Hissedilen zaman

İnsanlığın çözmek için uzun müddettir kafa yorduğu sorular; anı yaşamak mı yoksa andan zevk almayı bir kenara bırakıp gelecek için çalışmak mı? Herkes zamanı aynı şekilde mi hisseder? Hayatımızı daha dolu nasıl yaşarız? Yazar Marc Wittmann bu ve benzeri sorulara cevaplar sunuyor.


Paylaşın:
Hissedilen Zaman

Hissedilen Zaman

Zamanı nasıl deneyimleriz?

Ruh sağlığı ve psikoloji alanında çalışan Marc Wittmann Hissedilen Zaman adlı eseri alanında dikkatli bir inceleme. Kitabının konusu gerek fert olarak gerekse toplum olarak zamanı algılayışımız, hissedişimiz. Yazar günlük hayatımızda karşılaştığımız sorunlara değiniyor. Toplum ve fert olarak zamanımızı kullanma şeklimiz ile ilgili hem sorular soruyor hem de bu sorulara cevaplar veriyor. Biraz daha somut bahsetmek gerekirse; herkesin en büyük derdi hayatı dolu dolu yaşamak, zamanını değerli şekilde harcamak. Ancak bir yandan da günlük ihtiyaçlar ve yükümlülükler mevcut. Bütün insanlar anı yaşamak, şimdiki zamandan zevk almak ile gelecek için çalışmak için anın tadını çıkarmaktan feragat etme gerginliğini her gün tecrübe ederler. Yazar bu iki duruma itidalli bir çözüm öneriyor. Yine çağdaş insanı endişeye sevk eden hususlardan bir tanesi küresel ısınma ve iklim değişikliği bütün bunlardan etkilenen sürdürülebilir kalkınma kaygısı. Devletler kendi imkânları dâhilinde bu hususta politikalar geliştiriyor, toplumlarını eğitiyor, aydınlatıyor. Hızla tükenen kaynaklara ve kirlenen dünyaya karşı yine de tatmin edici netice almak zor görünüyor. Marc Wittmann küresel ısınma ve iklim değişikliği, kaynakların tükenmesi kapsamında geliştirilen politikaların başarısızlığını meşhur ‘şekerleme’ deneyi ile izah ediyor. Buna göre tadamayacağımız bir ödül için sabretmek ve gayret etmenin şimdiki zamanın tatmini talebimize yenik düştüğünü öne sürüyor. Çağdaş kültüre dair bir çok haklı eleştiri bulmak mümkün. Örneğin, artık herkes spor yaparken müzik de dinliyor. Telefonda konuşurken bir yandan e-postalara cevap veriyor. Yazarın bu husustaki iddiası eğer aynı anda birden fazla şey yapıyorsak aslında hiç birini derinlikli olarak yapamıyoruz. Bu da anı hakkıyla yaşamamıza mani oluyor. Geçmiş, şimdiki ve gelecek zamanın hepsi aslında yaşadığımız şu andan ibaret. Hakkını vererek yaşayamadığımız an aynı zamanda geleceğimizi de etkiliyor. Kitapta yukarıda bahsettiğimiz tarzda bir çok örnek ve tespit mevcut. Bütün meseleler dönüp dolaşıp bir yerde zamanı algılayışımız ve kullanmamız noktasında toplanıyor. Bu bakımdan okur, kitaptan hem kendi şahsi hayatına yönelik faydalı çıkarımlar hem de toplumsal olaylara dair çıkarımlar elde edecektir.

Yazar

A. Selim Babaoğlu

Yorum Yap

Kayıt olmadan yorum yapabilirsiniz.




Benzer Yazılar