Yükleniyor...
YAPRAK DÖKÜMÜ…
Değerli dava adamı, dostumuz Nevzat Kösoğlu’nu da kaybettik. Sanki sonbahardayız, yaprak dökümü başlamış, Türk Milletinin seçkin evlatları bir bir aramızdan ayrılıyor. Nevzat beyin fani vücudunu dün toprağa verdik. Allah’tan rahmet dileriz.
Kösoğlu ile 1960’ların başında tanıştık. Siyasette, Mecliste, cezaevinde, Türk Ocağında hep beraber olduk. Ömrü boyunca hiç durmadı; düşündü, yazdı, konuştu, mücadele etti. Çok kıymetli eserler bıraktı. Ocak’ta bir gün, yine milletimizin, devletimizin meselelerini konuşuyorduk. Konu Cumhuriyet dönemine gelmiş, ortaya değişik görüşler sürülüyor, bir türlü sonuca varılamıyordu. Rahmetli, biraz da gergin vaziyette şöyle konuştu: “Cumhuriyet doğru bir projedir. Ancak tamamlanamadı… Yarıda kaldı. Şimdi bizim bunu tamamlamamız gerekir.” Bu görüşüne rağmen yazılarında, dönemin dil politikası ve Türk Musikisinin yasaklanması gibi yanlışları (bir süre sonra düzeltilse bile) eleştirirdi. Gariptir, Türk Musikisi Konsevatuarı’nın kurulması şerefi, l975’de koalisyon ortağı MHP’nin teklifi üzerine 1. MC Hükümetine nasip olmuştu. Aradan birçok hükümet geçtiği halde, hiçbiri, bu konuda tenkit edilmemişti. Demek ki bazı dönemler, hep büyüteç altında inceleniyor. Rahmetli Türk Musikisine meftundu. Cezaevinde bile, rahmetli Cengiz Gökçek’ten bağlama dersleri almıştı.
Nevzat beyin bir de nüktedan tarafı vardı. Bir gün rahmetli Mustafa Yılmazer kendisine, biraz da laf olsun kabilinden, “Nevzat bey sen sigarayı bıraktın, bana da tavsiye eder misin?” deyince; “Sakın bırakma, ben bir enayilik ettim” cevabını alıyor. Bunun üzerine 40 yıllık tiryaki Yılmazer sigarayı bırakıyor.
Rahmetli mazbut, verimli, dolu dolu bir hayat yaşadı. Nur içinde yatsın. Ailesi, sevenleri ve Türk Milletinin başı sağ olsun.
Sadi Somuncuoğlu, 19 Ekim 2013 – Yeniçağ Gazetesi