Yükleniyor...
Jules Verne, bilim kurgunun babası sayılır. İlköğretim okullarının kütüphanesinde müstesna ve değişmez yeri vardır. Geçtiğimiz günlerde onun gözden kaçırdığım bir kitabını okudum. Ay’a Yolculuk, Denizler Altında 20000 Fersah, Dünyanın Merkezine Yolculuk gibi romanlarında çizdiği manzara, tasarladığı hayalî makine, alet-edevatın gerçeğe uygunluğu sayesinde, her bilim kurgu yazarına nasip olmayan “kâhin” payesini alan yazarın Dr. Ox’un Deneyi adlı kitabını.
Roman, kim bilir ne sebepten haritalarda bile gösterilmeyen (bu konuda yazar da okuyucuyu aydınlatmıyor) bir kentte, Quiquendone’da gerçekleşen sıra dışı olayları anlatacağını haber vererek başlıyor. Quiquendone’u tanıttığında bu kentin zaten sıra dışı olduğunu görüyorsunuz. Öyle ki burada herkes çok sakin, ağır kanlı; kimse kimseye kızmıyor, birbirine karşı çok iyi davranıyor, dokuz yüz yıldır hiçbir sorunları olmadan yaşayıp gidiyorlar. O kadar sorunsuz bir kent ki, belediye başkanı ve danışmanı, niçin var olduğunu bile unuttukları komiserlik kadrosunun kaldırılmasını sürekli gündeme alıyorlar. Ama karar vermek zorlu bir süreç olduğundan ve birtakım sorumlulukları olacağından, sonuca bağlanmadan sürekli gündemde kalıyor. Bu konu tartışılırken, daha doğrusu ‘konuşulurken’ demeliyiz çünkü fikir alışverişi anlamında da kullanılsa ‘tartışma’ kelimesi bu kent için çok yabancı, belediye başkanının bir cümlesi bu karar alma sürecini mükemmelen özetliyor: “Bütün yaşamı boyunca hiçbir şeye karar vermeden ölen bir adam, mükemmeliyete yaklaşmış demektir.”
Bu kentin insanları gayet uyuşuk; coşku, heyecan, öfke gibi duygulara yabancılar. Bir tiyatro oyunu olması gerekenden daha uzun sürüyor, şarkılar oldukça yavaş tempolu icra ediliyor.
Kitabın başında belediye başkanı ve danışmanı konuşurken kahramanımızdan, şehirde bir aydınlatma sistemi kurmayı amaçlayan Dr. Ox’tan bahsediyorlar. Dr. Ox bir süre önce kente gelmiş ve modern bir aydınlatma sistemi kurup masrafları kendisinin karşılayacağını söyleyerek başkanı ve danışmanı ikna etmiş.
Bilime meraklı ve gelişmelere hâkim bir yazar olarak bildiğimiz Jules Verne burada da bu hâkimiyetini kullanmış. Dr. Ox’un düzeneğini anlatırken 1800’lerin başlarında keşfedilen hidroliz yöntemini anlattığını görüyoruz. Hidrolizle, suyu oluşturan elementlerden hidrojen ve oksijen elektrik akımıyla birbirinden ayrılarak gaz hâlinde biriktirilebiliyor. Hidrojen yanıcı bir gaz. Dr. Ox, hidroliz yöntemiyle ayrıştırdığı hidrojeni borularla kentte dolaştırıp, istenilen yerlerde yakarak aydınlatma yapmayı amaçlıyor. Yazarın burada kısa bir alkışı hak ettiğini söyleyebiliriz. Kısa alkış çünkü hidrojen, aydınlatma için kullanılabilir ancak yazarın anlattığı şekliyle yanarak değil, elektrik enerjisi üretilerek. Ama alkışımızı Dr. Ox’un gerçek niyetini anladığımızda biraz daha uzatabiliriz.
Yazar aslında Dr. Ox’un derdinin aydınlatma olmadığını henüz kitabın başlarında hissettiriyor. Olaylar geliştikçe de görüyoruz ki Dr. Ox, oksihidrik adını verdiği gazı kullanarak, kent halkının sinir sistemini etkilemeyi amaçlıyor. Bir nevi kimyasal silahla, ahaliyi normal insanlara dönüştürmek istiyor.
Anladığımıza göre yazar bu kenti bir ütopya olarak kurgulamış. Ancak vurdumduymaz, coşkusuz, heyecansız; insani duygulardan mahrum bir toplum daha çok distopyayı andırıyor. Yazar da bu konuda tereddütte olmalı ki Dr. Ox’a bu toplumun durumunun anormal olduğunu söyletiyor. Buna rağmen doktorun yöntemini kesinlikle tasvip etmediğini de anlıyorsunuz. Mesela oxsidhidrik gazının etkisi altında halk, dokuz yüz yıl önce komşu ülkenin bir ineğinin sınırı aşarak, Quiquendone topraklarında izinsiz otlandığını hatırlayıp savaş ilan ediyor! Bu absürt olayla da kentin ütopya kurgusu olduğunu pekiştiriyor.
Kitabı okurken, bu kent bazı yönleriyle çok tanıdık geldi. Vurdumduymaz insanlar, heyecansız bir topluluk, karar vermek için istekli olmayan, sorumluluk almaktan kaçmak için her yolu deneyen yöneticilerin varlığıyla hiç de yabancı değil. Belki, bizim haritalarımızda da gösterilmeyen ama varlığını kesin olarak hissettiğimiz böyle kentlerimiz vardır. Bu kentlerimiz için, Jules Verne’in dediği gibi, “Dr. Ox’un yöntemini asla tasvip etmiyoruz.” Ama bir çözüm bulunması gerektiği konusunda Dr. Ox’la hemfikiriz.