Yükleniyor...
Milli Eğitim Bakanlığınca hazırlanan ‘’Türk Edebiyatında İlkler’’ listesinde siyasetname maddesinin karşısında ‘’Kutadgu Bilig’’ adlı eserimiz yer almaktadır.(1) Yani okullarımızda resmi olarak bu şekilde öğretilmektedir. Durum akademik yazılarda da hemen hemen aynıdır. Bazı akademik yazılar sözkonusu eseri Türk tarihinin ilk siyasetnamesi olarak değerlendirmektedir.* Genel olarak ise makaleler Türk tarihinin ilk siyasetnamesi konusunda net bir şey söyleyememektedir. Yine sosyal hayatımızda da ilk siyasetname olarak Yusuf Has Hacip’in eseri bilinmektedir.
Orhun Yazıtları’nın** içeriği derinlemesine incelendiğinde bu eserlerin de siyasetname özelliği taşıdığı ve Türk tarihinin ilk siyasetnamesi oldukları anlaşılacaktır. Bu yazımızda biz sözkonusu yazıtların içeriği hakkında bilgi verip ortaya attığımız bu tezi kanıtlamaya çalışacağız.
Burada amacımız Kutadgu Bilig ile Orhun Yazıtlarını karşılaştırmak değil sadece Orhun Yazıtlarının siyasetname özelliği taşıdığını ortaya koyarak Türk tarihinin ilk siyasetnamesi olduklarını kanıtlamak olacaktır.
Yazımızın ilerleyen kısımlarında yukarıda ortaya koyduğumuz tezi güçlendirmek için şu konu başlıklarına değinilecektir:
1-Siyasetname Kavramını Tanıyalım
2-Çağın Şartları Çerçevesinde Göktürk Kağanlığı
3- Orhun Abidelerine Bakışımız Nasıl Olmalıdır?
4-Siyasetnamelerin İçerik Özellikleri
5- Siyasetnamelerin İçerik Özellikleri Bakımından Orhun Abideleri
6- Kut İnancı ve Orhun Abideleri
…
1-Siyasetname Kavramını Tanıyalım
Siyasetname kavramı en basit şekli ile ‘’Devlet yönetimine dair eserlerin ortak adı’’ olarak tanımlanmıştır.(2) Agah Sırrı Levend de ‘’Siyaset-Nameler’’ adlı makalesinde bu kavramı geniş geniş anlatmakla beraber ‘’siyasetle, devlet yönetimiyle ilgili eser’’ şeklinde kısaca tanımlamıştır.(3) Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlükte ise siyasetname ‘’siyaset bilimini anlatan ve bu konuda öğüt veren eser’’ şeklindedir. Kelimenin en yakın geçmişine bakacak olursak siyasetname Arapça siyaset(Devlet işlerini düzenleme ve yürütme sanatıyla ilgili özel görüş veya anlayış) ve Farsça name(mektup) kelimelerinin birleşiminden ortaya çıkmaktadır. (4)
Siyasetname üzerine yazılan kaynakların çoğu bu türe İslam devletleri çerçevesinden bakmaktadır. Şüphesiz siyasetname türü İslam kültüründe çokça rastladığımız ve hakkında birçok kapsamlı eser ortaya konulmuş bir türdür. Ancak bu İslam’dan önce bu tarz bir eserin varlığını örtmemelidir.
Siyasetname genel bir kavram olarak karşımızdadır. Bunu biraz daha özele indirgeyerek ‘hükümdarlar için yazılanlar’, ‘vezirler için yazılanlar’ veyahut ‘kim için yazıldığı belli olmayan’ siyasetnameleri belirleyebiliriz. Bunlara ek olarak ‘halk için yazılanları eklememizde bir sakınca yoktur. Biz Orhun Yazıtlarının içeriğinde bu özelliklerin birçoğunu bir arada görmekteyiz. Bu eserlerin çoğu geniş kapsamlı ve hacimli olmakla beraber küçük kitapçıklar veya mektup(name) şeklinde hatta Göktürk Yazıtlarında göreceğimiz üzere taşlara kazınmış halde karşımıza çıkmaktadır.(5)
Siyasetnamelerdeki amaç -genel olarak- geçmişten ve özellikle din gibi inançlardan ders alarak yönetenlere ve yönetilenlere devlet yönetimi hakkında bilgiler, öğütler vermek yani ülke siyasetini bu unsurlara öğretmektir.
2-Çağın Şartları Çerçevesinde Göktürk Devleti
Tarih biliminin temelinde şüphesiz bilgi kavramı vardır. Ancak yöntem kavramı da en az bilgi kavramı kadar önemlidir. Yöntem açısından baktığımızda da olay, olgu ve eserleri çağının şartları göz önünde bulundurularak incelemek oldukça önemlidir. Bu nedenle dönemin siyasi ortamına bir göz atmak yararlı olacaktır.
Göktürkler yaklaşık 50 yıl süren bir Çin esaretinden sonra 682 yılında Kutluk Kağan’ın önderliğinde bir isyan ile tekrar istiklallerine kavuşmuşlardır. Göktürk Kağanlığı Kutluk Kağan’ın ardından kardeşi Kapgan Kağan tarafından idare edilmiştir. Kapgan Kağan döneminde sık sık iç isyanlar çıkmıştır. Bu isyanlar Kapgan’ın halkına karşı aşırı sert zalim davranması nedeniyle gerçekleşmiştir. Kapgan bu isyanların sonuncusunda pusuya düşürülerek öldürülmüştür. Kapgan Kağan’dan sonra kısa bir süre oğlu İnel kağan oldu. Ancak devlette herhangi bir başarısı olmayan İnel’in kağan olması hoş karşılanmadı. Kül Tegin bir ihtilal yaparak onu ve taraftarlarını öldürdü. Kağan olarak da ağabeyi Bilge’yi tahta geçirdi. İşte sözkonusu yazıtlar da bu zamanda yani Göktürklerin Çin hâkimiyetinden kurtulmasından 40-50 yıl kadar sonra, birçok iç isyanın, siyasi ve askeri çekişmelerin yaşandığı bir dönemden sonra dikilmiştir. Bu nedenle bu yazıtlara geçmişteki başarısızlık ile halkın-yöneticilerin yaptığı hatalar ve içerisinde bulunulan çağın başarısı yoğun olarak yansımıştır. Ayrıca Çin esaretinde geçen yılların ve Kapgan Kağan dönemindeki uygulamaların halkta ve devlet adamlarında yarattığı psikolojik algı onları, yapılan hataların tekrarlanmaması için bir etkinliğe itmiş ve bu eserlerin içeriğinde bu öğelere bolca değinilmiştir.
Bu yazıtların asıl mimarı özellikle bilgeliği ile göze çarpan Tonyukuk’tur. Tonyukuk’un ailesi, Doğu Göktürk Kağanlığı Çin hâkimiyetine girdiğinde Çin’e yerleşmiştir. O da burada doğmuş, eğitimini almış ve yüksek mertebelere ulaşmıştır. Kutluk Kağan’ın bağımsızlığından sonra onun yanına gelmiş ve veziri olmuştur. Tonyukuk hem bu dönemleri hem de Kutluk’tan sonraki dönemleri yaşayan bir tecrübe olarak bu yazıtların dikilmesinde ve devletin siyasi-askeri seyrinde önemli rol oynamıştır. (6)
3- Orhun Abidelerine Bakışımız Nasıl Olmalıdır?
‘’Bu anıtlar her şeyden önce bizim dil anıtlarımızdır. İçinde tarihimiz var, içinde edebiyatımız var, içinde dini anlayışımız var, sosyal anlayışımız var, devlet anlayışımız var, kültürümüze ait parçalar var; ama her şeyden önce onlar bizim dil anıtlarımız…’’(7)
Ahmet Bican ERCİLASUN’un bu tespitleri belki de ‘Orhun Abidelerine Bakışımız Nasıl Olmalıdır?’ sorusuna en güzel cevap. Bu tespitleri yine ERCİLASUN’un üslubuyla açalım mı?
Türkçemiz, edebiyatımız bu abidelerde. Dil bilgimiz, adlarımız, ünvanlarımız, sayılarımız… Tarihimizin, geçmişimizin, varlığımızın, yaşadığımızın kanıtları bu abideler. Askeri kavramlarımız, savaştığımız toplumlar, kazandığımız topraklar da var Kut almış beylerimiz de Kut vermiş Gök Tengrimiz de dinimiz de. Siyasi ilişkilerimiz de burada… Çin entrikaları-bunlara çözümler, kağanların görevleri, halka-Tanrıya karşı görevler, devlet yönetimimiz ve daha niceleri…
Bu yazıtları bir de ilk siyasetnamemiz olarak ifade edilen Kutadgu Bilig adlı eserimiz ile karşılaştıralım… Kutadgu Bilig, Orhun Abidelerinden yaklaşık 300 yıl sonra kaleme alınmıştır. Ayrıca bu süre içerisinde kâğıt-kalem kullanılmaya başlanmış, dil, yazı ve üslup gelişmiş, siyaset bilgisi-felsefesi vb. konularda bilgi-birikim artmıştır. Bu nedenle kapsam-kalite açısından baktığımızda Kutadgu Bilig adlı eserimiz bu abidelerden –siyasetname türü açısından- tabi ki üstündür. Ancak bu Orhun Abidelerinin birer siyasetname olduğunu gerçeğini değiştirmez.
4-Siyasetnamelerin İçerik Özellikleri
Siyasetname türü hakkında yazılan eserlerde siyasetnamelerin içeriğinde olması gereken özellikler geniş geniş işlenmiştir. Bu konuda verilen eserler aynı şeyleri farklı kelimelerle anlattığından biz, tek bir kaynaktan, İslam Ansiklopedisi ‘siyasetname’ maddesinden yararlanacağız. Bu özellikleri şöyle sıralayabiliriz:
1- Devlet yönetiminin temel ilkeleri
2-Devlet başkanında bulunması gereken başlıca özellikler
3-Yönetimde dikkat edilmesi veya kaçınılması gereken başlıca unsurlar
4-Devlet görevlilerinin tayin ve denetimleri
5-Beytülmal idaresi
6-Devletlerarası ilişkilerde uyulması gereken kurallar
7-Hükümdarın Allah’a(tanrı olarak değiştirmekte fayda vardır) ve halka karşı sorumlulukları
8-Devletin ayakta kalmasının temel şartları(8)
5- Siyasetnamelerin İçerik Özellikleri Bakımından Orhun Abideleri
Orhun Abideleri’nin içeriğinde siyasetname özelliği taşıyan oldukça çok kısım olduğunu daha önce de söylemiştik. Aşağıda bu kısımlar listelenecektir.***
1-Devlet yönetiminin temel ilkeleri
-hep düzene soktum. O şimdi kötü değildir. Türk kağanı Ötüken ormanında otursa ilde sıkıntı yoktur. …(KTG-G-3)****
-gitmiş olan millet öle yite, yaya olarak çıplak olarak dönüp geldi. Milleti besleyeyim diye, kuzeyde Oğuz kavmine doğru, doğuda Kıtay, Tatabı kavmine doğru, güneyden Çine doğru on iki defa büyük ordu sevk ettim,… savaştım…(KTG-D-28)
-sonra, Tanrı bağışlasın, devletim var olduğu için, kısmetim var olduğu için, ölecek milleti diriltip besledim. Çıplak milleti elbiseli, fakir milleti zengin kıldım. Az milleti çok kıldım. Değerli iliden, değerli kağanlıdan daha iyi kıldım…(KTG-D-29)
-milleti hep tabi kıldım, düşmansız kıldım. Hep bana itaat etti. İşi gücü veriyor…(KTG-D-30)
-sonra, Tanrı bağışlasın, devletim var olduğu için, kısmetim var olduğu için, ölecek milleti diriltip besledim. Çıplak milleti elbiseli, fakir milleti zengin kıldım. Az milleti çok kıldım. Değerli iliden, değerli kağanlıdan daha iyi kıldım…(KTG-D-29)
-… O töre üzerine amcam kağan oturdu. Oturarak Türk milleti tekrar tanzim etti, tekrar besledi. Fakiri zengin kıldı, azı çok kıldı. Amcam kağan oturduğunda kendim prens… Tanrı buyurduğu için(BG-D-14)
-amcamızın kazanmış olduğu milletin adı sanı yok olmasın diye Türk milleti için gece uyuyamadım, gündüz oturmadım. Küçük kardeşim Kül Tigin ile, iki şad ile öle yite kazandım. Öyle kazanıp bütün milleti ateş, su kılmadım. Ben kendim kağan oturduğumdan her yere gitmiş olan millet yaya olarak, çıplak olarak, öte yite geri(BG-D-22)
-geldi. Milleti besleyeyim diye kuzeyde Oğuz kavmine doğru; doğuda Kıtay, Tatabı kavmine doğru; güneyde Çine doğru on iki defa ordu sevk ettim… savaştım. Ondan sonra Tanrı buyurduğu için, devletim, kısmetim var olduğu için, ölecek milleti diriltip besledim. Çıplak milleti elbiseli kıldım. Fakir milleti zengin kıldım.( BG-D-23)
-… Ben kendim kağan oturduğum için Türk milletini… kılmadım. İli, töreyi çok iyi kazandım… toplanıp…( BG-D-36)
-doğusuna, güneyde gün ortasına, batıda gün batısına, kuzeyde gece ortasına kadar, onun içindeki millet hep bana tabidir. Bunca milleti hep düzene soktum. O şimdi kötü değildir. Türk kağanı Ötüken ormanında otursa ilde sıkıntı yoktur…( BG-K-2)
-kala kalacağız. Kendi içi dıştan tutulmuş gibiyiz. Yufka olanın delinmesi kolay imiş, ince olanı kırmak kolay. Yufka kalın olsa delinmesi zor imiş. İnce(TN1-G-6)
-Türk Bilge Kağanı Türk Sir milletini, Oğuz milletini besleyip oturuyor.(TN2-K-4)
2-Devlet başkanında bulunması gereken başlıca özellikler
-aç, fakir milleti hep toplattım. Fakir milleti zengin kıldım. Az milleti çok kıldım. Yoksa, bu sözümde yalan var mı? Türk beyleri, milleti, bunu işitin! Türk milletini toplayıp il tutacağını burda vurdum. Yanılıp öleceğini yine(KTG-G-10)
-Üstte mavi gök, altta yağız yer kılındıkta, ikisi arasında insan oğlu kılınmış. İnsan oğlunun üzerine ecdadım Bumın Kağan, İstemi Kağan oturmuş. Oturarak Türk milletinin ilini töresini tutu vermiş, düzenleyi vermiş.( KTG-D-1)
-pek teşkilatsız Gök Türk öylece oturuyormuş. Bilgili kağan imiş, cesur kağan imiş. Buyruku yine bilgili imiş tabii, cesur imiş tabii. Beyleri de milleti de doğru imiş. Onun için ili öylece tutmuş tabii. İli tutup töreyi düzenlemiş. Kendisi öylece(KTG-D-3)
-yedi yüz er olmuş. Yedi yüz er olup ilsizleşmiş, kağansızlaşmış milleti, cariye olmuş, kul olmuş milleti, Türk töresi bırakmış milleti, ecdadımın töresince yaratmış, yetiştirmiş…( KTG-D-13)
-… Amcam kağan oturarak Türk milletini tekrar tanzim etti, besledi. Fakiri zengin kıldı, azı çok kıldı.( KTG-D-16)
-Yekün olarak yirmi beş defa ordu sevk etti, on üç defa savaştık. İlliyi ilsizleştirdik, kağanlıyı kağansızlaştırdık. Dizliye diz çöktürdük, başlıya baş eğdirdik…(KTG-D-18)
-sonra, Tanrı bağışlasın, devletim var olduğu için, kısmetim var olduğu için, ölecek milleti diriltip besledim. Çıplak milleti elbiseli, fakir milleti zengin kıldım. Az milleti çok kıldım. Değerli iliden, değerli kağanlıdan daha iyi kıldım…(KTG-D-29)
-Demir Kapıya kadar kondurmuş. İkisi arasında pek teşkilatsız büyük Gök Türk’ü düzene sokarak öylece oturuyormuş. Bilgili kağan imiş, cesur kağan imiş. Buyruku bilgili imiş tabii, cesur imiş tabii. Beyleri de milleti de doğru imiş. Onun için ili öylece tutmuş tabii. İli tutup töreyi düzenlemiş. Kendisi öyle vefat etmiş.( BG-D-4)
-Kağan uçtuğunda kendim sekiz yaşında kaldım. O töre üzerine amcam kağan oturdu. Oturarak Türk milleti tekrar tanzim etti, tekrar besledi. Fakiri zengin kıldı, azı çok kıldı. Amcam kağan oturduğunda kendim prens… Tanrı buyurduğu için(BG-D-14)
-amcamızın kazanmış olduğu milletin adı sanı yok olmasın diye Türk milleti için gece uyuyamadım, gündüz oturmadım. Küçük kardeşim Kül Tigin ile, iki şad ile öle yite kazandım. Öyle kazanıp bütün milleti ateş, su kılmadım. Ben kendim kağan oturduğumdan her yere gitmiş olan millet yaya olarak, çıplak olarak, öte yite geri(BG-D-22)
-geldi. Milleti besleyeyim diye kuzeyde Oğuz kavmine doğru; doğuda Kıtay, Tatabı kavmine doğru; güneyde Çine doğru on iki defa ordu sevk ettim… savaştım. Ondan sonra Tanrı buyurduğu için, devletim, kısmetim var olduğu için, ölecek milleti diriltip besledim. Çıplak milleti elbiseli kıldım. Fakir milleti zengin kıldım.( BG-D-23)
-dağıttım. Tanrı bahşettiği için, ben kazandığım için Türk milleti kazanmıştır. Ben küçük kardeşimle beraber böyle başa geçip kazanmasam Türk milleti ölecekti, yok olacaktı. Türk beyleri, milleti, böyle düşünün, böyle bilin! Oğuz kavmi… Göndermeden, diye ordu sevk ettim.( BG-D-33)
-beslemiş olan, kahraman kağanına ihanet etti…(BG-D-35)
– … başlıya baş eğdirdim, dizliye dik çöktürdüm. Üstte Tanrı, altta yer bahşettiği için(BG-K-10)
-yürüyormuş; kağanı cesur imiş; müşaviri bilici imiş; …(TN1-G-3)
-kağanı kahraman imiş, müşaviri bilici imiş ne zaman bir şey olsa öldürecektir…( TN1-D-4)
-… İltiriş Kağan bilici olduğu için,( TN2-G-4)
-cesur olduğu için, Çine karşı on yedi defa savaştı. Kıtaya karşı yedi defa savaştı, Oğuza karşı beş defa savaştı. Onlarda müşaviri(TN2-G-5)
-Kapgan Kağan yirmi yedi yaşında… orda… idi. Kapgan Kağan oturdu. Gece uyumadı,(TN2-D-1)
-Türk Bilge Kağanı Türk Sir milletini, Oğuz milletini besleyip oturuyor.(TN2-K-4)
3-Yönetimde dikkat edilmesi veya kaçınılması gereken başlıca unsurlar
-anlaştım. Altını, gümüşü, ipeği ipekliyi sıkıntısız öylece veriyor. Çin milletinin sözü tatlı, ipek kumaşı yumuşak imiş. Tatlı sözle, yumuşak ipek kumaşla aldatıp uzak milleti öylece yaklaştırırmış. Yaklaştırıp, konduktan sonra, kötü şeyleri o zaman düşünürmüş.( KTG-G-5)
-ovasına konayım dersen, Türk milleti, öleceksin! Orda kötü kişi şöyle öğretiyormuş: Uzak ise kötü mal verir, yakın ise iyi mal verir diyip öyle öğretiyormuş. Bilgi bilmez kişi o sözü alıp, yakına gidip, çok insan, öldün!( KTG-G-7)
-o yere doğru gidersen, Türk milleti öleceksin! Ötüken yerine oturup kervan, kafile gönderirsen hiçbir sıkıntın yoktur. Ötüken ormanında oturursan ebediyen il tutarak oturacaksın. Türk milleti, tokluğun kıymetini bilmezsin. Açlık, tokluk düşünemezsin. Bir doysan açlığı düşünmezsin. Öyle olduğun(KTG-G-8)
-… Ötüken ormanından daha iyisi hiç yokmuş. İl tutacak yer Ötüken ormanı imiş. Bu yerde oturup Çin milleti ili (KTG-G-4)
-için, beslemiş olan kağanının sözünü almadan her yere gittin. Hep orda mahvoldun, yok edildin…(KTG-G-9)
-…Ondan sonra küçük kardeşi büyük kardeşi gibi kılınmamış olacak, oğlu babası gibi kılınmamış olacak. Bilgisiz kağan oturmuştur, kötü kağan oturmuştur. Buyruku da bilgisizmiş tabii, kötü imiş tabii.( KTG-D-5)
-Beyleri, milleti ahenksiz olduğu için, Çin milleti hilekar ve sahtekar olduğu için, aldatıcı olduğu için, küçük kardeş ve büyük kardeşi birbirine düşürdüğü için, bey ve milleti karşılıklı çekiştirdiği için, Türk milleti il yaptığı ilini elden çıkarmıştır.( KTG-D-6)
-kılınmamış olacak, oğlu babası gibi kılınmamış olacak. Bilgisiz kağan oturmuştur, kötü kağan oturmuştur. Buyruku da bilgisizmiş tabii, kötü imiş tabii. Beyleri, milleti ahenksiz olduğu için, aldatıcı olduğu için, Çin milleti hilekar ve sahtekar olduğu için, küçük kardeş ve büyük kardeşi birbirine düşürdüğü için, bey ve milleti(BG-D-6)
-Türk milleti, ilini, töreni kim bozabilecekti? Türk milleti, vaz geç, pişman ol! Disiplinsizliğinden dolayı, beslemiş olan kağanına, hür ve müstakil iyi iline karşı kendin hata ettin, kötü hale soktun. Silahlı nereden gelip dağıtarak gönderdi? Mukaddes Ötüken ormanının milleti, gittin! Doğuya giden, gittin! Batıya,( BG-D-19)
-ipekliyi sıkıntısız öylece veriyor. Çin milletinin sözü tatlı, ipek kumaşı yumuşak imiş. Tatlı sözle, yumuşak ipek kumaşla aldatıp uzak milleti öylece yaklaştırırmış. Yaklaştırıp, konduktan sonra, kötü şeyleri o zaman düşünürmüş. İyi bilgili insanı, iyi cesur insanı yürütmezmiş. Bir insan yanılsa kabilesine, milletine, akrabasına kadar barındırmaz(BG-K-4)
-bilmez kişi o sözü alıp, yakına varıp, çok insan öldün! O yere doğru gidersen Türk milleti, öleceksin! Ötüken yerinde oturup kervan, kafile gönderirsen hiç sıkıntın yoktur. Ötüken ormanında oturursan ebediyen il tutarak oturacaksın. Türk milleti, tokuluğun kıymetini bilmezsin. Acıksan tokluk düşünmezsin. Bir doysan açlığı düşünmezsin. Öyle olduğun için beslemiş olan kağanının(BG-K-6)
-sözü almadan her yere gittin. Hep orda mahvoldun, yok edildin. Orda, geri kalanınla, her yere zayıflayarak ölerek yürüyordun…(BG-K-7)
4-Devlet görevlilerinin tayin ve denetimleri
-Dokuz Oğuz beyleri, milleti! Bu sözümü iyice işit, adamakıllı dinle: Doğuda gün doğusuna, güneyde gün ortasına, batıda gün batısına, kuzeyde gece ortasına kadar, onun içindeki millet hep bana tabidir…(KTG-G-2)
-… Şimdiki Türk milleti, beyleri, bu zamanda itaat eden beyler olarak mı yanılacaksınız?( KTG-G-11)
-… Buyruku yine bilgili imiş tabii, cesur imiş tabii. Beyleri de milleti de doğru imiş. Onun için ili öylece tutmuş tabii…(KTG-D-3)
-kahraman er bize hücum etmişti. Öyle bir zamanda pişman olup Kül Tigini az erle eriştirip gönderdik. Büyük savaş savaşmış… (KTG-D-40)
-idi. Kağan adını burda biz verdik Kız kardeşim prensesi verdik…(BG-D-17)
-sözümde yalan var mı? Türk beyleri, milleti, bunu işitin! Türk milletini toplayıp il tutacağını burda vurdum. Yanılıp öleceğini yine burda vurdum. Her ne sözüm varsa ebedi taşa vurdum. Ona bakarak bilin. Şimdiki Türk milleti, Beyleri, bu zamanda itaat eden beyler olarak mı yanılacaksınız? Babam (BG-K-8)
-Casusun sözü şöyle: Dokuz Oğuz milletinin üzerine kağan oturdu der. Çine doğru Ku’yu, generali göndermiş. Kıtaya doğru Tongra Esimi göndermiş, sözü şöyle göndermiş: Azıcık Türk milleti(TN1-G-2)
-yürüyormuş; kağanı cesur imiş; müşaviri bilici imiş; o iki kişi var olursam seni, Çini öldürecek derim; doğuda Kıtayı öldürecek derim; beni, Oğuzu(TN1-G-3)
-kağanı kahraman imiş, müşaviri bilici imiş ne zaman bir şey olsa öldürecektir.( TN1-D-4)
-gündüz oturmadı. Kızıl kanımı döktürerek, kara terimi koşturarak işi, gücü verdim hep. Uzun keşif kolunu yine gönderdim hep.(TN2-K-2)
5-Beytülmal idaresi
6-Devletlerarası ilişkilerde uyulması gereken kurallar
-anlaştım. Altını, gümüşü, ipeği ipekliyi sıkıntısız öylece veriyor. Çin milletinin sözü tatlı, ipek kumaşı yumuşak imiş. Tatlı sözle, yumuşak ipek kumaşla aldatıp uzak milleti öylece yaklaştırırmış. Yaklaştırıp, konduktan sonra, kötü şeyleri o zaman düşünürmüş.( KTG-G-5)
-ovasına konayım dersen, Türk milleti, öleceksin! Orda kötü kişi şöyle öğretiyormuş: Uzak ise kötü mal verir, yakın ise iyi mal verir diyip öyle öğretiyormuş. Bilgi bilmez kişi o sözü alıp, yakına gidip, çok insan, öldün!( KTG-G-7)
-ipekliyi sıkıntısız öylece veriyor. Çin milletinin sözü tatlı, ipek kumaşı yumuşak imiş. Tatlı sözle, yumuşak ipek kumaşla aldatıp uzak milleti öylece yaklaştırırmış. Yaklaştırıp, konduktan sonra, kötü şeyleri o zaman düşünürmüş. İyi bilgili insanı, iyi cesur insanı yürütmezmiş. Bir insan yanılsa kabilesine, milletine, akrabasına kadar barındırmaz(BG-K-4)
7-Hükümdarın Allah’a(tanrı olarak değiştirmekte fayda vardır) ve halka karşı sorumlulukları
-diye, Türk milleti için gene uyumadım, gündüz oturmadım. Küçük kardeşim Kül Tigin ile, iki şad ile öle yite kazandım. Öyle kazanıp bütün milleti ateş, su kılmadım. Ben kendim kağan oturduğumda, her yere(KTG-D-27)
-gitmiş olan millet öle yite, yaya olarak çıplak olarak dönüp geldi. Milleti besleyeyim diye, kuzeyde Oğuz kavmine doğru, doğuda Kıtay, Tatabı kavmine doğru, güneyden Çine doğru on iki defa büyük ordu sevk ettim,… savaştım. Ondan(KTG-D-28)
-Az milleti çok kıldım. Değerli illiden, değerli kağanlıdan daha iyi kıldım. Dört taraftaki milleti hep tabi kıldım, düşmansız kıldım. Hep bana itaat etti. On yedi yaşımda Tanguta doğru ordu sevk ettim. Tangut milletini bozdum. Oğlunu, karısını, at sürüsünü, servetini orda aldım…(BG-D-24)
-gözle görülmeyen, kulakla işitilmeyen milletimi doğuda gün doğusuna, güneyde… batıda… Sarı altınını, beyaz gümüşünü, kenarlı ipeğini, ipekli kumaşını, binek atını, aygırını, kara samurunu,( BG-K-11)
-Mavi sincabını Türküme, milletime kazanı verdim… kedersiz kıldım. Üstte Tanrı kudretli… Türk beylerini, milletini(BG-K-12)
-…besleyin, zahmet çektirmeyin, incitmeyin!… benim Türk beylerim, Türk milletim,… kazanıp… bu…. Kağanından, bu beylerinden… soyundan ayrılmazsan, Türk milleti, (BG-K-12)
8-Devletin ayakta kalmasının temel şartları
-… Amcam kağan oturarak Türk milletini tekrar tanzim etti, besledi. Fakiri zengin kıldı, azı çok kıldı.( KTG-D-16)
-Yekün olarak yirmi beş defa ordu sevk etti, on üç defa savaştık. İlliyi ilsizleştirdik, kağanlıyı kağansızlaştırdık. Dizliye diz çöktürdük, başlıya baş eğdirdik. Türgiş Kağanı türkümüz, milletimiz idi…(KTG-D-18)
-diye, Türk milleti için gene uyumadım, gündüz oturmadım. Küçük kardeşim Kül Tigin ile, iki şad ile öle yite kazandım. Öyle kazanıp bütün milleti ateş, su kılmadım. Ben kendim kağan oturduğumda, her yere(KTG-D-27)
-gitmiş olan millet öle yite, yaya olarak çıplak olarak dönüp geldi. Milleti besleyeyim diye, kuzeyde Oğuz kavmine doğru, doğuda Kıtay, Tatabı kavmine doğru, güneyden Çine doğru on iki defa büyük ordu sevk ettim,… savaştım. Ondan(KTG-D-28)
-Türk milleti, ilini, töreni kim bozabilecekti? Türk milleti, vaz geç, pişman ol! Disiplinsizliğinden dolayı, beslemiş olan kağanına, hür ve müstakil iyi iline karşı kendin hata ettin, kötü hale soktun. Silahlı nereden gelip dağıtarak gönderdi? Mukaddes Ötüken ormanının milleti, gittin! Doğuya giden, gittin! Batıya,( BG-D-19)
-geldi. Milleti besleyeyim diye kuzeyde Oğuz kavmine doğru; doğuda Kıtay, Tatabı kavmine doğru; güneyde Çine doğru on iki defa ordu sevk ettim… savaştım. Ondan sonra Tanrı buyurduğu için, devletim, kısmetim var olduğu için, ölecek milleti diriltip besledim. Çıplak milleti elbiseli kıldım. Fakir milleti zengin kıldım.( BG-D-23)
-Türk Bilge Kağanı Türk Sir milletini, Oğuz milletini besleyip oturuyor.(TN2-K-4)
6- Kut İnancı ve Orhun Abideleri
Orhun abideleri ve siyaset arasındaki ilişkide bahsedilecek bir önemli konuda ‘’Kut İnancı’’dır. Kut sözcüğü, ‘’İlahi bir kaynaktan gelen rahmet, bereket’’(9) olarak tanımlanmaktadır. Türk yöneticileri görevlerini Tanrı’dan aldıklarını ve ona karşı görevleri olduğu inancındadırlar. Durum böyle iken siyaset ile Tanrı hayatın her yanında ilişkilendirilmiş ve bu metinde de bolca bu konudan bahsedilmiştir. Bu bölümümüzde de abidelerdeki Kut İnancı ile ilgili kısımlar şu şekilde listelenecektir:
-… Tanrı buyurduğu için, kendim devletli olduğum üçün, kağan oturdum. Kağan oturup(KTG-G-9)
-…Ondan sonra küçük kardeşi büyük kardeşi gibi kılınmamış olacak, oğlu babası gibi kılınmamış olacak. Bilgisiz kağan oturmuştur, kötü kağan oturmuştur. Buyruku da bilgisizmiş tabii, kötü imiş tabii.( KTG-D-5)
-Yukarıda Türk tanrısı, Türk mukaddes yeri, suyu öyle tanzim etmiş. Türk milleti yok olmasın diye, millet olsun diye babam İltiriş Kağanı, annem İlbilge Hatunu göğün tepesinde tutup yukarı kaldırmış olacak. Babam kağan on yedi erle dışarı çıkmış. Dışarı(KTG-D-11)
-… Tanrı kuvvet verdiği için babam kağanın askeri kurt gibi imiş, düşmanı koyun gibi imiş. Doğuya, batıya asker sevk edip toplamış, yığmış. Hepsi (KTG-D-12)
-…Tanrı lütfettiği için illiyi ilsizleştirmiş, kağanlıyı kağansızlatmış, düşmanı tabi kılmış, dizliye diz çöktürmüş, başlıya baş eğdirmiş…( KTG-D-15)
-… Türk milletinin adı sanı yok olmasın diye, babam kağanı, annem hatunu yükseltmiş olan tanrı, il veren Tanrı, Türk milletinin adı sanı yok olmasın diye,(KTG-D-25)
-kendimi o Tanrı kağan oturttu tabii…(KTG-D-26)
-sonra, Tanrı bağışlasın, devletim var olduğu için, kısmetim var olduğu için, ölecek milleti diriltip besledim. Çıplak milleti elbiseli, fakir milleti zengin kıldım. Az milleti çok kıldım. Değerli iliden, değerli kağanlıdan daha iyi kıldım. Dört taraftaki(KTG-D-29)
-Tanrı gibi Tanrı yaratmış Türk Bilge Kağanı sözüm: Babam Türk Bilge Kağanı… Sir, Dokuz Oğuz, İki Ediz çadırlı beyleri, milleti… Türk tanrısı(BG-D-1)
-kılınmamış olacak, oğlu babası gibi kılınmamış olacak. Bilgisiz kağan oturmuştur, kötü kağan oturmuştur. Buyruku da bilgisizmiş tabii, kötü imiş tabii. Beyleri, milleti ahenksiz olduğu için, aldatıcı olduğu için, Çin milleti hilekar ve sahtekar olduğu için, küçük kardeş ve büyük kardeşi birbirine düşürdüğü için, bey ve milleti(BG-D-6)
-Türk Tanrısı, mukaddes yeri, suyu öyle tanzim etmiştir. Türk milleti yok olmasın diye, millet olsun diye, babam İltiriş kağanı, annem İlbilge Hatunu göğün tepesinden tutup yukarı kaldırmıştır…(BG-D-10)
-inmiş. Toplanıp yetmiş er olmuş. Tanrı kuvvet verdiği için, babam kağanın askeri kurt gibi imiş düşmanı koyun gibi imiş.
-… Ondan sonra Tanrı buyurduğu için, devletim, kısmetim var olduğu için, ölecek milleti diriltip besledim. Çıplak milleti elbiseli kıldım. Fakir milleti zengin kıldım.( BG-D-23)
-Az milleti çok kıldım. Değerli illiden, değerli kağanlıdan daha iyi kıldım. Dört taraftaki milleti hep tabi kıldım, düşmansız kıldım. Hep bana itaat etti. On yedi yaşımda Tanguta doğru ordu sevk ettim. Tangut milletini bozdum. Oğlunu, karısını, at sürüsünü, servetini orda aldım. On sekiz yaşımda Altı Çun Soğdaka (BG-D-24)
-… Tanrı kuvvet verdiği için orda mızrakladım,( BG-D-32)
-dağıttım. Tanrı bahşettiği için, ben kazandığım için Türk milleti kazanmıştır. Ben küçük kardeşimle beraber böyle başa geçip kazanmasam Türk milleti ölecekti, yok olacaktı. Türk beyleri, milleti, böyle düşünün, böyle bilin!…( BG-D-33)
-evini barkını bozdum. Oğuz kavmi Dokuz Tatar ile toplanıp geldi. Aguda iki büyük savaş yaptım. Ordusunu bozdum. İlini orda aldım. Öyle kazanıp… Tanrı buyurduğu için otuz üç yaşımda… idi. Seçkin, muhterem, güç(BG-D-34)
-beslemiş olan, kahraman kağanına ihanet etti. Üstte Tanrı, mukaddes yer, su, amcam kağanın devleti kabul etmedi olacak…(BG-D-35)
-Tanrı gibi gökte olmuş Türk Bilge Kağanı, bu zamanda oturdum…(BG-K-1)
-… Tanrı buyurduğu için, kendim devletli olduğum için kağan oturdum. Kağan oturup aç, fakir milleti hep toplattım. Fakir milleti zengin kıldım. Az milleti çok kıldım. Yoksa bu(BG-K-7)
-kağan, amcam kağan oturduğunda dört taraftaki milleti nasıl düzene sokmuş… Tanrı buyurduğu için kendim oturduğumda dört taraftaki milleti düzene soktum ve tertipledim… kıldım…(BG-K-9)
-…Üstte Tanrı, altta yer bahşettiği için(BG-K-10)
-Türk milleti hanını bulmayıp Çinden ayrıldı, hanlandı. Hanını bırakıp Çine tekrar teslim oldu. Tanrı şöyle demiştir: Han verdim,( TN1-B-2)
-hanını bırakıp teslim oldun. Teslim olduğun için Tanrı öldürmüştür. Türk milleti öldü, mahvoldu, yok oldu. Türk Siir milletinin yerinde(TN1-B-3)
-Oğuz geldi. Askeri üç bin imiş. Biz iki bin idik. Savaştık. Tanrı lütfetti, dağıttık… (TN1-G-9)
-…Tanrı lütfettiği için, çok diye(TN2-B-5)
-korkmadık, savaştık. Tarduş şadına kadar kovalayıp dağıttık. Kağanını tuttuk. Yabgusunu, şadını(TN2-B-6)
Sonuç
Bu yazımızda içerisinde birçok ilki barındıran Orhun Abidelerinin Türk tarihinin ilk siyasetnamesi olduğunu kanıtlamaya çalıştık.
Bu yazıtlar içerisinde döneme ait birçok siyasi unsur sözkonusudur. KağanlarıN Tanrı’ya ve halka karşı sorumlulukları, geçmişte yapılan hataların tekrarlanmaması için öğütler, başarılı kağanlarda bulunan özellikler, dışişlerinde yapılan hataların hatırlatılması, devletin ayakta kalabilmesi için yapılması gereken işler bu unsurların başında gelmektedir. Yukarıda da alıntıladığımız bu unsurlar sözkonusu eserlerin siyasetname olduğunu kanıtlamaktadır.
Günümüzde gerek sosyal hayatımızda gerekse okullarımızda ilk siyasetname ise Kutadgu Bilig olarak ifade edilmektedir. Bu ve bunun gibi birçok yanlışı düzeltmek Türk tarihi için oldukça önemlidir. Bu görev ise özellikle akademisyenlerimize düşmektedir.
DİPNOT
* Örnek için bakınız: http://www.sosyalarastirmalar.com/cilt3/sayi12pdf/turkdogan_melike.pdf
** Şüphesiz bu yazıtlar da birbirinden ayrı yerlerde ayrı zamanlarda ve ayrı kişilerce dikilmişlerdir. Ancak gerek bu zaman, yer ve kişilerin birbirine yakınlığı gerekse eserlerin aynı amaçlarla, aynı dil ve üslup ile yazılmış olması bizlere bu abideleri Orhun Abideleri adı ile bir bütün şeklinde inceleme fırsatı vermektedir.
*** Türkçe kaynaklar açısından Orhun Abidelerinin çözümünde iki önemli eser sözkonusudur. Bunlardan birincisi Prof. Dr. Muharrem ERGİN’in Orhun Abideleri adlı eseri, ikincisi de Prof. Dr. Talat TEKİN’in Orhon Yazıtları adlı eseridir. Bu iki çözümlerin anlamı açısından aynıdır. Sadece –başlıklarından da anlaşılacağı üzere- bazı kelime farklılıkları vardır. Bu nedenle iki kaliteli eser arasından herhangi birinin seçilmesi gerekli olmuş ve birincisi seçilmiştir.
ERGİN, Muharrem, ORHUN ABİDELERİ, Boğaziçi Yayınları, İstanbul, 2012
****(KTG-G-3)=(Yazıtın adı-Yazıtın yönü-Yazıtın satır numarası)
Bilge Kağan=BG
KÜL TEGİN=KTG
TONYUKUK= TN1(Birinci taş)-TN2(İkinci taş)
Kuzey=K
Güney=G
Doğu=D
Batı=B
(1)http://mebk12.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/06/13/962846/dosyalar/2013_02/22041736_trkedebiyatndalkler.pdf erişim tarihi:14.02.2014
(2) ADALIOĞLU, Hasan Hüseyin, “SiYASETNAME ”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (DİA), C. 37, s.305
(http://www.islamansiklopedisi.info/dia/pdf/c37/c370200.pdf) erişim tarihi:14.02.2014
(3) LEVEND, Agah Sırrı, ‘’SİYASET-NAMELER’’s.168
(http://www.tdk.gov.tr/images/css/TDA/1962/1962_9_Levend.pdf) erişim tarihi:14.02.2014
(4) http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_gts&view=gts erişim tarihi:14.02.2014
(5) ÖZBEK, Süleyman, ‘’SİYASETNÂME ÖZELLİKLERİ AÇISINDAN RÂHATÜ’S-SUDÛR’UN DEĞERLENDİRMESİ’’ Sosyal Bilimler Dergisi, C9, S: 2 , s.149
(6) TAŞAĞIL, Ahmet, ‘’GÖKTÜRKLER’’, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, 2012, s.301-307
(7) KIRPIK, Güray vd. ‘’TÜRK EĞİTİM TARİHİ’’ Otorite Yayınları, Ankara, 2012, s.21
(8) ADALIOĞLU, a.g.e.,s305
(9) http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_gts&view=gts erişim tarihi:14.02.2014