Yükleniyor...
Putin ile Erdoğan görüşmesi
Rusya’nın Soçi şehrinde İdlip meselesini görüşmek üzere bir araya gelen Putin ve Erdoğan’ın görüşmeler neticesinde vardığı anlaşma Amerikan The Washington Post, İngiliz The Guardian ve Rus Gazeta.ru gazetelerinde de değerlendirildi.
(https://www.washingtonpost.com/world/middle_east/leaders-of-russia-turkey-to-meet-to-discuss-syrias-idlib/2018/09/17/7c17bef6-ba6c-11e8-adb8-01125416c102_story.html?utm_term=.b161721e914e, Turkey, Russia agree on demilitarized zone in Syria’s Idlib, 17/09/2018)
The Washington Post, Türk ve Rus liderlerin 15 Ekim’e kadar Suriye’de silahtan arındırılmış bölge kurulması konusunda anlaştıkları hususu ile konuya giriş yapıyor. Anlaşmanın Türkiye’nin sınırında yeni bir insani krize yol açması muhtemel olan askeri müdahaleyi ertelemiş olacağı yorumu yapılıyor. Putin’in ifadesi ile Hayat Tahrir el Şam gibi radikal grupların tampon bölgeden çıkarılmış olacağı ifadesine yer veriliyor.
Haberde, anlaşmanın nasıl uygulanacağının henüz kesinleşmediği belirtilirken bölgede 3 milyon Suriyeli ile farklı isyancı gruplardan oluşan ve sayıları 60.000’ine ulaşan savaşçının bulunduğu ifade ediliyor.
Haberin devamında sürgündeki Suriyeli muhalif politikacı Ahmed Ramadan’ın The Associated Press’te yer alan açıklamalarına yer veriliyor. Ahmed Ramadan’a göre bu mutabakat Rusya’ya İdlib üzerindeki tehdidini geri çekmesi için bir şans sunuyor. Öte yandan mutabakat, İdlib’e yeni bir askeri müdahaleyi istemeyen Türkiye ve ABD’nin başarısını da temsil ediyor.
Ramadan, mutabakatın Suriye hükümeti ve Rusya’ya İdlib güzergâhını güvenlik altına alıp Suriye’nin kuzeyi ile bağlantı kurma fırsatı sunduğunu da ekliyor. Ayrıca bu gelişmenin Rusya’nın “bütün isyancı savaşçıların terörist olduğu” iddiasından vazgeçtiği anlamına da geldiğini belirtiyor. Tampon bölgenin Türk ve Ruslar tarafından korunacağını, muhalifler tarafında Türkiye’nin ve Suriye hükümeti tarafında ise Rusya’nın bulunacağını ifade ediyor. İlaveten muhaliflerin Daraa’da ve Ghouta’daki kayıplarının ardından şu anda güçlü bir pozisyona geldiğini ifade ediyor.
Suriyeli isyancı grup Faylaq al-Sham sözcüsü Abu Omar ise Erdoğan’a teşekkür ederek bu mutabakatın İdlib’e askeri müdahaleyi önleyerek isyanlarını ve halklarını savunmak için kendilerine vakit verdiğini belirtiyor.
Haberde “Türkiye destekli isyancı şemsiye grup sözcüsü” olarak tanıtılan Naji al-Mustafa ise diplomatik gayretlerin askerî müdahaleyi önlediğini ancak henüz bu mutabakatın nasıl uygulanacağının bilinmediğini belirtirken Esad yönetiminin daha önce de mutabakatları bozduğunu ve kendilerinin savaşmaya hazır vaziyette olacaklarını ilave ediyor.
(https://www.theguardian.com/world/2018/sep/17/russia-and-turkey-to-set-up-idlib-buffer-zone-to-protect-civilians, Russia and Turkey to set up Idlib buffer zone to protect civilians, 17/09/2018)
İngiliz The Guardian gazetesinde aynı konu özetle “yeni bir insanlık krizine sebep olacak İdlib müdahalesinin Rusya ve Türkiye arasındaki mutabakat ile engellendiği” şeklinde değerlendirilmiş.
10 Ekim’de ağır silahlardan bölgenin temizleneceği söyleniyor, 10.000 cihatçının durumunun ise cevapsız kaldığı belirtiliyor. Rusya ve Birleşmiş Milletler tarafından terörist olarak görülen Hayat Tahrir al-Sham’ın (HTS) bölgeyi terk etmesinin beklendiği bildiriliyor.
Haberde bu mutabakatın Erdoğan’ın Putin üzerindeki etkisi olarak da görülebileceği şeklinde bir yoruma da yer verilmiş.
(https://www.gazeta.ru/army/2018/09/17/11972461.shtml?updated, Путин и Эрдоган: надежда для Сирии после встречи в Сочи, 17/09/2018)
Rus Gazeta.ru’da ise iki liderin tampon bölge için mutabakata vardığını söylenerek Putin’in “her iki ülkenin de meselenin çözümü için dikkat sarf ettiği” ifadesine yer verilmiş. Ayrıca İdlib bölgesindeki durum üzerine yoğunlaşıldığı, bu bölgedeki büyük birliklerin varlıklarının ve altyapılarının sayılması ve kaydedilmesi konusu üzerinde durulduğu belirtiliyor.
10 Ekim’e kadar bölgenin ağır silahlardan, tanklardan, araçlardan ve muhalif grupların elinde bulunan havan toplarından arındırılmış olması gerektiği, bölgenin kontrolünün ise Türk ve Rus birliklerinde olacağı, nihai hedefin Suriye sorununa diplomatik çözüm getirmek olduğu ifade ediliyor.
Devlet Duması üyesi İvan Titerin’in Suriye’deki isyancılardan ve beyaz kasklılardan bölgedeki gerilimi düşürme amaçlı girişimleri baltalayıcı yönde eylemlerin olabileceği yönündeki uyarılarından da bahsedilmiş.
Gazetede Suriyeli Kürtlerin temsilcisi Cevat Muhammed’in söz konusu mutabakat ile ilgili görüşleri de var. Cevat Muhammed’e göre İdlip’e koridor bölge oluşturmaktan kasıt Suriye’deki nüfuz sahasını bölüşmek ama bölgede barışı ve istikrarı sağlamanın yegâne yolu isyancılara bölgeyi boşaltma imkânının sağlanması. Ayrıca bu mutabakatın İdlib’teki durumu yumuşatmayacağını, meselenin bölgenin iç meselesi olduğunu, öncelikle Cebhat en Nusra gibi terörist grupları ılımlı muhaliflerden ayırmak gerektiğini ilave ediyor. Kurulması düşünülen tampon bölgenin Suriye’yi Türk, İran ve Rus nüfuz bölgelerine ayırmak demek olduğunu ifade eden Muhammed, Türkiye ile ortak bir karar alınarak bölgedeki isyancıların silahlarının bıraktırılıp bölgeyi terk etmelerinin sağlamasını gerektiğini söylüyor. Gerekçe olarak ise bu isyancıların Suriye halkından olmadıklarını söylüyor ve Türkiye’nin de bu konudaki sözünü tutmadığını iddia ediyor.