerinde baş konuk olarak ağırlarlar ve onunla gurur duyarlar. 


Bu durumda yapılacak olan, bütün dünya Türklerinin milliyet bilincini tam olarak kuşanmalarıdır. Türkmeneli’nde yaşayan ister Şii ister Sünni, bütün Türkmenler, tek bir siyasi çatı altında toplanmalıdır. Hiçbir Türkmen, Barzani’nin, Talabani’nin ya da başkalarının partisine oy ve destek vermemelidir.

 
İster Türkiye’de ister Avrupa’da ya da başka ülkelerde yaşayan bütün Türkmenlerin kendi içlerinde sıkı bir teşkilatlanma içine girip Türkmeneli Türklüğüne her türlü yardımı ve desteği vermelidir. Türkmeneli Türklüğünün davasını bütün dünyaya duyurmalıdırlar. 


Irak’taki Türkmeneli varlığının bütün haklarını korumak için Türkiye Cumhuriyeti Devletinin himayesi, garantörlüğü kesin olarak ilan edilmelidir. Türkiye, öz kardeşlerimiz olan, kanımız, canımız, dilimiz, dinimiz bir olan, öz be öz Türk olan Türkmenleri kendi kaderine terk edemez. Şu anki görüntü, Türkiye’nin sadece Barzani’yi desteklediği, Türkmenleri ise yok saydığı şeklindedir. Barzani ise PKK eşkiyasını koruyan, besleyen ve üzerimize salan bir eşkiya topluğunun başıdır. Bunu hiçbir Türk kabul edemez. 


Türkmeneli Türklüğü, kendisini Barzani eşkiyalarına karşı korumak için, öz savunma silahlı gücünü bir an önce kurmalıdır. Orada silahsız olan bir tek 
Türkmenlerdir. 


Türkmeneli Türklüğü Türkçesine, kültürüne, edebiyatına, milliyetine, dinine, yeraltı yerüstü kaynaklarına, bağımsız siyasi iradesine; hasılı kelam maddî ve manevi her türlü millî varlığına sahip çıkmalıdır. Türkmeneli Türklüğü, etrafını çepeçevre kuşatan Amerika ve Barzani Ergenekonunu parçalayıp yarmak zorundadır.

 
Biz Türkiye Türklüğü olarak da onlara her türlü desteği vermek zorundayız. Şunu kimse unutmasın, Irak’ta ve Suriye’de Türkmeneli Türklüğü düşerse, Türkiye Türklüğü de düşer. Türkiye Türkleri kendilerini emniyette hissetmek istiyorsa, hem Irak hem de Suriye Türklüğüne yani tabii uzantılarına sahip çıkmak zorundadır. Türkiye’nin güvenliği, Irak ve Suriye’den geçer.

 

Yazar

Nurullah Çetin

Yorum Yap

Kayıt olmadan yorum yapabilirsiniz.




Benzer Yazılar