Avrupa Parlamentosu Türkiye raporu

Avrupa Parlamentosu Dış İlişkiler Komisyonu 10 Şubat’ta Türkiye’ye Kıbrıs’ta “devam etmekte olan müzakereleri aktif olarak desteklemesi, Kıbrıs sorununa kapsamlı çözüm bulunmasına somut anlamda katkıda bulunması ve Kıbrıs’tan askerlerini hemen çekmeye başlayarak müzakereler için uygun havanın oluşmasını kolaylaştırması” çağrısında bulundu.

Avrupa Parlamentosu Hristiyan Demokrat Grubu üyesi Hollandalı Raportör Ria Oomen – Ruijten’in raporu için milletvekilleri yaptıkları oylamada 51 evet, 5 karşı ve 3 çekimser oy kullandı.

Kararda, Kıbrıs’taki iki toplumdan “güçlü biçimde Kıbrıs’taki iki toplumun Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin kendilerinden istediği gibi Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin ilgili kararları çizgisinde, özellikle 550 (1984) Sayılı Kararın ve Avrupa Birliği kuruluş prensiplerinin önayak olduğu Kıbrıs vatandaşlarının, Avrupa Birliği’nin ve Türkiye’nin yararına olacak sürdürülebilir bir çözüme ulaşmak için şu ana kadar sağlanan ilerlemeden faydalanarak yoğun biçimde çalışmaları talep ediliyor.”
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 550 (1984) sayılı kararında, kapalı bölgede bulunan Maraş’ın (Mağusa’nın tellerle çevrili bölgesi) şehrinin herhangi bir bölümüne kendi sakinleri haricinde yerleşim yapılması girişimleri kabul edilmez olarak değerlendirilmiş ve bölgenin Birleşmiş Milletlerin idaresine verilmesi çağrısında bulunulmuştu.
Avrupa Parlamentosu Sosyalist grup üyesi Koulis Mavronikolas ve başkan yardımcısı Hannes Swoboda, Kıbrıs Milletvekili Eleni Theocharous ve Almanya Milletvekili Renate Sommer’in sunduğu Türkiye’nin kuzey Kıbrıs’ta yasadışı yerleşime son verme çağrısına ilişkin iki değişiklik de onaylandı.
Rapor, “Türkiye’yi Kıbrıs’taki Kayıp Kişiler Komitesi’ni desteklemeyi artırması, özellikle kayıp araştırmaları için kuzeydeki askeri bölgelere girişi kolaylaştırması konusunda” Kıbrıs Milletvekili Antigoni Papadopulou’nun sunduğu Türkiye’nin Komite’nin kayıtlara ulaşma prosedürüne katkısını talep eden değişiklikle birlikte teşvik ediyor.

Raporda ayrıca, müzakere sürecini etkilemeye devam eden “Avrupa Konseyi-Türkiye İşbirliği Anlaşması Ek Protokolü’nü Türkiye’nin hala uygulamamasından üzüntü duyulduğunu belirtiyor ve Türk hükümetine protokolü tam olarak uygulaması için çağrı yapılıyor.
Raporun Avrupa Parlamentosu’nun Mart ayındaki Genel Kurulu’nda ele alınması, iki değişikliğin de muhtemelen bu esnada sunulması bekleniyor.
Avrupa Parlamentosu resmi basın açıklamasında, milletvekillerinin listesinde yer alan “mevcut ana sorunlar arasında” ulusal medya ve internet sitelerinin kendi kendine sansür uygulamasına götüren basın özgürlüğünün bozulmasından, insan hakları ihlallerini ifşa eden gazetecilere cezai kovuşturma açılmasından, kadınların toplumdaki yerinden, töre cinayetlerinden, zoraki evliliklerden ve dini azınlıkların korunamamasından endişe duyuluyor” deniyor.

Basın açıklamasına göre raporda üslup ve belirli talepler, “Parlamento’daki siyasi gruplar arasındaki sert müzakerelerden sonra şekillendiği, oylamadan sadece dakikalar önce Hıristiyan Demokrat Grubu AB kurumlarına, Avrupa Birliği’ne tam üyelik seçeneği olarak Türkiye’yle “imtiyazlı ortaklık” kurulması “olasılığının incelemesi” için çağrı yapan bir değişikliği geri çekmeyi kabul etti.
Karşılığında Sosyalist grubunun açıkça belirttiği Türkiye’ye ‘AB tam üyeliğinin ortak hedeflerine değinen veya üye ülkelere “açık ve yapıcı” tutum belirlemesi çağrısı yapan birkaç değişiklik önergesini geri çekti.
Bunun yerine geçen yıl kullanılan, uzun süreli ve açık uçlu süreç için başlangıç noktası olan Türkiye’nin 2005’te başlayan müzakere görüşmelerini tarif eden ifade bırakıldı..

ABHaber, 12-02-2011