AV KIYMETLİ OLURSA…

“Dağ bizim, maral bizim, Avcı burda ne gezer?” TÜRKÜ SÖZÜMÜZ *** Avcılığın insanoğlunun en eski sanatı olduğu bilinir. İnsanoğlu başta bunu hayatta kalabilmek için yapmaktaydı.  Meşru, haklı sebebi vardı yani. Günümüzde zevk için, spor olsun diye yapılıyor artık. Tabiatın süsü, bezeği pek çok hayvan türü de bu şekilde yok oluyor ne yazık ki. Kazanç elde […]


Paylaşın:

“Dağ bizim, maral bizim,

Avcı burda ne gezer?”

TÜRKÜ SÖZÜMÜZ

***

Avcılığın insanoğlunun en eski sanatı olduğu bilinir. İnsanoğlu başta bunu hayatta kalabilmek için yapmaktaydı.  Meşru, haklı sebebi vardı yani. Günümüzde zevk için, spor olsun diye yapılıyor artık. Tabiatın süsü, bezeği pek çok hayvan türü de bu şekilde yok oluyor ne yazık ki. Kazanç elde eden de var tabi bu işten. Eti, derisi, dişi, tüyü, boynuzu, her şeyi ayrı bir değer insanoğlu için.  Dirisi de ölüsü de hizmetinde insanoğlunun anlayacağınız hayvanlar âleminin. Kürkü en kıymetli olanlardan biri de kutup ayıları bilindiği gibi. Sayıları az, avlanmaları da bir o kadar zor ve maliyetli olunca bakın ne metot geliştirmiş profesyonel avcılar bunun için. Bu anlatılıyor aşağıda.

***

Kutup ayılarını derileri için avlarlarmış. Ama bu iş kolay olmazmış.” Derilerinin altındaki ortalama 10 cm’lik yağ tabakası ayıların buzlu sularda donmasını engeller; hem de onları bir zırh gibi korurmuş. Küçük ateşli silahlarla ayılarda öldürücü yaralar açmak mümkün olmaz, büyük silahlar da derileri paramparça edip kullanılmaz hale sokarmış. Avlamak için alnındaki özel bir noktaya yakından ve tek el ateş edilmeliymiş.

Kutup ayılarının koklama ve işitme duyuları da güçlüymüş.  2 metre yükseklikte karın altındaki fok balığının kokusunu veya 30 km uzaklıktaki yaralı hayvanın kan kokusunu hissedebilirlermiş. Bununla birlikte en ufak bir çıtırtıyı bile duyabildiklerinden kimseyi yanlarına yaklaştırmazlarmış.

Avcılar kutup ayılarını avlamak için ilginç bir teknik kullanırlarmış. Bir baltanın ağzı iyice, ama iyice keskinleştirilir,  sonra bu balta bir yere sabitlenirmiş.  Üzerine sapını ve demirini tamamen kaplayacak şekilde fok balığı kanı sıvanır ve olay yerinden uzaklaşılırmış. Kan kokusunu alan kutup ayısı baltayı kolayca bulur ve yalamaya başlar, yalarken farkında olmadan dilini baltanın keskin ağzına da sürtermiş. Hafif hafif kesilen dilden sızan kanlarla balta, yalaması daha da keyifli hale gelirmiş. Zavallı ayı, yaladıkça kanayan, kanadıkça yalayan diliyle bir sure sonra iyice kendinden geçermiş. Hem zevklenir, hem bitkinleşirmiş. Avcı ise sürekli ayıyı gözler, kan kaybından iyice halsiz düşüp bayılmasını beklermiş. Bayılınca ayının yanına gider ve tek el ateşle ayıyı öldürürmüş. Böylece deriye zarar vermeden avlama işlemini tamamlarmış.

***

Kendini dünyanın jandarması görenler için yerküre bir bütün halinde av sahası. En nadir, en kıymetli avlar nerede onu biliyor, ona göre oluşturuyorlar avcı kollarını. Bu amaçla alandalar 365 gün tam teçhizat.  Topyekûn bir ülke bile bir av onlar için icabında. Meydan boş, devran onların ne de olsa. Avlanırken basit avlanma usulü yeterli geleni de var, profesyonel taktik gerektireni de.  Avın değerine göre artık o. “Büyük plana” büyük resimden bakıldığında bölgemizin kıymetli avı hangisi onu kestirmek zor değil.   Ülkemiz bu kategoride şüphe yok ki. Yüksek kıymette olunca taktik de ona göre oluyor tabiatıyla. Bizim için uygun görülen metot, kutup ayılarına reva görüleninin aynı  “teşbihte hata yoksa”  Yüce Türk milletinin tenzih ederek.

Avının kanını kendisine emdirmek, halsiz düşürmek, sonra da zahmetsiz bir şekilde onu teslim almak.

Tek avcı marifeti de değil bu iş. Avcılar kulübü işbirliği ve koalisyonla işletiliyor takvim. Adım adım bir hayli de yol alınmış durumda vaziyete bakılırsa.

“Bize bir şey olmaz, kolay av olmayız biz”  diyene bir hatırlatma bizimkisi sadece.

Kıssadan hisse işte.

Sürç-ü lisan ettiysek af ola yine de.

Osman ERENALP

Ankara Mart 2012

Yazar

Osman Erenalp

Yorum Yap

Kayıt olmadan yorum yapabilirsiniz.




Benzer Yazılar