Yükleniyor...
10.04.2011
Uçakta Irak ziyaretini değerlendiren Başbakan, bölgesel yönetim lideri Barzani’ye yaptığı teklifi de açıkladı.
Başbakan Erdoğan Bağdat’tan Ankara’ya dönerken, uçakta, İhlas Medya Ankara Grup Başkanı Nuri Elibol’un da aralarında bulunduğu gazetecilere Irak temaslarını anlattı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “ilk defa bir Türk başbakanının Kuzey Irak’a geçmesi” de dahil “çeşitli ilklere sahne olan” tarihî Irak seyahati konusunda “Zamanı gelmişti” dedi. Erdoğan, iki gün süren Irak programı dönüşünde uçakta gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. “Erbil; Bağdat ve Necef’ten daha gelişmiş. Fark ettiniz mi?” sorusu üzerine Erdoğan; Bağdat ve Necef’e göre Erbil’de çok ciddi potansiyel bulunduğunu söyledi. Erdoğan, “Irak’ta merkezi yönetimin karar vermede ciddi sıkıntıları söz konusu. Burada o sıkıntı yok. Orada bürokratik veya siyaset oligarşisi ciddi manada sıkıntı oluşturuyor” dedi.
PKK KONUSUNDA HASSAS
Bir araya geldiği Mesud Barzani’nin “Türkiye’deki huzur, iç barış ve Türkiye’nin gücü, bizi de burada güçlü kılıyor” dediğini aktaran Erdoğan; Barzani’nin dayanışmaya verdiği önemi özellikle vurguladığını söyledi. Erdoğan, “Bu gelişimiz onları çok mutlu etti. Tarihî ziyaret olduğunu söyledi. Bundan sonraki süreçte, ilişkilerimizi geliştirebilmek için atabileceğimiz adımlar var” dedi.
Erdoğan; “Irak Meclisi’nde, ‘ilişkilerde terör örgütünün şer odağı olmaktan çıkarılması’ yönünde mesaj verdiniz.
Gerek merkezi, gerek bölgesel yönetimden yeni bir adım bekliyor musunuz?” sorusuna ise, “Merkezi yönetimin kuzeyde yapacağı fazla bir şey yok. Barzani bu konuda hassasiyetini koruyor. Hassas…” cevabını verdi.
KENDİ PARAMIZI KULLANALIM
Erdoğan, Barzani’ye yaptığı bir teklifi de şu şekilde paylaştı: “Kurumsallaşma adına da yapabileceklerimiz söz konusu. Vakıfbank, Ziraat Bankası, İş Bankası, Türk Hava Yolları burada. Kendilerine bir öneride bulunduk. Gelin, ‘Dinar’ı Türkiye’de, ‘Türk Lirası’nı burada kullanalım. Dinar ve TL, ‘konvertibl’ hale getirilsin. Paralarımızı dolar baskısından kurtarmış olalım. Bu sayede yüzde 20’ye yakın kazanç elde edilebilir. Barzani, ‘Bunu merkez yönetimle de konuşacağım’ dedi. Biz Türkiye olarak benzeri bir modeli Ruslar’la da, İran’la da yapıyoruz.”
IRAK’LA VİZE MÜJDESİ
Irak ve Türkiye arasındaki vizelere de değinen Erdoğan, “Merkezi yönetim, vizeye hâlâ yaklaşamıyor. ‘Güvenlik’ diyor. Biz, ‘Resmi pasaportla vizeyi kaldıralım’ dedik. Kabul ettiler. Fazla uzun sürmez. İnşallah vizeleri bütünüyle kaldırırız” dedi.
Necef ve Bağdat’ın inşası için Türkiye’nin yardımda bulunup bulunamayacağının sorulması üzerine ise Erdoğan; çok önem verdikleri Kazımiye ve Azamiye’ye yerel yönetim açısından hiçbir önem verilmediğinin görüldüğünü söyledi. Erdoğan, “Kazımiye bölgesi yerel yönetim olarak El Hekim’de. El Hekim, pırlanta gibi bir kardeşimiz. Tabii insan üzülüyor. Tatlılar açıkta satılıyor. Bizim 20-30 yıl önceki halimiz gibi. Belediye tecrübemizi ihraç edebiliriz.
Ama bir de alıcı olacak. Yoksa biz her vesileyle yardımcı olalım diyoruz” cevabını verdi.
Irak Meclisi’yle ilgili gözlemlerini de paylaşan Erdoğan, “Irak Meclisi’ni çok heyecanlı, diri gördüm. Yüzde 26-27 bayan vekil var. 325 vekilin 82’si bayan. Meclis’te her türden temsilci var. Bir oraya bir de bize bakıyoruz. O alanda bizden öndeler. O çatıda demokrasi onlarda… Lafa gelince biz demokrasiyi kimseye bırakmıyoruz.
Oldukça entellektüel, birikimli bir takım…” dedi.
IRAK’TA SABIR İŞLETTİK
Erdoğan, Türkiye’nin Irak politikasındaki değişimin sorulması üzerine şunları söyledi: “İlk göreve geldiğimizde Irak denildi mi hep konuşulan konu Türkmenlerdi. Burada zorlandık. Göreve yeni başlamışız. Gerilim de istemiyoruz. Ciddi sabır işlettik. Politikamızı bütün Irak halkına yaymak için önceleri bürokratlarla adım attık. Ciddi eleştiri aldık. Özel temsilcimizi gönderdik, eleştirildik. Bakan arkadaşlarımı gönderdim, eleştiri aldım. Bir alıştırma süreci oldu. Artık gelmemizin zamanı geldiğine karar verdim.”
Üç defa geldiği Irak’ta Başbakan Maliki’nin kendisini iki defa karşılamak için havaalanına geldiğine dikkat çeken Erdoğan, Erbil’i kastederek “Yukarıya geldik. yine aynı durum” dedi. Erdoğan, şöyle konuştu: “Bu süreci çok iyi işletmemiz lazım. İş adamlarımızın buradaki yatırımları, Irak’ın imarında çok önemli rol oynayacak. Örneğin (Bağdat’ta) havaalanından şehre üç gidiş, üç geliş yol… GAP İnşaat almış… Peyzaj düzenlemesi de yapacaklar.
Havaalanından şehre farklı bir güzellik katacak. İlk gelişimde labirent gibiydi. Beton blokların arasından bir sağa bir sola giderek gelebildik. Felaketti…”
DAVUTOĞLU’NA ÖVGÜ
Şiilerle neler görüştüğü sorulan Erdoğan; Şii lider Büyükayetullah Ali Sistani’nin evinin mütevazi olduğunu anlattı.
Sistani’nin “Siyaset yapmam, siyasetle meşgul olmam” dediğini ancak gelişmeleri iyi bildiğini aktaran Erdoğan; Şii liderin, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun “Stratejik Derinlik” kitabını okuduğunu ve Davutoğlu’nu övdüğünü anlattı.
SİSTANİ: DAHA ETKİN OLUN
1. Dünya Savaşı’nda Şiilerin Osmanlılarla birlikte savaştığını anlatan Erdoğan, Sistani’nin İstanbul Halkalı’daki Aşure Günü konuşması sebebiyle teşekkür ettiğini söyledi. Erdoğan, “Aşure Günü konuşması, dünya Müslümanlarını bütünleştiren, gönülden yapılan bir konuşmaydı. Bahreyn ile ilgili, ‘İkinci Kerbelalar yaşamak istemiyoruz’ sözüne atıfta bulundu. ‘Bölgedeki çalışmalarınız beni çok mutlu’ dedi. Türkiye’nin daha etkin olması üzerinde durdu” şeklinde konuştu. Bu arada Erdoğan, diğer Şii lider Mukteda El Sadr’ın da özel temsilcisini göndererek Aşure Günü konuşması sebebiyle teşekkür ettiğini belirtti.
Sistani ile Lübnan’ı ve Hizbullah’ı, vakit darlığından dolayı konuşamadıklarını söyleyen Erdoğan, “Ancak Bahreyn’i konuştuk. Bizden destek bekliyorlar. İran ve Bahreyn Dışişleri Bakanları ile temastayız. Belki İstanbul’da bir araya getireceğiz” dedi.
Erdoğan, çeşitli ülkelerdeki gelişmeler konusunda, “Dayatmayla bir yere kadar götürürsünüz, daha sonra ne olacak? Önemli olan sistemi kurmak. Bu ülkelerin hepsinde Anayasal sıkıntı var” tespitinde bulundu. Erdoğan, Suriye konusunda, “Dikkatle izliyoruz. Cumhurbaşkanı Beşar Esad’a reform yapması gerektiğini söyledim.
Aramızda bir aile hukuku oluştu, ancak gelişmeleri önlemenin tek yolu gerçekten somut, görülebilir reformları yapmak” dedi.
BASIN YASASI
Erdoğan, “Gazeteciler hakkında yaptıkları haberler sebebiyle, gizliliği ihlal ve benzeri gerekçelerle verilen cezalarla ilgili yasa tasarısı, meseleyi çözmüyor, Cezalar daha da ağırlaştırılıyor” denilmesi üzerine, “Görev verdiğim arkadaşlar basın mensupları arkadaşlarla görüşerek bir neticeye varmışlardı. Tekrar bir baktırayım” dedi.
“Fransa, Libya’da işin dışına atıldı”
Libya’daki son durum konusunda değerlendirmelerde bulunan Erdoğan, Fransa’nın “işin dışına atıldığını” söyledi.
Erdoğan, NATO’ya da sivil hedefler konusunda mesaj gönderdi: “Libya’da insani yardım olayını Türkiye’ye verdiler.
Muhaliflerle anlaşma yaptık. Bingazi’ye Türkiye olarak biz yerleşiyoruz. Silah ambargosunu denetlemek üzere 6 uçağımız görev yapacak. Girit’ten Bingazi’ye kadar deniz koridorunda 5 fırkarteynimiz bulunacak. Fransa tamamen işin dışına atıldı. NATO komutayı devraldı. Nisan ayında Katar’da da bir toplantı yapılacak. NATO’nun yanına İKÖ, Arap Ligi ve Afrika Birliği de eklendi. BM Genel Sekreteri, Özel Temsilcisi’ni Libya’ya gönderiyor. Hedef Kaddafi’nin çekilmesini sağlamak. Eğer başarırsalar, sürecin daha hızlı çalışabileceği kanaatindeler. Libya’nın artık hava gücü yok. NATO da hakim duruma giriyor. Sivil hedefler konusunda yanlış yapılmazsa, kısa sürede neticeye varılır.
Halkın burada sürece olumlu katkısı, demokratik haklar ve özgürlükler konusunda vereceği destek önemli.
Kaddafi de durumunu gözden geçirecektir. Yargılanmama hesabı da yapabilir. Tabii burada BM sürece nasıl yaklaşır? Akılcı çözüm bulunarak, daha fazla ölüme yol açılmadan, kan dökülmeden NATO işini bitirmeli ve işi geçici yönetime devretmeli.”
www.turkiyegazetesi.com
31 Mart 2011
———————-
Not: Teklifin bütününe dair incelenmeyi bir tarafa bırakarak soralım: “Kuzey Irak” ayrı bir devlet mi ki, milli paraların karşılıklı olarak kullanılması serbest olsun diyoruz? Orada Irak devleti yok mu? Bu ve benzeri politikalar Kuzeydeki Kukla yönetimin bağımsız bir devlet olmasına ve Irak’ın bölünmesine yol açmayacak mı?
Böyle bir sonuç Türkiye’nin bütünlüğünü ve Irak Devletiyle ilişkilerimizi tehdit etmeyecek mi?