Yükleniyor...
19 Ekim 2011 günü Yüksekova ve Çukurca’da bölücü terör saldırısında, 24 askerimizin şehit olduğunu, 18 askerimizin yaralandığını, büyük bir üzüntüyle öğrenmiş bulunmaktayız. Bir gün önce de Bitlis’te kurulan kahpe pusuda şehit verdiğimiz 5 polisimiz ve 3 sivil vatandaşımızın acısı yüreğimizde iken, bu acı haberle yeniden sarsıldık. Allah’tan şehitlerimize rahmet, acılı ailelerine ve büyük Türk Milletine başsağlığı diliyoruz.
Bir kez daha görülmüştür ki, “Kürt açılımı” ile verilen ağır tavizler ve bölücü terör örgütüyle yapılan pazarlıklar ülkeyi bugünlere sürüklemiştir. Bu siyaset; eli kanlı bölücü örgütün meşrulaşmasına, haklı konuma gelmesine, terörün azgınlaşmasına yaramıştır. Daha çok şehit vermemize, daha çok kan akmasına neden olmuştur. Buna karşılık milletimize ve devletimize, dayanılmaz acıdan başka hiçbir şey kazandırmamıştır.
Sorumlular; 2002’de dibe vuran terörün, 2004’ten itibaren saldırıya geçecek konuma gelmesinin sebeplerini araştırmalıdır. Nerede hata yaptık diyerek yanlışları belirlemelidirler. Sonra da, bölücü terörle, iç-dış unsurlarıyla birlikte topyekûn mücadeleyi esas alan bir plan acilen hazırlanmalıdır.
PKK ülkeyi bölmek için terör yaptığına göre, mücadele planı da bölünmeyi önleyecek eksende olmalıdır. Son dönemde olduğu gibi, bütünlüğümüzü esas almayan,”demokratik(!)” tavizlerle PKK’yı tatmine yarayan uygulama iflasa mahkûmdur. Özellikle, bir bütün olan Türk milletini, sosyal gruplara göre ayrıştıran ve siyasallaştıran düzenlemelerin terörün ekmeğine yağ sürmüştür.
Türk Gençliği olarak, PKK şartlarının, (Kürt kimliğinin anayasa ile güvenceye kavuşturulması, ana dilde eğitim, özerklik, bebek katilinin serbestliğe kavuşturulması, PKK’lı katillerin affedilmesi gibi) kabulünü asla hazmetmediğimizi söylemek istiyoruz. Yöneticilerimizden, bölücü terörle mücadelede, gelişmiş ülkelerden ders almalarını bekliyoruz. İngiltere, ABD, Fransa, Almanya, İspanya, İran gibi ülkeler, terörle mücadelede hangi önlemleri almışlarsa, bizde benzerlerini almalıyız.
Bunun için; öncelikle İmralı canisi ile yapılan görüşmeler hemen kesilmeli, terörü yönetmesine izin verilmemelidir. “Yeni” anayasa çalışma süreci durdurulmalıdır. Irak’ın kuzeyindeki terör yuvaları dağıtılmalı, özellikle PKK’nın “beyni “ olan, Kandil susturulmalıdır. Karargâhı çökertilen örgütü tasfiye kolaylaşacaktır.
Milli Düşünce Merkezi Gençlik Grubu olarak, bu millete ve egemenliğimize silah çeken katilleri, bu katillerle pazarlık masasına oturanları, bölücü örgütün siyasi temsilcilerini ve medyada propagandasını yapanları nefretle kınıyoruz.
Kahraman güvenlik güçlerimizi, köy korucularımızı, vatanın bütünlüğü, milletin birliği ve devletin egemenliğini savunmayı görev bilenleri saygıyla selamlıyoruz.
Semih Bodur
Milli Düşünce Merkezi Gençlik Grubu Adına