Özbekistan’da Yeni Reform Dönemi

Düşünce kuruluşu Stratfor'un sitesinde yayınlanan "Uzbekistan Comes in From The Cold" isim yazısı siz değerli okuyucularımızı sunuyoruz. Özbekistan yeni bir rotaya girerken bu dünya tarafından nasıl algılanıyor?


Paylaşın:

Özbekistan’da yeni bir dönem başladı. Mirziyoyev önderliğinde ülke yeni bir yöne doğru ilerliyor.

Yıllar boyunca Özbekistan’ın dış dünyayla olan temasları tecrit politikası tarafından şekillendi. Ancak artık Orta Asya’nın en büyük nüfusuna sahip bu ülkede, politik güç devriyle başlayan reformlar, Taşkent’in daha ötesinde etkiler yaratıyor. Politik evrimin bir parçası olarak Özbekistan, Orta Asya’da işbirliklerini güçlendirirken, bölgede yatırım ve etki için stratejik bir rekabet veren ABD, Çin ve Rusya için de gittikçe ilgi çeken bir ortak oluyor. Bu açılım Özbekistan’ın bölgesinde güvenlik ve ekonomi alanlarında genişlemesi için önemli fırsatlar sunuyor ancak bu değişimler,  riskler de barındıyor. Özellikle büyük güçler arasındaki rekabet, ülkeyi hiç istemeyeceği bir yöne çekebilir.

Sovyetlerden beri Özbekistan’daki ilk güç devri, ülkeyi demir yumrukla yöneten yetmişli yaşlarındaki İslam Karimov öldüğünde, 2016 yılında gerçekleşti. Karimov’un yerini uzun yıllardır başbakanlığını yapan Şavkat Mirziyoyev aldı. İlk başlarda ülkeyi aynı rotada ilerletiyor gibi gözüken Mirziyoyev , Karimov’un ölümünün 3 yıl sonrasında ülkeyi yeni bir rotaya sokuyor.

Mirziyoyev’in ilk büyük adımı; dövizin sabit değişim kurunu liberalleştirmesi oldu. Karimov döneminde Özbek som’unun dolar ile değişimine karşı ağır sınırlamalar uygulandı.Sadece hükümete yakın birkaç kişi döviz değişimi yapabiliyordu. Eylül 2017’de Mirziyoyev oranları etkili bir şekilde birleştirerek engelleri kaldırdı.(Resmi değişim oranı 4,000 som iken, karaborsada 8000 som idi.) Bu kısa vadede enflasyonu arttırdı ancak ülkenin iş çevresini geliştirdi ve önemli ekonomik kazançlar sağlayarak döviz değişimini sıradan vatandaşlara ulaştırdı.

 

Sonrasında Mirziyoyev daha fazla turist ve yabancı yatırım çekme hedefiyle vize sürecini liberalleştirdi. Hükümet 100 ulusa vizesiz giriş sağlayarak, online vize süreciyle ziyaretçilere büyük kolaylık sağladı. Bu da turizm gelirlerini ikiye katladı.2016’da 500 milyon dolar iken  2018 yılında 1.1 milyar dolara yükseldi.

 

Tecrit Politikasının Sonu

Bu iç reformlara, Özbekistan’ın komşuları ile olan ilişkilerini geliştirme çabaları eşlik etti. Karimov döneminde, stratejik rekabetin merkezi olan Fergana vadisi, bölgesini paylaştığı Kırgizistan ve Tacikistan  ile endişe veren ilişkilere sahipti. Sınırlara ve su kaynaklarına dair tartışmalar bu üç ülke arasında düzenli çatışmalara neden oldu.Bu, büyük politik istikrarsızlığa neden olurken, dönem dönem şiddetli protestolara ve etnik çatışmalara yol açtı. Mirzizoyev su kaynakların paylaşımı için işbirliği yaparken girişik sınırları daha iyi bir şekilde çizmek için bir çok teşebbüslerde bulunmaktadır. Karşılığında ise; 2018 yılıyla karşılaştırıldığında 2019’ın ilk beş ayında bölgeler arasında ciroda %27’den daha fazla bir artış gerçekleşti.

Söz konusu bölgedeki dış güçler olduğunda, belki de Mirziyoyev önderliğindeki bu önemli geçiş Özbekistan’ın tecrit politikası sonudur. Kazakistan ve Kırgizistan’ın aksine, Karimov Özbekistan’ı Avrasya Ekonomik Birliği(Taşkent çekilmeden önce kısa bir süre üyesiydi) ve Kolektif Güvenlik Anlaşması örgütü gibi Rus ittifak ağının bloklarına katılmamayı tercih etti ve politik etkilerinin ağır basmasından korkarak Çin ve Rusya’yı kol mesafesinde tutmayı seçti. Üstelik, 2015 yılında Andican katliamının olduğu yıl, insan hakları ihlalleri konusunda Washington’ın Taşkent’i eleştirmesinden sonra Afganistan’daki lojistik operasyonları için kullanılan Karshi’deki ABD hava üssünü kapattı.

Bütün bu önlemler ülkenin tarafsızlığını korudu ancak önemli sonuçları oldu. Bölgesel standartlara göre çok çeşitli kaynaklara sahip olmasına rağmen, Özbekistan yabancı yatırımını ve ekonomik büyüme fırsatlarını es geçti. Mirziyoyev ekonomik reformları takip ederek ve Rusya, Çin ve daha az ölçüde Batılı ülkelerle ticaret anlaşmaları imzalayarak bu sorunu düzeltmenin yollarını aradı. 10 yıldan fazla bir süre sonra ilk kez Rusya ile ortak tatbikatların yeniden başlaması, Pekin ve Moskova ile terörle mücadele konusunda işbirliği yapılması, Başkanın istekliliğini de gösterdi.

Açılımın Bedeli

Özbekistan’ın yüzölçümü, kaynakları ve stratejik konumu dikkate alındığında, son zamanlardaki dönüşümü sadece ülke içinde değil daha geniş coğrafyalarda da etkilere neden oldu. Ancak, reform çabaları engelsiz ve istenmeyen sonuçları olmadan olmazdı. İlk başta Mirziyoyev’in reformlarına karşı en büyük tepki, Karimov döneminde önemli bir güce sahip olan ülkenin Ulusal Güvenlik Servisinden(UGS) geldi. UGS ve lideri Rüstem Inoyatov, bu reformlara karşı daha muhafazakar ve direngendi. Ancak, Mirziyoyev rotasını bozmadı ve 2018’in başında Inoyotav’ı görevden almadan önce aşamalı bir şekilde bütün engelleri kaldırdı ve reformlarına giden yolu temizledi. Beklenildiği gibi, bürokratik tembellik sürüyor ve güvenlik servisleri içindeki odaklar Mirziyoyev’in girişimlerine muhalefet etmeye devam ediyordu.

Özbekistan’ın karşılaştığı diğer yapısal zorluklar ise; ekonomik reformların uygulanması ve büyük ölçekli yabancı yatırımlarının çekilmesi konularındaki sıkıntılardır. Ülkenin merkezi ekonomisinin on yıllarca birkaç değişiklik ile işletildiği düşünüldüğünde, özelleştirme süreci aşırı yavaştır. Hatta ülkedeki şirketlerin %85’i hala devletin elindedir. Çünkü devlet stratejik gördüğü bütün sektörlerde büyük hisseyi elinde tutmaktadır.

.

Hukuk egemenliğindeki sorunlarla, orta ve düşük seviyeli memurların, reformları uygulama konusundaki yetersizliklerine dair zorluklar düşünüldüğünde; Özbekistan’ın yabancı, özellikle de batılı yatırımcının ilgisini çekmesinin yıllar alacağı görülüyor. Bu, Rusya’ya, Çin’e ve kendi devlet girişimlerine, Özbekistan’ın açılımının ürünlerini toplamalarına ve kaynaklarına daha kapsamlı erişim elde etmelerine olanak sağlayacak. Bu da Taşkent’in özellikle ABD’li ve Avrupalı diğer yatırım ortaklarını dışlamayı istememesine rağmen gerçekleşecek.

Özbekistan dünyaya açılırken, işbirliği konusunda Moskova ve Pekin arasındaki rekabet artabilir. Bu da  gelecekte Rusya ve Çin arasında olası bir çatışmaya ve uyuşmazlığa neden olacaktır.

Dış politika kısmında; Rusya’nın ve Çin’in ilgisini çeken benzer açılım, bu iki ülke arasında rekabet geliştirebilir çünkü her ikisi de Özbekistan üzerindeki etkisini arttırmaya çabalıyor, Özellikle Rusya,  ‘’Avrasya Ekonomik Birliği’’ aracılığıyla Özbekistan’ı kendi yörüngesine çekme çabalarını yeniden devreye soktu. Taşkent bu ihtimali göz önünde bulunduruyor fakat manevra kabiliyetini de kaybetmek istemiyor. Kuşak ve Yol Girişimi projesinin bir parçası olduğu için de Çin ile ilişkilerini korumak için Rusya ile mesafesini koruyor.

Özbekistan için ideal olan, kendi özerkliğini korurken ve çok yönlü dış politikasının bir parçası olarak bloklara üyelikten kaçınırken,  büyük dış güçlerle ekonomik ve güvenlik bağlarını geliştirmek. Fakat Özbekistan dışa açılıyorken, Özbeklerle işbirliği konusunda Moskava ve Pekin arasındaki rekabet, bunu gelecekte uyuşmazlığın kaynağı olarak gösterip olası bir çatışma  haline getirebilir. Bu,  politik istikrarsızlığı kışkırtabilir, yatırımları riske atabilir, Özbekistan tecriti aşma politikalarını bozabilir.

Sonuç olarak; reform süreci hem birçok olanak hem de zorluklar üretti. Mirziyoyev hükümetinin banka sistemi, vergi reformu, seyahat ve para liberalizasyonu gibi planları dünya tarafından kabul edilmek için ne kadar istekli olduğunu gösterecek, tıpkı Taşkent ile işbirliği ve uyum süreci için rekabetin büyük güçler arasında yoğunlaşacağı gibi.

https://worldview.stratfor.com/article/uzbekistan-comes-cold-bri-russia-central-asia-china

Yazar

Batur Kılıç

Yorum Yap

Kayıt olmadan yorum yapabilirsiniz.




Benzer Yazılar