Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz!

Cumhuriyetimizin yüzüncü yılında, cumhuriyete, Türk Milleti’nin iradesine ve Türk vatandaşlığına yönelik saldırılar giderek artmaktadır. Bu saldırılardaki artış, bütün vatandaşlarımızın bildiği üzere mevcut iktidarın göz yumması, telkini ve teşvikinin bir sonucudur. İktidar mensupları, bu teşviklerini artık alenen dile getirmektedirler.

Son olarak, Millî Eğitim Bakanlığı makamında oturan kişi, Türkiye Büyük Millet Meclisindeki bütçe görüşmeleri sırasında tarikat ve cemaatlerle bakanlık adına protokol yaptığını itiraf etti. Bakanlık makamındaki zat, bir anayasa suçunu itiraf etmekle kalmamış, tarikat ve cemaatlerle iş birliği yapmaya devam edeceğini söyleyerek cumhuriyete ve Türk milletine meydan okudu.

AKP iktidarının, cemaat denen bir yapıyla on yıl boyunca iş birliği yaptığı ve bu iş birliği sonucunda kumpas davalarıyla başta şanlı Türk ordusu olmak üzere devletin kurumlarını yıprattığı hatırlardadır. En sonunda bu yapı, AKP iktidârını devirmeye teşebbüs ettikten sonra uyanarak o zamana kadar saygıyla cemaat dediği yapıya FETÖ demeye başlamıştır.

İktidâr, bugün de tarikat ve cemaatlere sivil toplum kuruluşu diyerek onları masum birer yapı şeklinde göstermeye çalışıyor. Bu yapılar, fırsatını bulduğunda hem birbirlerine düşmekten hem terör faaliyetleri yürütmekten hem de iktidârı ele geçirmek için her yola başvurmakta tereddüt etmezler. İktidar, daha önceki vahim hatalarından ders çıkarmamış görünmekte, hatta daha vahim hatalar yapmaktadır.

Hukuk ve denetim dışı yapılaşmalarıyla müfredatın uygulanmasına, dolayısıyla Türk çocuklarının çağın gerektirdiği gibi yetiştirilmelerine de destek değil köstek olmaktadırlar.

Millî Düşünce Merkezi olarak, görevini yerine getirmeyen, tam tersine makamını yüce Türk Milleti’nin birliğini ve bütünlüğünü yıkmak için kullanan Yusuf Tekin’i kınıyor ve en kısa zamanda istifaya çağırıyoruz.

Atatürk’ün dediği gibi Türk Milleti, millî birlik ve beraberlikle güçlükleri yenmiştir. Dün olduğu gibi bugün de “dâhili ve harici bedhahlar” değil, Türk Milleti kazanacaktır.

Ne mutlu Türküm diyene!