Yükleniyor...
Aliyev Antlaşmayı İmzalıyor
Bu yorumlar İlham Aliyev Ulusa Sesleniş konuşmasını yaparken akla gelen ilk düşüncelerin yazıya dökülmüş hâlidir.
Gece sabaha yakın saatlerde Aliyev, Ermenistan’la savaşı bitiren antlaşmanın imzalandığını dünyaya duyurdu ve maddelerini tek tek okudu. Aliyev’in ulusa sesleniş konuşması bitmeden antlaşmayı onun açıkladığı şekilde hemen sitemize koyduk. Maddeleri buradan inceleyebilirsiniz.
Henüz birçok şey muğlak ama antlaşmanın maddeleri ve sahadaki durum üzerinden neler göründüğünü anlamaya çalışıyorum. Öncelikle internetten bir Dağlık Karabağ haritası buldum. Net olarak haritadan hangi bölgeler Dağlık Karabağ’ın içinde diye kontrol ettim. Buna göre Kelbecer’in bir kısmı ile Terter, Laçın, Şuşa, Şuşa şehri, Hankendi, Hocalı ve Hocavend, Dağlık Karabağ arazisi olarak görünüyor. Ağdam, Laçın ve diğer yerler ise normalde Dağlık Karabağ arazisi değil. Dağlık Karabağ üzerinde durmamızın sebebi şu. Dağlık Karabağ, SSCB devrinde Azerbaycan SSC’nin içinde özerk bölge idi. 1980’lerde Ermeniler burayı koparıp Ermenistan’a bağlamak istediler. Zaten mesele de bundan çıktı.
Dönelim incelememize… Antlaşmaya göre Ermeniler Laçın ve Kelbecer’i terk edecekler. Şuşa’nın şehriyle birlikte alındığını biliyoruz. Koridor da buradan geçmeyecek. Sitemizdeki takip ekranından baktım. Hocavend’in de bazı kısımları alınmış. Terter’e ucundan girilmiş.
Antlaşmada Terter, Hocalı, Hocavend ve Hankendi’nden bahis yok. Bu durumda Dağlık Karabağ’ın sınırları biraz daraltılmış oluyor. Kalan yerlerin statüsünü zaman içinde göreceğiz. Bakalım üniter yapıya bağlanacak mı, yoksa özerk bir statü mü verilecek? Özerk bölgenin sınırlarını daraltmayı da bir başarı sayıyor olabilir Aliyev.
Hatta kafasında tamamen üniter yapıya bağlama da olabilir. Aliyev’in ulusa sesleniş konuşmasında “bu antlaşmada Karabağ’ın statüsü ile ilgili hiçbir söz yok” diye övündüğünü gördük. Bu da akla üniter yapıyı getiriyor. Sonuçta, Aliyev Dağlık Karabağ’ın statüsünün bir müzakere konusu olmayacağını gösterdi. Bunu iç düzenlemeyle çözeceğinin sinyalini verdi. Önümüzdeki günlerde bu konunun takipçisi olmak lazım.
Diğer yandan iki koridor var antlaşmada. Laçın koridoru için 3 yıl içinde bir yol yapılacağının sözü veriliyor. Ama bu yol eskisi gibi Şuşa’dan geçmeyecek. Diğer bir maddede Azerbaycan ana toprağı ile Nahçıvan arasında serbest gidiş sözü de veriliyor. Burada da yeni yol veya yollar yapılır diyor. Ama 3 yıl içinde diye bir ifade yok. Ermenistan’ın ilerde bu maddeyi sulandırmaması için de takip etmek gerekiyor.
Görüldüğü gibi şu anda her şey çok yeni, antlaşmanın duyurulmasından sadece dokuz saat geçti. Daha detayları çok bilmiyoruz. Son olarak antlaşma sistemiyle ilgili bir şeyler aklıma geliyor. Bilindiği üzere parlamenter sistemde antlaşmalar, meclisler tarafından onaylanmadığı sürece meşru olmazlar. Ama son yıllarda bölgemizde işler bu şekilde yürümüyor. Hatırlanırsa Barış Pınarı Harekâtımızda da benzer şekilde mutabakatlar olmuştu. Adına mutabakat denmişti ve hâlâ güney sınırımızın ötesindeki terör yapılanması devam ediyor. Dışişleri Bakanlığı, bürokratlar ve meclis gibi kurumsal yapılarda ortak akıl öne çıkacağı için ulusal çıkarların daha iyi korunacağını bu tecrübeler bize gösteriyor.