Yükleniyor...
Bir Ramazanı daha geride bıraktık.
Çeyrek asırdır TV ler damgasını vurmaktalar bu mübarek aya artık.
Faydalı olanları olsa da daha çok zihin bulandıran programlar.
Verimsiz, kısır tartışmalar, çeşitli dini bilgi kirlilikleri v.s.
Bir de siyasiler.
Onlar da bu sihirli kutunun gücünü gördüler
Ramazandan kazançlı çıkma gayreti içine girdiler.
Kimini çok kimin az onların da iftar saatlerinde yüzlerini gördük en çok.
Boy gösterdiler, nutuklar irat ettiler bol bol.
Siyaset sosu kattılar sofralara.
“Ön teker nerden giderse arka da onun ardından…”.
Liderleri öyle olunca alt kadroları da ona uydular.
“İftarlar” “ifrata” “iftiraya” iftar “showlara” dönüştü yer yer.
İftar sofrası mitingleri oluşturuldu statlarda.
Merak ediyor insan.
Kaçı öz kazançlarından verdi acep o ziyafetleri?
Onu yapan hayır sahipleri de oldu elbet.
Sözümüz onlara değil.
“El kesesinden cömertlik” çoğu da.
İstismar kötü bir haslet.
Anneler, babalar günü, kutlu doğum haftası v.s..
Hiçbir değerin istismarı mazur görülemez.
En çirkini de dini değerlerin istismarı.
Yaradan yasaklıyor en başta bize ne demek düşer?
Namaz, hac, zekât v.s. hepsinin istismarını men ediyor.
Dememiz o ki:
Gelin dini değerlerimizi istismar etmeyelim.
“Kışlaya, mektebe, camiye siyaset girmesin” düsturuna riayet edelim.
Ramazanların, bayramların atmosferine siyaset parfümü sıkmayalım.
Siyasetin bulanık sularıyla masum millette iftarlar açtırılmayalım.
İftar sofralarında siyasilerle aynı karede görünme yarışları kalmasın akıllarda.
Bu ramazanın konusu isabetli bir kararla “helal kazanç” olmuştu.
Diyanet bir dahaki Ramazana bu konuyu da gündeme alsın.
Adı da “helal siyaset” olsun.
Bu ülkenin, bu milletin, bu devletin selameti için.
Kriz eşittir fırsat.
Bu ramazanın kazancı da bu olsun.
Siyasetten arınmış ramazanlar, bayramlar dileği ile.
Tüm Türk Dünyasının, İslam âleminin Ramazan Bayramı mübarek olsun.