Yükleniyor...
Sevgili Okuyucum,
Günümüzde Arap toprakları dışındaki ülkemizde İslam dinine inananların Araplaşarak daha iyi Müslüman olduğunu zannetmesi bizleri iyice uçurumun kenarına getirmektedir. Eğer gerçekten inanan insanlar olmak istiyorsak Arap kültürünü değil, İslam kültürünü almalıyız.
Bugün hangi ülkeye bakarsak bakalım, sahip oldukları inançlarına bakış açılarının, hayatlarını, refah düzeylerini, içtimai hoşgörülerini, sosyal saygılarını, bilim ve teknolojik seviyelerini nasıl etkilediğini görebiliriz.
İnanca bakış açısını yorumlayacak olursak, mezhepleri değil, kutsal kitapları doğru anlamaktan bahsediyorum.
Rönesans’ın başlangıcında çeviri faaliyetlerinin başlaması ile kutsal kitaplar da birçok betik gibi ulus dillerine çevrildi. Bu şekilde kendi dinini öğrenen halk, kiliselerin doğru söylemediğini anladı ve böylece bugünkü laik-seküler Avrupa yapısı ortaya çıktı.
Günümüzde tarikat çocukları tarafından pek sevilen Cüppeli Ahmet denen adamın geçmişte hadisler ile ilgili yaptığı konuşmada vurgulamak istediği cümleyi aynen aktarmak isterim: “…Bu hadis zayıftır, hangi kitaptadır merak etmeyin. Sizin aklınız ermez. Hocalar ne derse ona inanın.” Bu adamın dediklerine baktığımda Orta Çağ Avrupa’sının o acınası halini gördüm. Cüppeli Ahmet denen adam, geçmişte Avrupa’da yaşayan dinci papazların varisi olsa gerek.
Gelişmişlik konusuna geldiğimizde, Toplumlar ekonomik, teknolojik, askeri olarak gelişmiş olmak istiyorlarsa mutlaka eğitim sistemlerini dünya ülkeleriyle yarışacak donanıma getirmek zorundadır. Ancak eğitime dini bir bakış açısıyla bakıp bugünkü AKP iktidarın “Darwin ve Evrim” konularını ders müfredatından çıkardığını düşünürsek işimiz çok zor.
Eğer Evrim, Din, Bilim gibi konularda bilgi sahibi olmak istiyorsanız, Değerli büyüğüm, Hocam Prof. Dr. İskender ÖKSÜZ’ün akılcı bir bakış açısı ile yazdığı “Bilim, Din ve Türkçülük” kitabını okumanızı öneririm.
Ülkemizde okuma yazma oranı %95’in üstünde olmasına ve 17 milyon küsur öğrencimizin bulunmasına rağmen, örneğin Güney Kore gibi spesifik yani özgün bir teknolojik atılım gerçekleştiremediysek, öğretmenlerimize hakaret eder ve hatta dayak atar duruma geldiysek vah ki vah Türkiye…
Biraz yukarıda dini bakış açısının sosyal saygıyı etkilediğinden bahsetmiştim. Birkaç gün önce “Atsız’lı Söyleşiler” kitabının yazarı değerli ağabeyim Zeynel Abidin Polat, İnstagram’da bir söz paylaştı. Sözün kime ait olduğunu bilmesem de tüm bu yazdıklarımı özetleyecek niteliktedir.
Söz aynen şöyle:
“Gelişmek ile zenginleşmek farklı şeylerdir. Mesela Araplar zengindir ancak gelişmiş değillerdir. Biz de Araplara özeniyoruz; Gelişmek değil zenginleşmek istiyoruz. Bu yüzden bilgili ve kültürlü değil, paralı ve nüfuzlu insanlara saygı duyuluyor bu coğrafyada.”
Umarım gelecekte, torunlarımıza bıraktığımız ülkemiz, bilim-teknik bakımdan gelişmiş, aklı hür, vicdanı hür, siyasi saygınlığı yüksek ve toplumun refah içinde yaşadığı bir ülke olur.
Haftaya buluşmak dileğiyle…