Yükleniyor...
S 400 ve F 35 tartışması dolayısı ile Türkiye’nin ABD ile arası giderek açılırken Rusya durumu fırsata çeviriyor
A(https://www.foreignaffairs.com/articles/turkey/2019-07-09/why-turkey-turned-its-back-united-states-and-embraced-russia, Why Turkey turned its back United States and embraced Russia)
Amerikan uluslararası ilişkiler dergisi Foreign Affairs’de yayınlanan makalede Türk-Amerikan, Türk-Rus ilişkileri incelenmiş.
Amerika’nın Irak’ı işgal etmesi ve Kürt bölge yönetiminin daha iddialı hale gelmesinin Türkiye gözünde Amerika’nın Ortadoğu’da istikrarsızlığın müsebbibi görülmesine yol açtığı belirtilmiş.
Suriye’de Kürtçü terörist grupların Amerika tarafından desteklenmesinin ise Türkiye’nin Amerika hakkındaki kanaatini pekiştirdiği ilave edilmiş.
Bütün bunların Türkiye’yi Rusya’ya ittiği, Amerika tarafından F 35 savaş uçakları projesinden çıkarılma tehdidinin dahi Türkiye’yi Rus hava savunma sistemi S 400 alımından dolayısıyla Rusya’dan koparamadığı yorumu yapılmış.
Türkiye’nin Rusya ile yakınlaşmasının, Amerika’nın Türkiye tarafından artık zarurî bir müttefik olarak görülmediği anlamına geldiği belirtilmiş.
Türk-Amerikan ilişkilerinin soğuk savaş döneminde perçinlendiği bu dönemde Rusya’yı kuşatmak isteyen Amerika ile Sovyet saldırısına karşı müttefik arayan Türkiye’nin menfaatlerinin örtüştüğü ancak soğuk savaş sonrasında Irak’ın işgali ve sözde Irak Kürdistan bölge yönetimini unsurunun oluşmasının Kürt milliyetçiliğini kendisine karşı bir tehdit olarak gören Türk devletini rahatsız ettiği vurgulanmış.
Suriye savaşı sırasında ise işlerin iyice raydan çıktığı, Ankara’nın PKK’nın Suriye kolu olan PYD’yi ilk başta desteklediği ve Esad rejiminin yıkılmasına karşı daha geniş bir kitleye bağlamaya çalıştığı, Türkiye’nin bu hamle ile bağımsız bir Kürt devleti oluşumuna mani olmak istediği, aynı zamanda bu siyaseti sayesinde Amerika ile doğrudan bir siyasi çatışma yaşamadığı yorumu yapılmış.
Aslında Türkiye’nin Esad’ı devirmek için Amerika’nın askerî gücünü kullanmaya ikna etmeye çalıştığını, ancak Amerika’yı ikna edemediği belirtilmiş.
Amerika’nın Irak ve Afganistan tecrübelerinden sonra terörizm ile mücadele kapsamında mahallî güçleri kullanmaya meylettiği Suriye’deki cihatçı gruplarla mücadele etmek için de Suriyeli Kürt grupları tercih etmesinin Türkiye’ye ile Amerika arasında çıkar çatışması meydana getirdiği ifade edilmiş.
Washington ve Ankara arasında Suriye üzerinden yaşanan çıkar çatışması büyürken Türkiye’nin Amerika’ya bağlılığını azaltıp dünya çapında bir güç olma çabasına girdiğini, bu amaçla Türkiye’nin uzun zamandır Amerika haricinde bölge ve dünya çapında müttefik aradığı belirtilmiş.
Türk-Rus ittifakının önceden belirlenmiş bir netice olmadığı, süreç içerisinde Rusya’nın siber saldırılarının, seçimleri yönlendirme amaçlı propagandasının, siyasi cinayetlerin yaşandığı, Suriye konusunda da Türkiye ile Rusya karşı taraflarda yer aldığı belirtiliyor.
Ankara ile Moskova’nın ittifakının resmi olmadığı ve henüz Washington ile Ankara ittifakından zayıf olduğu dile getirilmiş.
Rus Türk ittifakının Rusya’nın Suriye’deki Türk destekli güçlerin sevk ve idaresini iyi yapması neticesinde meydana geldiği vurgulanmış.
Bu hususta 2015 yılında Rus Su 24 savaş uçağının Türkiye tarafından düşürülmesine karşılık olarak Rusya’nın Suriye’de Türkiye’ye ait ikmal hatlarını bombardıman altında tuttuğu Türkiye’ye hareket imkânı vermediği bu durumda hem Kürt oluşumu hem de Esad rejimini konusunda Türkiye’yi etkisiz hale getirdiği böylelikle Suriye’de harekat yapmak isteyen Türkiye’nin Rusya ile ittifak içinde olmak zorunda bırakıldığı, aynı zamanda Esad rejiminin egemenliğine halel getirmeyecek şekilde Suriye’nin sınır kısmında Kürtçü terörist grupları baskı altında tutacak operasyonlara Rusya tarafından müsaade edildiğinden ötürü Rusya’nın Suriye’de Türkiye ile ittifak pozisyonunda bulunduğu dile getirilmiş.
Rusya’nın Türk-Rus ittifakından memnun olduğu zira bu ittifakın öncelikle ABD ile Türkiye arasındaki tansiyonu ve dolayısıyla küresel tansiyonu yükselttiği belirtilmiş. Türkiye’nin de bu ittifaktan memnun olduğu zira muhtemel bağımsız bir Kürt bölge yönetimini engelleme fırsatı gördüğü ifade edilmiş.
Bütün bunların neticesinde ortak hedefli bir Türk Rus ittifakının meydana geldiği vurgulanmış.
Türkiye’nin savunma teknolojileri bakımından tarihi bir değişimin yaşanacağı zira bu döneme kadar NATO üyesi olan Türkiye’ye Rusya’nın kritik askerî ve teknolojik veri vermediği belirtilirken Türkiye’nin bu hamlesi ile hava gücünün geleceğini riske attığı ifade edilmiş.
Son olarak, ABD’nin Türkiye’yi sadece F 35 savaş uçağı geliştirme projesinden çıkarmakla tehdit etmediği, Suriye’de kalmaya devam etmek, Kürt unsurlarla çalışmaya devam etmek ve Türkiye’ye karşı ekonomik yaptırımlar uygulamak gibi bir dizi başka tehditlerinin de bulunduğu ilave edilirken, Türkiye’nin bağımsız bir dış politika ile menfaatlerine daha kolay ulaşacağı fikrinde olduğu ifade edilmiş.