Yükleniyor...
Bu uygulamaya maruz kalan kişilerden yalnızca biri olan Zumrat Davut, 4 görevli ‘kuzeni’ 62 gün evinde ‘zorla’ ağırladıktan sonra, ailesiyle birlikte Amerika Birleşik Devletleri’ne sığındığını açıkladı. 2016’da başlayan ve 2018’de genişletilen “tek ailede etnik grupların birleşmesi” sistemi ile, önce 100 bin, daha sonra 1 milyondan fazla memura, yönetimi Uygur Türkleri hakkında bilgilendirme görevi verildi. “Kuzenler” olarak adlandırılan Çinliler, her ay en az bir hafta boyunca evlerde kalıyor. Uygulamaya gerekçe olarak ise ”radikalleşmeye karşı önlem” bahanesi sunuluyor.
Zumrat Davut, evinde “zorla” misafir olan memurların evde Kuran bulunmadığını, ve İslam dinine ait hiçbir ibadetin yapılmadığını kontrol ettiklerini belirtti. Ayrıca çocuklara, evde konuşulan dini konular hakkında sorular sorulduğunu ifade etti.
“Bize geldiklerinde biz dinimizi yaşayamazdık. Zaten onlar da bize ‘dine, Allah’a inanmayın, sadece partimize inanın’ derlerdi. Eğer onlar bizim namaz kıldığımızı görürlerse hemen ihbar eder ve bizi polis evden alırdı. Benim en çok zoruma giden kendi evimde helal olmayan Han yemeği yapmamdı.”
Çinli memur ayrıca geceyi Davut ve eşini odasında geçiriyor. Zumrat’e göre, “kuzenler” evlerinde kaldıkları bütün süre boyunca ailelere hiçbir özel yaşam alanı bırakmıyor.
Hollanda’ya sığınan 51 yaşındaki Kelbinur Sıddık ise, Urumçi’de bir öğretmen idi. Kelbinur, “İlk başta bize Han ‘kuzenlerimizle’ üç ayda bir hafta yaşamamız gerektiğini söylediler. Sonra ayda bir hafta oldu. Onlarla birlikte çalışmak, eğitim almak, yemek, bunların hepsini anlarım ama neden onlarla birlikte, üstelik kendi evimizde yaşamak zorundayız?” dedi. ”Kuzenler” ile evde mutlu olduklarını belgeleyen fotoğraflar çekmek zorunda kaldıklarını belirtti.
Evde dini kitapların yanı sıra kültüre ait kitapları da bulunduramadıklarını ifade eden Sıddık, Çin Komünist Partisi ile bağlantılı kitaplar almak zorunda kaldıklarını belirtti.
Not kriterleri arasında, “bir erkeğin kadınlarla tokalaşması, komşularına ‘Selamün Aleyküm’ demesi gibi en ince ayrıntılar bile bulunuyor. Kabul edilebilir minimum not 90’ın altında düşenler, sözde eğitim, özde asimilasyon kamplarına gönderiliyor.
Hollanda’da Uygur İnsan Hakları Vakfı’ndan Enver Memet ise, bu programın getirdiği başka bir tehlikenin altını çiziyor: “Bize ulaşan haberlere göre, eşleri, erkek çocukları gözaltına alınan kadınların evlerine erkek memurlar gönderiliyor. Bu durumda evinde tek başına kalan kadınlar cinsel taciz veya tecavüze maruz kalıyor”.
Kaynak: (https://www.google.com/amp/s/tr.euronews.com/amp/2020/09/17/musluman-ailelere-zorla-misafir-olan-cinli-memurlar-uygurlar-evlerinde-takip-ediyor , 18/09/2020)